2 - ZORBALAR DERNEĞİ

132 74 28
                                    

🕯️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕯️

"Sus, otur kenarı."
"Konuşma, sessiz ol."
"Yoksa suçlu sen olursun."

***

Ø

Evin düzenlemesi bittikten sonra, babam nakliyatçılara para verdi. Ardından nakliyatçılar teşekkür edip arabalarına binip gittiler.

Evi tamamen gezmiştim. Kasabayı da gezmek istiyordum ama babam izin vermemişti. "Geç oldu," demişti. "Anca yarın."

"Peki o halde," dedim bende çok büyütmeden. "Peki, market işiniz var mı? Eve bir şeyler lazımdır herhalde?"

"Evet, lazım." dedi annem normal bir ses tonuyla. Garipti. Çok garipti. "Ben bir liste hazırladım bile. Masanın üzerinde. Yanında para da var. Hemen git al. Akşama bir şeyler hazırlayım. Sende kasabayı gezmek niyetine markete git işte."

"Olur, gayet iyi."

Hemen mutfağa doğru hızlı adımlarla ilerledim ve masanın üzerini kontrol ettim. Parayla listeyi gördüm. Masada iki yüz lira vardı. Birde sırasıyla, alt alta yazılmış alınacaklar listesi.

İkisini de alıp cebime koyduktan sonra "Ben çıkıyorum!" diyerek evden ayrıldım. Hava hâlâ soğuktu. Üstüme bir şey almayarak mallık etmiştim.

Kasaba, çok uzakta değildi. Evimiz, kasabanın biraz aşağısındaydı. Aramızda bir yokuş vardı ve o yokuşta da biz vardık.

Yolda kendi başıma, kendi halimde yürüyordum. Yolda başıboş ilerlerken telefonda takılıyordum. Arada bir yola bakıyordum.

"Kalbini ver!"

Ve birden çığlık sesi duydum. Kulaklarım çınlamıştı. Kulak zarımın patladığından şüphelendim. Ellerimle kulaklarımı kapattım hemen. Kulağımdaki çınlama hâlâ durmamıştı. Telefonu yere düşürmüştüm.

Bir şeyler dönüyordu.

Çünkü bu sesi tek ben duymuştum.

Çınlama sesi geçtiğinde ellerimi yavaşça kulaklarımdan çektim. Etrafa bakındım. O yolda sadece ben vardım. Birde yanımdaki asfalttan geçen arabalar.

Nefes nefeseydim. Korkuyordum, hatta korkudan da dahasıydı.

Bu bir tedirginlikti.

Hemen yere düşen telefonumu yerden aldım ve hızlı adımlarla kasabaya varmaya çalıştım.

Tam beş dakika sonra, kasabaya varmıştım. Kasaba çok küçük bir yerdi. Birkaç dükkan ve yerleşim yeri bulunuyordu. Dört yolun ortasına kurulmuş, ufak bir kasabaydı.

Kasabaya adımımı attığımda, hemen marketi aradım gözlerimle. En sonunda gördüm. Kasabın yanındaydı. Hızlı adımlarımı daha da sıklaştırıp markete doğru ilerledim.

MAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin