¬ 13

106 30 15
                                    

wires: 13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

wires: 13

''BANA YALAN SÖYLEME CHAE!''

''Ne yalan söyleyeceğim kızım manyak mısın sen?''

Jiseul bağırıyordu, ben gayet sakindim ama bu sinirli olmadığım anlamına gelmezdi. Beni revire getirmiş ve Jeno'yu arkamızda bırakarak yol boyunca sessiz kalmıştı ama acısını şimdi çıkarıyordu.

''Sevgilimi öptün.''

''Ben senin sevgilini neden öpeyim anasını satayım, kendisi yapıştı bana.''

''Hiç öyle durmuyordu ama.''

Ona laf anlatmak zordu. Evet, çok uzun zamandır arkadaşımdı ama ne zaman tartışsak hep böyle olurdu. Karşısındakini dinlemez ve sinirine çok çabuk teslim olurdu. Beni dinlemeyeceğini biliyordum. Artık arkadaş mıydık onu bile bilmiyordum. Uzaklaşmıştık ve ben sebebini bilmiyordum.

''Ben onu öpmedim. Beni tehdit etti ve bunu yapacağını beklemiyordum.'' Seul güldü ve kollarını göğsünde birleştirdi. ''Yaa, öyle miymiş? Ne için tehdit etti seni?''

''Seni kullanıyordu ve sen de aptal olduğun için karşına çıkan ilk erkeğe inandın. Bunu sana söyleyecektim ama benden önce o yaptı, aramızı bozmayı başardı.''

Seul tepki vermedi, sadece kaşları çatılır gibi oldu. İfadesini saklamayı iyi beceriyordu ama duydukları yüzünden hızlanan kalp atışlarını biliyordum ben. Onu çok iyi tanıyordum.

''Jeno yapmaz öyle şey. Geçen seneden beri tanıyorum onu.''

''İşte bu geçen seneden beri neden bir tanıdık olduğunun kanıtı, asla tanıyamamışsın.''

''Düzgün konuş.'' Yaşadığım şoklara yeni bir tanesi daha ekleniyordu. En yakın arkadaşım bir erkek için beni satıyor ve karşısına alıyordu, üstelik beni umursamıyordu. Keşke ikisini de parçalayabilseydim.

''Ah özür dilerim, sanırım sahte sevgilin hakkında söylediğim şeyler moralini bozdu. En azından kafanı çalıştırsaydın da önce insanları tanısaydın.'' diyebildim hırsla. Ellerim titriyor, ona saldırmamak için kendimi zor tutuyordum. Eğer biraz daha durursam gerçekten onu parçalayacaktım.

Seul kaşlarını gerçekten çattı bu sefer, dişlerini sıktığını gerilen çene hattından anlayabildim. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve kollarını aşağı bıraktı.

''Boş atıp dolu tutmaya çalışıyorsun, beni kıskandığını belli etme.'' dedi gülmeye çalışarak. Evet, onun hakkında bir bilgi daha; kendini herkesten üstün gören bir delinin tekiydi.

Onun aksine ciddi bir şekilde gülen ben oldum, kapının yanındaki çantamı aldım ve ona baktım. ''Kıskanmak mı? Üzgünüm, herkese inanıp hayatını tehlikeye atan kızları bırak kıskanmayı; yanında bulunmak bile mide bulandırıcı.''

Revirin kapısını çarpıp çıkarken ellerin titriyordu. Sözlerime ağlayabilirdi, belki de ağlamazdı, ama hiçbir zaman beni bu kadar düşük görmemişti. Hiçbir zaman beni bu kadar aptal ve gereksiz hissettirmemişti. Onun için verdiğim onca çaba boşunaydı.

Ve ben vaktimi boşa harcamıştım. Onun için yaptığım hiçbir şeyi hak etmemişti.

3 bolum birden atanzi, degerimi bilenzi yoksa uzulurumzi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3 bolum birden atanzi, degerimi bilenzi yoksa uzulurumzi

hem bunu hem de reflections'i hızlıca bitirmek istiyorum, bu yüzden günde en az iki bölüm atacagim için kaçırdığınız bölüm olabilir dikkatli olunuz lütfen eheh

WiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin