25 - KATİL RUH

23 5 1
                                    

"Ve sen,

Kalbime susamışsın.

Ellerim arasında duran kalbime

İştahla bakıyorsun."

🕯️


(Yazarın Anlatımıyla...)

Bazı şeyleri öldüren aşk ya da sevgi değildi. Her ölüm, herhangi bir sebepten olabilirdi.

Her şeyin suçlusu sevgi değil, aşk değil.

Bazen bir insan, kendi kendini öldürebilir.

Ve o insan, sonsuza dek ölüme terk edilmiştir.

Ölümü insan bazen kendisi seçerdi. Bunu bilenler bilirdi. Ancak kendi kendine yaptığınız bir şeyi ölümünüze bağlayarak kurtulamazdınız. Suçlu, yine o olurdu.

Kalpler kırılmak için yoktur. Kalpler, insanı ayakta tutmaya çabalar.

Ve biz insanlar, aşkı kalp sanırız.

Ve bir panzehir bütün bedenimizi ele geçirir. Aşkın kilitli kapılarına bir de o zincir atar.

Ve o kişi, aşka yasaklanır.

Ve kalbi, sadece yaşatmaya atar.

Aren, öfke dolu bir şekilde saçlarını dağıttı. Elleri delicesine titriyor, ne yapacağını düşünüyordu. Meksika’da annesi vardı. Belki de bir müddet orada kaldıktan sonra başka bir yere kaçarlardı. Sonuçta Dünya kocaman bir yerdi, değil mi? Her türlü kaybolurlardı.

Ve eğer, buna birileri engel olursa...

Bu asla olmazdı.

“Lanet olsun!” diye bağırdı odanın içinde çemberler atarak. Aklı iyice bulanmıştı. Çevresindeki herkes artık ikisinden de nefret ediyordu ve kimse yüzlerine bakmıyordu.

Çünkü onlar, ihanet zincirinin bir ucundan tutuyorlardı.

İlk uç; Aren. İkinci uç; Arya.

Arya, lavaboda dişlerini fırçalarken yanında duran telefonuna bir bildirim düştü. Gözlerini telefonuna çevirdi ve telefonu boş eline alıp ekranı açtı. Bir mesaj gelmişti.

Mesaja tıkladı. Ekran açılırken mesajın Aren’den geldiği görünüyordu.

Aren; Hazırlan. Gidiyoruz.

 

Tek kaşını kaldırarak mesaj yazmaya başladı.

Arya; Nereye gidiyoruz Aren? Bir şey mi oldu?

 

Ekranı kapatıp tekrar aynı yere koydu ve dişlerini fırçalamayı bitirip ağzına su aldı ve çalkalayıp lavabo içine tükürdü. Bir kez daha ağzına su alıp tükürdüğü anda telefonuna tekrar bir mesaj geldi. Ağzını elinin tersiyle sildikten sonra telefonu eline aldı ve Aren’in mesajına baktı.

Aren; Gelince her şeyi anlatacağım ama ben gelene kadar bir bavula lazım olacak her şeyi koy. Giysi, telefonlar, şarj makineleri, montlar, kimlik kartları, cüzdanlar...

Aren; Hızlı ol. Ben gelene kadar da kimseye kapıyı açma.

 

Ne oluyor? diye düşündü Arya, şaşkınlık dolu bir nidayla. İkisi de okulu dondurmuş, birlikte yaşamaya başlamışlardı. Kiralık olarak tuttukları bu güzel daire, herkesten saklıydı. Bir hayalet gibi yaşıyorlardı burada.

MAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin