14 ― ❝ Aramızda kalabilir mi? ❞
Sinirliydi; öfkesi, grilerini çatlatan mavilerinden dalga dalga yayılıyordu ve feromonları da giderek ağırlaşıyor, acı bir hâle bürünüyor, tek kaşı havaya kalkar gibi titriyor, dudaklarını dişliyordu.
Derin derin aldığı nefeslerinin ardından, iyice vurgulayarak çıkardığı kelimeler dudaklarından firar ederek anlamlı bir cümle hâline geldiğinde, "Jennie... Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" diyerek birbirine kenetlediği dişleri arasından konuştu Jungkook; ancak aldığı karşılık pişkince söylenen alfa'nın omzunu silkerek basit bir "Yo." değişi olduğunda gözlerini sıkıca kapattı, başını arkaya yatırdı ve tek eli yüzüne vururcasına sıvazladığı ân kendine engel olamadan büyük bir kahkaha attı; mutlu olduğundan değil, sinirleri bozulduğu içindi, gözleri bile dolmuştu hatta.
"Niye bu kadar sinirlendin ki? Alt tarafı babana yalan söyledim."
Jungkook inanamayarak baktı Jennie'nin dediklerine. "Alt tarafı mı?" Ürpertici sesi odaya yayıldığında alfa olan diğerini hiç tınlamadan avucuna sıkıştırdığı kuruyemişleri ses çıkartarak yemeye devam etti. Odanın bir köşesinde sandalyeye oturarak ikiliyi izleyen diğer omega, Jennie'nin sevgilisi Jisoo, bu tavırlarına alıştığından olsa gerek alfanın yaptıklarına şaşırmıyordu ama Jungkook'un içinde bulunduğu öfkeyi de anlıyor, sevgili olmalarından önce Jennie'nin kendisini ne derece sinirlendirdiğini ‒ve elbette, bu sayede dikkatini çektiğini de‒ çok iyi hatırlıyordu.
"Alt tarafı mı!?" Jungkook, ilk cümlesini bağırarak tekrarladığı vakit irkilerek yerinden sıçradı Jisoo. "Sence yalan söylemen umrumda mı?! Babama benim hakkımda neler demişsin resmen!"
"Ne demişim ya? Kötü bir şey söylemedim ki..?" Jennie, dişleri arasında kırdığı çekirdeğin kabuğu hâlâ parmakları arasındayken elini Jungkook'a doğru sallayarak cevap verdiğinde omega, sinirle bir kahkaha daha attıktan sonra Jisoo'ya döndü ve eliyle alfayı işaret ederken yakındı. "Görüyor musun? Kötü bir şey söylemedim diyor," Hiddetle başı alfaya döndü, çakmak çakmak gözleri alfanın umursamazlığı karşısında daha da parlıyordu. "Senin ne dediğin önemli mi!? Babamın ne anladığına bakıyorum ben!"
Elindeki kuruyemişler bitince ayağa kalkan Jennie, gayet sakin adımlarla odadaki çöp kutusuna yürüdü ve kabukları attıktan sonra ellerini çırparak döndü Jungkook'a; yarı ağlamaklı yarı öfkeli ifadeye sahip, saçlarını yolarcasına parmaklarıyla sımsıkı kavramış olan omegayı eğlenen gözlerle izliyordu. "Bana teşekkür etmelisin aslında, böylece baban kime gittiğini de sormadı, di' mi? Utandığın için kimseye söylemeden evden kaçtığını düşündü işte."
Jungkook buna karşılık diyecek bir şey bulamadı, kız haklıydı; kabul etmek istemese de alfanın kendisini kurtarmak için bu bahaneyi bulduğunu biliyordu. Sadece... Söylenenlerden sonra, babasının kendisi hakkında düşünmüş olabilecekleri yanaklarını kızartıyor, içinde sımsıcak bir utancın yükselmesini sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mon âme » taekook
Fanfiction❝ Kızıl Gece'nin düşman ettiği iki sürünün varislerinin, birbirlerinden kilometrelerce ve yıllarca uzak kalmalarına rağmen, ruh eşleri olması kaderin bir cilvesi değildi de neydi? ❞ [omegaverse & mpreg] for, @alittleshisha @dizzy-dream 051121