¬ 26

103 28 12
                                    

wires: 26

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

wires: 26

"Çok geç olmadı mı?"

Jeno salonu es geçip az önce çıktığım balkona girerken stresten parmaklarımla oynuyordum. Soruma cevap vermedi, başını çevirip bana bakmadı bile. Sallanan salıncağa oturdu ve bana baktı. Balkonun kapısının önünde dikiliyordum.

''Gelsene.''

''Jeno, neden buradasın? Saat çok geç oldu ve sen bir yabancının evindesin.'' Terliklerimi giyip yanına ilerlerken duyduğu kelime kaşlarını çatmasına sebep oldu, az önce elleri arasına aldığı küllüğü masaya geri bıraktı. ''Yabancı mı?''

''Arkadaş mıydık?'' dedim ben de kaşlarımı çatarken. Sağındaki boşluğa oturdum. ''Arkadaşlar öpüşmez diye biliyorum.''

Jeno bana baktı, öyle bir baktı ki kendimi o yoğun baskıdan kurtarmak zorundaymışım gibi hissettim. Anlatmak istediği şeyi gözleriyle anlatamazdı, konuşması lazımdı ancak sessizdi. Masanın üzerindeki paketi aldım.

''Vücudunda izler çıkıyor, sürekli kilo kaybediyorsun ve buna rağmen sigarayı bırakmıyorsun. Aptal mısın sen? Kendine garezin mi var?''

Güldüm. Sigarayı dudaklarım arasına koyarken başımı ona çevirdim tekrardan. ''Bilmem. Sanırım kendime garezim var ve bu gidişle kendime kiralık katil bile tutacağım.''

''Saçma sapan konuşma.'' dedi sertçe, ben daha bir nefes bile çekemeden dalı dudaklarım arasından aldı. Tamam, onunla sigara kavgası etmeyecektim. Ne diyecekse desin ve gitsin istiyordum.

''Madem bir bok yaptırmıyorsun, derdini söyle de git. Gece boyu seni çekemem.'' Jeno sigarayı küllüğe söndürürken bacaklarımla kuvvet vererek salıncağı sallamaya başladım. Ona bakmak ya da kalbimin hızlanışını hissetmek beni çok endişelendiriyordu. Uzun zamandır uzak olduğum bu duygulara yeniden alışmak istemiyordum.

''Jiseul'le ayrıldık.''

''Bunun beni ilgilendiren kısmı ne?'' dedim gülerek. Jeno benim aksime tamamen kaybolmuş ve düşünceli gözüküyordu. Gözleri gökyüzünden ayrılmıyordu. ''Yani arkadaşına ihanet etmedin, seni bizzat ben öptüm ve eğer vicdan azabı çekecek biri varsa o da benim.''

''Sen neden çekesin ki? İki yetişkin insanız ve böyle şeyler yaşayabiliriz.'' Hayır, buna inanmıyordum ama kendimi kandırıyordum işte. Duygular sadece bir kere yaşanırdı ve tek seferlik o şeyi herkesle yaşayamazdım. Yaşam tarzım bu değildi, düşünce biçimim bu değildi. Eğer birisiyle bir şey yaşayacaksam gerçekten ilk ve sonum olmalıydı ve Jeno ilkimdi. Bunu düşünmek bile kafamı bulandırıyordu.

''Evet.'' dedi başını sallayarak. ''Ama neden öptüğümü sormayacak mısın?''

''Bazı şeyleri sorgulamayı bırakalı çok oldu.'' dedim kollarımı kendime sararken. Jeno gözlerini benden ayırdı ve ayağa kalktı. ''Yine de sorarsan...'' dedi başındaki beremi çıkartıp. Başımı kaldırıp ona baktım. 

''...mantıklı bir cevap vermeye çalışacağım. Kalbinin ve kalbimin gerçekten inanmak istediği bir sebep olacak.''

''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
WiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin