wires: 43
Üç gündür Jeno'nun evindeydim.
Ara tatilimizi gün boyu evde oturarak geçiriyorduk, yemek ve internet bedavaydı, hiçbir sorunum yoktu. Jeno yemekleri yapıyor, ben de sofrayı toplamada ona yardım ediyordum. Açıkçası hayatımın en kaliteli ara tatili olabilirdi.
Jeno bana çıkma teklifi falan etmemişti, açıkçası bence buna gerek de yoktu çünkü eylemlerimiz, birbirimiz hakkındaki tüm düşünceleri ortaya seriyordu. Her şeyi inkâr etsem bile sırtıma sarıldığında ev gibi hissettiren kollarını ve yaralarıma sürdüğü kremleri inkâr edemezdim. Hissettirdiklerini inkâr edemezdim.
Şimdi de, yeni bir diziye başlamışken Jeno'nun başı bacağımdaydı, saçlarıyla oynuyordum. Hangi şampuanı kullandığını cidden merak ediyordum, yumuşacıktı saçları ve gün boyu bu şekilde durabilirdim. Dizi bir lisede geçiyordu ama benim kafam sürekli Jeno'daydı, dibimde olsa bile onu düşünüyordum.
''Maya, uykum geldi benim.''
''Beni ilgilendirmiyor.'' Cidden ilgilendirmiyordu, saçlarıyla oynamak istiyordum sadece ve uyuyup uyumaması pek bir şey değiştirmezdi. Jeno homurdanarak bana döndü ve yüz yüze gelmemizi sağladı. "Bazen şey düşünüyorum.''
''Ne düşünüyorsun?'' Jeno'nun çocuksu sesi gülümsememi sağladı, istemsizce ben de sesimi incelttiğimde güldü ve tamamen sırt üstü yatıp gözlerini kapattı. Saçları bacağımın üzerinde daha çok dağıldı.
''Başka bir şekilde tanışsaydık böyle olabilir miydik? Sen bana karşı olan tabularını kırabilir miydin ya da ben seni sever miydim?''
Gülümsemem daha da büyüdü. Saçlarını parmaklarıma dolarken iç çektim ve yüzünü incelemeye koyuldum ancak cevapsız bırakmadım onu o sırada. ''Bilmem. Ama bildiğim bir şey var ki hâlâ resmi bir aşk itirafı almış değilim, cevap veremiyorum.''
Jeno'nun kaşları çatıldı, hızla doğrulduğunda yüzüme masum durmasını istediğim bir gülücük kondurdum. Ellerinden destek alıp bedenini bana döndüğünde bacağımdaki boşluk hissi afallamamı sağladı. ''Ne?'' dedi kaşlarını çatıp.
''Ne ne? Bir şey teklif etmedin Jeno, ne diyebilirim ki?'' Buna gerek olmadığını biliyordum, tek amacım onu sinir etmekti ve sanırım başarmıştım da. Jeno çatık kaşlarını eski haline getirdi ve bana daha da çok yaklaştı. Sol eli bel boşluğuma, sağ eli saçlarımın arasına geldi. Kalbim küt küt atmaya başladığında hareketsiz kalmaya devam etmiştim.
''Bunu çok düşündüm ama biliyor musun, bence böyle süslü şeylere gerek yok.''
''Yaa, öyle miymiş?''
Jeno sırıtarak başını salladı ve bedenimi kolayca kendisine çekti, bacaklarımı iki yana açarken bacaklarının üstüne oturdum. Bu pozisyon garip bir şekilde beni utandırıyordu ama Jeno anlaşılan çok sevmişti, üstünde çok durmayacaktım. Dudaklarını ıslatıp doğruldu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
''Bir çıkma teklifi sayılmaz ama seni öptüğümde hissettiğim şeylerin farkındasın.'' Başımı salladım.
Gözleri parıldıyordu, garip bir heyecan ve sabırsızlık vardı gözlerinde. Sırıttım ve omuz silktim. ''Bana ne, ben çıkma teklifi istiyorum.''
Jeno'nun nefesini dışarı verişi çok hızlı gerçekleşti. ''Ederim ben o çıkma teklifini, hem de en güzelinden.'' dedi nefesini dudaklarıma üflerken. Midemin bulandığını çok net bir şekilde hissettiğimde artık tamamen sabırsız görünüyordu.
''Çünkü sen buna fazlasıyla değersin.''
Dudakları acele bir şekilde dudaklarıma kapandığında ellerimi her zamanki gibi saçlarına daldırdım ve derin bir nefes aldım. Her ne olursa olsun bu duygular ve temaslar yalan değildi, Lee Jeno her şeye değerdi.
yanlışlıkla fluff yazdım acil angst yazmam lazım???????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wires
Fanfiction𝐦𝐚𝐲𝐚: en azından ortak bir noktamız var. 𝐰𝐢𝐫𝐞𝐬: neymiş o? 𝐦𝐚𝐲𝐚: eğer benim ne iş yaptığımı biliyorsan sen de kurtulamazsın. 𝐦𝐚𝐲𝐚: benden bir farkın yokmuş demek ki. 𝐦𝐚𝐲𝐚: oyun başladı, iyi olan kazansın. © jieiee | lee jeno +...