¬ 36

91 28 15
                                    

wires: 36

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

wires: 36

Sanırım kusmadığım için şükretmem gerekiyordu.

Uzun zamandır adam akıllı yemek yemememin yanında hiç ev yemeği de yememiştim. Yalan yok ki yemek gayet güzeldi ama kusmamak için kendimi zorlamam gerekmişti. Yemeğimi bitirdiğimde Jeno beni alkışlamış ve ödül olarak da önüme bir çikolata koymuştu ancak onu bile yiyemeyecek durumdaydım.

Jeno'nun kızacağını bilsem de çantamdan sigaramı alıp o mutfağı toplarken balkonda içmiş, ardından da şekerimi yemiştim. Bunların hiçbir etkisi olmasa bile psikolojik olarak daha rahat hissediyordum ve midemdeki yeşil ağaçların varlığını unutmuştum bile.

''Başka zaman olsa çenemi kapatmazdım ama sırf sözüm var diye bir şey demiyorum Maya.'' Jeno salona geldiğinde kaşlarımı çattım, ''Ne?'' dedim omuzlarımı kaldırarak. 

''Sigara diyorum, içme diyorum. Bilmem anlatabiliyor muyum?'' 

''Kokusundan rahatsız olursun diye balkonda içtim, üstüne de tüm parfüm şişesini üstüme boca edip beş altı tane şeker yedim, şimdi de naneli olanı yiyorum. Cidden kokuyor mu?''

Jeno açıklamamı dinlemedi bile, göz devirip kendini yanıma bıraktı ve derin bir nefes aldı. ''Mevzu kokması falan değil...''

''Her neyse.'' dedim konuyu kapatmak için. Bu konunun uzayacağını bildiğim için ses çıkarmadım, biraz sonra gitmek istiyordum ama Jeno gözlerini bana diktiği için konuşmam biraz uzun sürmüştü. ''Ben gide-''

''Eee, ne istiyorsun benden?'' Bu tamamen aklımdan çıkmıştı. Saçımı kulağımın arkasına attım, bir süre düşündüm ve sırıttım. Midemdeki o garip his tekrar ortaya çıkmıştı. Bağdaş kurduğum yerde dönüp Jeno'ya çevirdim vücudumu. ''Her şeyi yapabilir miyim?''

''Sigara ve alkol harici evet, her şeyi.''

Gülümsedim, midem daha çok ağrımaya başladı. Ellerimi kaldırdım ve derin bir nefes aldım. ''Kızmayacaksın ama.''

Jeno kaşlarını kaldırdı, bir süre sessiz kaldı ama sonrasında o da omuz silkti. ''Sana daha ne kadar kızabilirim bilmiyorum.'' dedi neredeyse fısıldayarak. Yerimde hafifçe doğruldum ve ellerimi yüzünün iki yanına koydum, nefesini tutmuştu bile. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama içimden bir ses sadece yapmamı söylüyordu. Jeno'nun göğsü veremediği nefes yüzünden şişerken ve benim heyecandan ellerim titrerken yüzümü ona yaklaştırdım.

Gözlerimi Jeno'dan önce kapattım ancak Jeno bu sefer benden önce davranıp sol elini belime koyup benden destek alarak doğruldu. Bu sefer nefesimi tutan bendim, yüzündeki ellerim gevşedi ve ellerimi omuzlarına indirdim. Jeno'nun belimdeki eli hareket etti, tüm sırtımı boydan boya keşfetti ve parmakları tekrar belimde durup orada ritim tutmaya başladı. Tek yapabildiğim onu öpmekti, nehrin kenarındaki o akşamki kadar sert değildi ama kesinlikle çok daha iyi hissettirmişti.

Parmaklarım omzuna baskı uygularken dengemi ve aklımı kaybetmiş gibiydim. Dudaklarımı ona bastırırken alt dudağımı dudakları arasına aldı ve ben dik durmak için olağanüstü bir çaba sarf ettim. Jeno bunu fark etmiş gibiydi, benden uzaklaştı ve yüzüme baktı. Gözleri yüzümün her bir milimini taradı ve odaksız bakışlarını gözlerime çıkardı.

''Ne oldu?'' diye aptalca bir soru sordum kendime engel olamadan, Jeno yutkundu ve arkama baktı. ''Bu pozisyonu sevmedim ben.''

Açık sözlülüğü beni şaşırtsa da sadece gülmekle yetindim. Dudakları kızarmıştı ve gözleri gerçekten parıldıyordu. Jeno doğrulup üzerime geldiğinde geriye doğru yaslanmak zorunda kaldım. Kaşlarım çatıldı ancak arkama uzanıp yastığın birini düzeltti ve elini tekrar belime atarak tamamen üstüme çıktı. Yuh artık.

''Bence bu pozisyon daha güzel ama hâlâ rahat edemediysen yukarı-'' 

Cümlesini bitirmesine izin vermedim çünkü bitirseydi kıpkırmızı olurdum, kollarımı boynuna sarıp onu kendime çektim ve bu sefer dudaklarımızı birleştiren ben oldum. Onu sertçe öperken eli tekrar belimde ritim tutmaya başladı, eğilip bedenini bana yasladığında kalbinin ne kadar hızlı attığını tüm vücudumda hissettim.

Sağ elimi ensesine çıkarıp saçlarına sonunda dokunabildiğimde boğazından gelen inilti duraksamamı sağladı ama bu çok kısa sürdü, uzun siyah saçlarını dağıttım ve elimi saçlarının arasında dolaştırdım. Jeno'nun eli saçlarımı geriye çekerken ne kadar iyi hissettiğimi fark ettim.

Jeno bana iyi geliyordu ve bu bile iyileşmem için yeterli bir sebepti.

Jeno bana iyi geliyordu ve bu bile iyileşmem için yeterli bir sebepti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
WiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin