27 - TUTKUNUN YER ALDIĞI ÖFKELİ DUYGULAR (Sezon Finali)

39 3 0
                                    

Bir süre Mahir bizlerle olmayacak... Sezon finaline giriyoruz!

Bölümü yazarken fazla zorlandım arkadaşlar... Öyle böyle değil...

Bölümde olmayan şey yok :D (!)

İyi okumalar dilerim!

***

"Güven ağımsın sen benim, başkasını bulabilir miyim hiç?”


Dalgalar vurdu bedenime, bir kıyıya vurur gibi.

Dağıldı bütün parçalarım.

Denize dağıldı kusursuzca...

Aşk, hislerle oluşurdu. Aşk, gösterilemeyecek kadar gerçek bir histi.

Ve ben, aptal gibi bana Mahir’den aşkı yaşatmasını istemiştim.

Kalbim eriyordu. Tepesinde ince bir ip, ona yaklaşan bir kibrit çubuğu... Ucunda alev, ipe yaklaşıyor. Sıcaklığı hissediyorsun. Yanmanın nasıl bir hissiyat vereceğini merak ediyorsun. Ancak hissettireceğinden değil, ne yapacağını merak etmen gerek.

Kibrit soruyor ateşe vermeden önce “Yakabilir miyim?”

Yanmak nasıl bir şey? Meraktan yanıyorsun. “Evet.”

Neler olacağını bilmeden kibritin, mumdan kalbinin ucunu yakmasına müsaade ediyorsun. Kibrit, ince belli ipi yakıyor. İp, diri diri ateşe kurban gidiyor. İlk acıyı onda çekiyorsun. Kalbinin üzerinde birikiyor kan, kalbinin şişkin çevresinden akmaya başlıyor. Göğüs kafesinde kayboluyor kan damlaları, birikiyor köşe bucak yerlerde.

İçin diri diri yanıyor. Sen hiçbir şey yapmıyorsun.

Acıtıyor. Hayır, acıtmıyor.

Kan kaybediyorsun. Ne olacak bir kereden?

Ölmek üzeresin. Ölmem, saçmalık bu.

Ve süre tükeniyor. Kalbin artık diri diri yanıyor. İp söndü, kalbin yanmaya başladı. Bütün kan göğüs kafesi boşluğuna boşaldı.

Öldün. Yolun sonuna geldin.

Yalan... Yalan söylüyorsun, değil mi? Kalp kıracak bir yalan?

Kalp sömürtecek bir yalan...

Bende isterdim her insan gibi mutlu olabilmeyi. Bende isterdim normal bir hayatımın olmasını. Bende isterdim olaysız, kaosuz, zararsız bir hayat yaşayabilmeyi... ancak hayır, olmuyor. İnsan yapmak istemediği şeyi çok çabuk elde ederken, yapmak istediği şeyi hiçbir şekilde elde edemiyor. Hayatın zorluklarından biridir bu.

Ve ben eski hayatımı istiyordum. Ve hayat, bana bunu veremeyecek.

Kalbimin eskisi gibi daha normal atmasını istiyorum. Şu anki gibi hızlı hızlı atmasını değil.

Ve ben, bugün, bu akşamdan itibaren her şeyin boka sardığını maalesef ki anlamıştım.

Mahir’in babasını öldürmüştüm ben. Kendi ellerimle, bile isteye... İntikam arzum dinmişti sadece birkaç dakikada. Hayatımı karartan adam, artık yerde kanlar içinde, sıfır oksijensiz yatıyordu.

Ancak o, Mahir Sayer’in babasıydı.

En büyük hatayı yapmıştım resmen.

Kendi ayaklarımla kıyametime koşmuştum.

Bileğimi bırakmıyordu. Gözleri, gözbebeklerimi deşiyordu. Damarlarımda fokur fokur kaynayan kanı hissediyordum. Bileklerimi sıktığı ellerindeki baskıyı ve sıcaklığı hissedebiliyordum.

MAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin