Allah'ım bu bölüm>>
Ihlamur çiçeğim'den okumaya hazır mısınız?
İyi okumlarrr
❄️❄️
Hadi be.
Bana mı bakıyordu?
Hayır, saçmalıyor olmalıydım. Zihnim bana oyunlar oynuyor olmalıydı, camdan öyle görüyor olmalıydım. Ne bileyim işte, bir şeyler olmalıydı. Onun bana bakması gibi bir ihtimal var mıydı?
Kalbim tekledi, düşüncesi bile güzeldi. Yıllar içinde çok değişmişti, bende değişmiştim ama onun bendeki yeri hep aynı kalmıştı.
19 Ekim 2019. Onu ilk kez gördüğüm tarih, uğruna kendi kendime ne savaşlar verdiğim yıl... Sevmek bir yana dursun, hoşlandığımı kabullenmem bile epey zaman almıştı.
Benden sadece bir yaş küçüktü ama minicikti lan. Hakkında bildiğim şeyler ondan bundan duyduğum bilgileri hiç geçmedi, karşısına çıkıp da senden hoşlanıyorum ya da seviyorum da diyemedim bunca zaman.
Korku içimdeydi, korku zihnimdeydi. Ona zaten uzaktım, biraz daha uzak olmayı kaldırabilir miydim?
Çok nazikti, çok da iyi kalpli. Sırf beni üzmemek için benden kaçabilecek potansiyeli vardı.
Bunun ihtimali bile kalbimi kırıyordu.
O yüzden söyleyememiştim sanırım, kalbimi sadece ona ayırmıştım ama haberi yoktu.
Korkaktım ve bundan da nefret ediyordum. Bir kere konuşsam, bir kere bir adım atsam kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Hatta bir ihtimal kazanabilirdim de.
Sonuçta sevgilisi yoktu, ancak sevdiği? Ah, evet. Vardı öyle birisi. Kim olduğunu kimsenin bilmediği birisi hemde, kendisine saklıyormuş çünkü. Öyle demişti ortak tanıdıkladımızdan birine. O da bana yetiştirmişti. Keşke yetiştirmeseydi, keşke bilmeseydim.
Siktir, ben onu bu kadar severken onun başkasını sevmesi çok şeydi...
Yaralayıcı?
Keşke o başkasını sevmeden önce çıksaydım karşısına, belki beni severdi.
Kulaklarında kulaklık vardı, bakışları benim olduğum taraftaydı. Ancak bende değildi.
Durağımız gelene kadar onu izlemeye devam ettim. Dönüp dönüp baksam dikkat çekerdi, bu yüzden cama yansıyan görüntüsüyle yetinirdim.
O bile yetiyordu bana, ah bir de gülümsemesini görsem, benden iyisi yoktu.
Durağımız geldi, ben kalktım. Ardımdan da o kalktı. Peşpeşe yürüdük her zaman geçtiğimiz sokakları.
Yaşım 19'du. Ehliyetim vardı, dedemden kalma arabamda. Ancak otobüsle seyahat etmek daha güzel değil miydi? Hem yorucu da değildi.
Kulaklarıma taktım kulaklığımı. Kim için hazırladığını bilmediğim playlistini açtım beklemeden.
Sahi kimi düşünerek eklemişti bu şarkıları?
Kimdi onun bu denli sevdiği kişi?
Bu acı dayanılmazdı, sevdiğimin sevdiği olmak istiyordum bende. Çok mu şey istiyordum?
Aramızda metreler vardı ama bana çok uzaktı. Kalbi başkasındaydı, aklı başkasındaydı.
Ben dinlediğim şarkılarda onu bulurken o başkasını buluyordu.
Kalbim daha fazla acıyamazdı.
Yavaş adımlarımız benim gitmem gereken sokağa gelmişti. Her zaman olduğu gibi sokağıma girecektim, iki apartmanın boşluğa girecek sokağımı geçmesini bekleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ihlamurlar Çiçek Açtığında
Teen FictionBekledim, beni fark etme ihtimalini göze aldım ve birkaç metre uzakta, dikkatle onu izlemeye devam ettim. Ani bir hareketle yerdeki kömür parçasını eline aldı. Duvara bir şeyler karaladı ve arkasına bakmadan uzaklaştı. O gözden kayboluncaya kadar be...