4 - ÖLÜM EMRİ

111 67 54
                                    

Selam <3

Bugün size dediğim gibi, 4 ve 5'inci bölümü aynı anda attım. Instagram'da bundan bahsetmiştim ;)

Şimdi hızla hikayemize geçiyoruzzz

Keyifli okumalar

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕯️

"İhanet, hayatın en karanlık oyunudur."

***

Ø

(Ares)

Belki dünyayı keşfetmek için oraya gitmeseydim, o çocuğu bulamazdım. Belki idam edilme kararı alınmazdı. Ama alınmıştı. Artık her şey için çok geçti. Birazdan idamımı gerçekleştirmek için yüzlerce Soytan halkı toplanacak, benim idam edilişimi izleyeceklerdi. Karar alındıktan beri hep kendime lanet okudum. Keşke hiç onu tanımasaydım, dedim hep. Belki bunlar olmazdı. İdam edilmek zorunda kalmazdım.

Hilal'i tecavüz etmek üzere olan dayısını öldürmüştüm ve bunu, Hilal'in gözleri önünde yapmıştım. Dayısının ölümü, onu hiç üzmemişti. Ama pişman mıydım derseniz, evet: pişmanım.

Hilal yüzünden ölüyordum.

Ve bu, o aptal ölüm yüzündendi.

Belki bu ölüm gerçekleşmeseydi, ben yaşamaya devam ederdim!

Belki Hilal'i tanımasaydım, ömür boyu daha yaşardım.

Soytan'da akşamlardan biriydi. Gökyüzündeki dolunay çoktan tepemize çıkmıştı. Etrafta birkaç bulut vardı. Yağmur yağacak gibiydi ve hava da biraz soğuktu. Bulunduğum X-5 caddesinde tektim. Etrafta lambaları yanmayan evler vardı. Çoğu kişi uyurdu bu saatte. Doğru, saat 25 olmuştu.

Soytan'ın da ayrı bir saat dilimi vardı. Bir gün 26 saati. Bir yıl ise 544 gündü. Bir ayda 68 gün vardı ve bir yıl tam 8 aydı. Buranın kendine özgü bir alfabesi vardı. Yani dünya gibiydi. Ortak özellikleri, sadece sıralamasının doğru olmasıydı.

Soytan'ın yöneticisi ve aynı zamanda gözlerinin önünde öldürüleceğim olan Yahir Soy, buranın Tanrısı olarak da bilinir. Burayı o yönetmektedir ve çoğu yasayı, kuralı, ülkeyi ve insanları o yaratmıştı. Tabii dünyadaki insanları değil, Soytan'dakileri.

Sokakta esen soğuk rüzgar, yüzüme çarpıyordu. Ellerim giydiğim hırkanın ceplerindeydi. Boş gözlerle sadece karşıma bakıyordum. Bildiğiniz hayatımı sorguluyordum. Bu akşam benim son akşamımdı. Son 10 saat.

Ellerim ceplerimde, sıcak bir yerde olmalarına rağmen tır tir titriyorlardı soğuktan. Bu soğuk hiç normal değildi. Çok yakında fırtınalı kar yağabilirdi. Bu soğuk hava, bunun çağırısıydı.

Eve doğru ilerlemeye devam ederken yanımdan geçen gazeteyi fark ettim. Ona göz ucuyla baktım. Üstünde büyük harflerle yazan şeyi okudum: DÜNYADA BİR İNSANI ÖLDÜREN ARES'E İDAM KARARI!

MAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin