Depremden etkilenen herkese geçmiş olsun, bugünleri de elbet atlatacağız, güçlü kal Türkiyem ♡
32 ― ❝ Buraya geliyor, hissediyorum. ❞
Helikopterin rahatsız edici uğultusunun âdeta delip geçtiği kulaklarına ellerini kapatmamak için zor dayanıyordu Jungkook, zira Min Yoongi'nin fazlasıyla şüpheli ve bir o kadar da nazik teklifini, içlerindeki kaygı kırıntılarını görmezden gelmek zor olsa da geri çevirmeyerek onun şahsi hava aracına binişlerine karşılık bunun pek de kibar bir tavır olmayacağını düşünüyordu; üstelik, sağ eli, alfasının esmer parmakları arasında kuşatılmış vaziyetteydi ve eşinin sıcaklığından ayrılmaya hiç niyeti yoktu.
Hissettiği gerginlikten ötürü kalbi, göğüs kafesini zorlarcasına atarken Taehyung'un parmaklarına daha sıkı sarılarak alfasının omzuna yanaştığında, fısıltıyı andırır bir sesle "Kurdun hâlâ tetikte mi?" diye mırıldandı. Dalga dalga yayılan feromonların bu şehirde hoş karşılanmıyor oluşundan ötürü kurdunu biraz olsun baskılamaya çabaladığı için tümden kızıla dönmek yerine kırmızı çatlaklara mesken gözlerini eşine çeviren Taehyung, çehresinden açıkça seçilen bir tereddüt ifadesi eşliğinde başını sallarken "Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, ama..." diye fısıldayıp derin derin iç çekti. "Gittikçe yaklaştığımızı hissediyorum. Sürü sınırına yaklaştıkça eskisinden daha agresif biçimde hırlamaya ve bedenimi zorlamaya başladı."
Kaygının kol gezdiği bakışlarının hafif bir titremeye esir düştüğünden habersiz, grilerini karnına çevirdi Jungkook; refleksle ve biraz da bebeğini koruma altına almak güdüsüyle artık dışarıdan belli olacak kadar şişmiş karnına sardığı parmakları, kıyafetinin üzerinden usulca göbeğini okşarken iyi olacağız, diye mırıldandı içinden, iyi olacağız bebeğim.
O sırada helikopterin içi şiddetli bir alarm sesiyle çalkalanmaya başladığı ân panikle irileştirdiği gözlerini pilotun olduğu bölmeye çevirdi ve Taehyung'un "Neler oluyor?" diye sormasına kalmadan, pilotun "Radarda çok fazla kişi tespit edildi." diye arkasına doğru bağırışı, merakına yeterli cevabı vermiş oldu. "Tahmini bir sayı olsa da en az beş yüz noktasal cisim görüyorum, iç içe geçmiş olanlar olduğunu da düşünürsek, gerçek sayı bundan çok daha fazlasıdır. Sanıyorum ki gitmemiz gereken yer orası..." Pilot, anlık bir duraksamadan sonra hemen arkasında oturan Yoongi'ye yönelerek "Başkanım, ne yapalım?" diye sorduğunda Baş Alfanın gözleri kendilerine yöneldi sorarcasına.
"Bizimkiler," diye mırıldanan Taehyung, alfasının yüzeye çıkmak için tümüyle atağa geçtiğini belirtircesine hırlamaya yakın bir sesle konuşurken "Kurdum delirdi, yaklaştığımız konusunda kükreyip duruyor ve radara yakalanan kalabalığın bizimkiler olduğundan şüphem yok." diye devam ettiğinde, Yoongi'nin gözleri duraksamaksızın pilota döndü. "Gidelim."
"Taehyung..." Jungkook, pilotun Yoongi'yi onaylayıp helikopteri dediği yöne doğru çevirmesinden sonraki hafif sarsıntıya yakalandıkları anda usulca eşine seslendiğinde alfa olanın gözleri hızla eşine döndü, genzinden bir mırıltı çıkararak "Hımm?" dediğinde tedirginlikle yutkundu omega. "Oraya gittiğimizde... Bizi ne bekliyor olacak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mon âme » taekook
Fanfiction❝ Kızıl Gece'nin düşman ettiği iki sürünün varislerinin, birbirlerinden kilometrelerce ve yıllarca uzak kalmalarına rağmen, ruh eşleri olması kaderin bir cilvesi değildi de neydi? ❞ [omegaverse & mpreg] for, @alittleshisha @dizzy-dream 051121