MAHİR

14 - ŞEYTAN'IN YOLU

"Şeytanın yolu kaostan geçer."

🕯️

Yazarın Anlatımıyla...

6 arkadaştan bir tanesi ortada yoktu ve bu, gruptaki herkesi korkutuyordu.

Hiçbirinin bir teorisi yoktu Hilal'e ne olduğuyla ilgili ancak çok fazla da kafa yormadılar. Bu akşam olacak olan parti için hepsi heyecanlıydı. Kolalar, patlamış mısırlar, marshmallowlar ve daha onlarcası olacaktı partide. Kiraladıkları büyük bir evde olacaktı bu parti ve onlar sadece eğlenecekti. Aslında hepsi Hilal'inde gelmesini istiyordu ancak yanıt vermediği için onsuz yapmaya karar vermişlerdi.

Oysaki Hilal, büyük bir kıyamette dans ediyordu.

Dünya mıydı gerçek cehennem? Yoksa öldükten sonra mı olacaktı?

Herkes dünyada bir kez de olsa cehennemi nefes alırken yaşar. Her cehennem alanı ölümden sonra oluşmaz.

Kıyametin en sıcak tarafı, dünyada saklıdır.

Arya, iki katlı ufak evinde hazırlanmaktaydı. Kırmızı kumaş elbisesi askılıkta hazır olarak beklerken, kendisi elbiseye uygun bir makyaj yapıyordu. Dudağına sürdüğü kırmızı ruj ve gözkapaklarına sürdüğü grimsi simli farlar, göz kamaştırıyordu. Sadece şu anlık üzerine olduğu geceliği ise siyah renkte, göğüs dekoltesi olan bir şekildeydi.

Gözlere parıltı gibi gelecek bir şekildeydi.

Kenarlarında yanan ampuller olan makyaj masasının aynasına bakarak dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj, kusursuz bir şekilde sürülüyordu. Hiç taşımamış, gayet düzgün sürebilmeyi başarmıştı.

Bu gece kıyamet vardı.

Akşam olacakları düşünüyordu bir yandan. Aren, Erva. Onlar da bu partidelerdi ve neler yaşanacağını asla bilemiyordu. Ne olacaktı? Hepsinin toplu olacağı alanda şeytandan bile saklı kalan bu sır, hangi olaylara yol açacaktı?

Hiçbir şey bilmiyor ama şeytan yolundan devam ediyor...

Söylene söylene yaptığı makyajı beğenmese de mecburdu. Az bir vakti kalmıştı ve kafasını düşüncelere yormaktan zamanını tüketmişti. Tükeneceğiz, her zaman.

"Lanet olsun!" deyip ruju makyaj masasına sert bir şekilde vururken kapı zili çaldı. Ding dong... "Off," yaparak odadan çıktı ve merdivenlerden inip "Geldim!" diye bağırdı. Kapıyı açtı ve karşılaştığı manzara ile ufak bir şok yaşadı.

Aren ve Ceylan.

El ele.

Karşısındalardı.

Gülümsüyorlardı.

Hangi hakla buraya gelmişlerdi? Özellikle de karşısında nasıl ona gülümseyerek bakabilirdi? Özellikle de Aren... Gerçekten yüzü var mıydı buna?

Bu akşam için pis koku yayılmıştı etrafa. Yangının kokusu bütün bedenlere sinmişti.

Kıyamet oyununa hoş geldin, burada hepimiz yanıyoruz.

"Selaam!" diyerek içeri ayak bastı Ceylan ve Arya'ya tebessüm edip "Nasılsın bakalım?" dedi. O oturma odasına doğru giderken kapıda dikilen Aren'in kolundan tuttu ve onu da çekiştirerek oturma odasına yöneldi. Arya, öfkeyle kapıyı kapatırken hızla "Yatak odama," dedi onlara, yukarı çıkmalarını işaret ederek.

Ceylan, arkasına dönüp hızla merdivenlere doğru adımladı. "Peki, nasıl istersen!"

Artık onu sevmiyordu ve içindeki katil ruhu hiç gitmeyecekmiş gibi dalgalanıyordu.