"Korkunun acısı var.
Acının ise korkusu...
Geçmişin en çok acıtan kısmı,
Bizim gerçek yaramızdır aslında."🕯️
Ø
Mahir Sayer'den, Küçük Yılanı Hilal'e...
Bu mektubu aslında sana daha önceden yazmak ve teslim etmek istemiştim ama sanırım bugünü bekledim. Seni öpmeyi... Biliyorum, beni sevemiyorsun, ama sevmek de istemiyorsun. Çünkü beni tanıyamadın. Bende seni doğrusu. Ama ben sana ilk görüşte tutuldum. Hemde nasıl tutuldum ben? Sanki biri kalbimi sapladı senin kalbine.
Söylesene, nesin sen? Gözlerin hangi topraklardan?
En merak ettiğim şey sende, geçmişin. Çünkü o kadar soğuk, o kadar sessizsin ki içime bir kurt düşürüyorsun.
Söylesene, nedir seni bu kadar sessiz yapan?
Senin neyin var?
Hiçbir şey, değil mi? Hiçbir şey.
Seni ilk gördüğüm o gün, yani elimdeki kitaplara çarpıp düşürdüğün gün benim yüzüme bile bakmadın. O an o kadar çok baktım ki sana sen bana bakmıyorsun diye, dalıp gitmişim resmen. Acaba ilk görüşte aşk bu mu, dedim kendime. Ben sana aşık mı oldum?
Bunu bilmiyorum ama seni gördüğüm an kalbim göğüs kafesimi parçalayacak gibi oluyor. Öyle bir atıyor ki, öyle bir vuruyor ki göğsüme, yerinden çıkacak gibi. Kafesini kıracak gibi... Kendi yuvasını kıracak, bir başka kalp için.
Senin kalbin de böyle atıyor mu, Hilal yoksa bu sadece bende mi oluyor? Hiç mi zorlamıyor kalbin, yerinden çıkmak için?
Hep sana bakıyorum, sen ise gözlerini çekiyorsun. Sende de bir şey olmalı herhalde, değil mi? Ben hissediyorum, sende hissedersin belki...
Geçmişim, en az senin ki kadar kötü ve yaralı, Hilal.
Daha 2 aylıktım ben, iki aylık. Annemi öldürdüler. Onun kucağındaydım, denizin kenarına getirmişler onu. "Yürü!" demişler anneme, soğuk suya aldanmadan. "O soğuk suya gir!" Aynen böyle demişler. Annemin kucağındaydım. Üşüyordum. O gün ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum, sadece bana söylenenler bunlar.
Annem yalvarıyormuş "Yapma," diye ama o adamlar ısrar etmiş. Ona silah doğrultmuşlar. Annemi vurmakla tehdit etmişler. Annem yapma mecburiyetinde kalmış. Yoksa onu anında öldürürlermiş. Annem beni sımsıkı tutup "Üşüme," demiş. "Üşüme bebeğim, üşüme."
Bir adım atmış soğuk denize. Sonra bir adım daha, sonra da bir adım daha... Annemin soğuktan bacakları hissedilmemeye başlamış. Kendini her an yere atabilme hissi varmış. Ama direnmiş, sırf ben üşümeyeyim diye...
"N'olursun, yapma," demiş babama. "Ne olursun Mahir'ime bunu yaşatma. Ne yapacak bensiz? Kim bakacak ona?"
"Ben bakarım," demiş adam. Silahını anneme doğrultmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHİR
Novela JuvenilHer taraf karanlık olacak. Aydınlık bir alan bulmak için çaba sarf edeceksin. O ellerin çok üşüyecek. Isınmak için ufacık bir mumun izini süreceksin. Kaçacaksın, belki de kurtulmuş olacaksın. Ama başından beri hata, sen olacaksın. Korkacaksın. Yeri...