18 ― ❝ Bana inandığın için teşekkür ederim. ❞

2K 276 288
                                    

18 ― ❝ Bana inandığın için teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18 ― Bana inandığın için teşekkür ederim.

"Gitmek zorunda mısın?" diye hüzünle mırıldandı omega, başlarda hiç hoşlanmadığı ancak kısa sürede hakkındaki önyargıların kırılmasını sağlayarak kendini sevdiren Jennie'ye sarılırken. "Biraz daha kalsaydınız keşke."

Jennie, omeganın sesindeki burukluğu fark ettiğinde geri çekilip Jungkook'un alnına yumuşak bir fiske attığında, mührünü yine bir fularla kapatmış olan omeganın yüzü, hissettiği anlık acıyla buruştu ve o sırada alfa, aceleyle sıraladı kelimelerini. "Çok bile kaldık aslında, başta sadece bir hafta kalacaktık ama babamın izin vermediğini biliyorsun. İşten daha fazla izin alamam."

Dudaklarını büzdü Jungkook. "Arkadaşlığına alışmıştım," dedi önce Jennie'ye, sonra da arkasındaki Jisoo'ya bakarak. "İkiniz için de geçerli bu."

Söyleyeceklerini kimsenin duymaması adına omeganın kulağına yanaşan Jennie, usulca fısıldadı sesine muzip bir tavır katmayı o kısık tınıda bile es geçmeyerek. "Bence bizim yerimize alfan seninle yeterince ilgileniyordur. Dürüst ol, onun yanındayken bizi unutuyorsun di' mi?"

Şok olmak ve utanmak arasında gidip gelen Jungkook, yanaklarının hafif bir pembeliye esine düştüğünü fark etmeksizin küçük bir kıkırtı bıraktı. "Elbette, başka türlü olamayacağını biliyorsun," diye fısıldayarak karşılık verdi alfaya.

Jennie, Jungkook'un bir omzunu pat patladıktan sonra geri çekildi ve kocaman gülümsedi. "Merak etme, olabilecek en kısa zamanda tekrar geleceğiz. Ayrıca kendimi çok da özletmem sana, telefon diye bir icadın çıktığından haberin vardır diye tahmin ediyorum?" dediğinde göz devirerek karşıladı onu omega olan. "Ha, ha ve ha."

İkilinin konuşmasını, aslında vedalaşmasını, buruk gülümsemelerle izleyen büyükler, çocukluk döneminden sonra ilk defa yakın zamanda yüz yüze gelmiş olan ikiliye tatlı bir anıyı anımsarcasına sevecenlikle bakıyorlardı ve ah, eklemek gerekirse, Jeon Yoojin'in gözü arada sırada fulara kaymıyor değildi. Jungkook'un, bir önceki gece yine eşinin yanına kaçtığından ve sabaha karşı geldiğinden haberdardı elbette zira omegayı kontrol etmek için gece odasının kapısını azıcık aralamış ve boş yatağı, açık pencereyi, savrulan perdeyi gördüğünde iç çekmişti; aklına doluşan görüntüler, yakın arkadaşı Ji Eun'un ölümüne dair hatıralar başta olmak üzere, yüreğini sıkıştırıyor, kanatıyordu ancak Jungkook'un hamile olduğunu ve özellikle hassas geçen bu dönemlerde eşine ihtiyacı olduğunu da biliyordu ki tam da bu yüzden, biraz da genç omegayı destekleyen ana yüreği buna yanaştığından, Jungkook'un sürü merkezinden kaçtığı o pencere altı orman girişindeki güvenlik eksikliğini Jeon Kang Dae'ye bildirmemişti.

Jennie, huysuz bir ifadeyle kendisine bakan omeganın saçlarını karıştırdığında, bunu yapabilmek için parmak uçları üzerinde kalktığı gerçeğini görmezden gelerek buruk bir şekilde söylendi. "Kendine iyi bak, kardeşim."

mon âme » taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin