¬ 18

95 26 11
                                    

wires: 18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

wires: 18

''John?''

Oturma odası olarak kullandığımız geniş odanın kapısını üşümüş ellerimle ittirdiğimde kapının hemen karşısındaki koltukta oturan Johnny'yi gördüm. Jaemin arkamdan gelip Johnny'nin yanına vardığında gözüm sol taraftaki kapıya gitti.

''Kaç gündür gelmedin.'' dedi Johnny, ayağa kalkmış ve pantolonunu düzeltmişti. Ona gülümsedim ve elimle Jeno'yu gösterdim. ''Sanırım bir yanlış anlaşılmayı düzeltmemiz lazım.''

Jaemin bana onay vererek mutfağa girerken kabanımı çıkardım ve Jeno yanımda durdu. Sanırım uyarımı biraz fazla ciddiye almıştı. ''Otursana.'' dedi Johnny, bana olan garip bakışlarını fark etmiş gibi. Jeno yanımdan ayrılıp tekli koltuğa geçerken kabanımı sandalyenin üzerine astım ve siyah kazağımla bileklerimi örtmeye çalışarak Jeno'nun karşısındaki ikili koltuğa oturdum. Burası normalden daha sıcaktı ancak yine de soğuktu.

''Isıyı açmadın mı? Çocuklar üşümesin.''

''Onların odası sıcak, burayı kapattım biraz. Çok sıcak olunca ilaçlar bozuluyor.''

Jeno bizim sohbetimize dahil olmadı, sadece bana bakıyordu. Ellerinin gergin bir biçimde bacaklarında durduğunu görebiliyordum. Ona baktığımı fark ettiğinde omuz silkti ve atkısını çıkardı. Johnny yorgun gözüküyordu.

Jaemin elindeki tepsiyle mutfaktan gelirken büyük bir kupayı Jeno'ya verdi, diğer iki kupayı da Johnny'yle kendisine aldı. Jeno kahveyi kokladığında kendimi tutamadan güldüm. ''İçinde zehir yok Jeno.''

Jeno bana baktı, göz devirdi ve kahveden büyük bir yudum aldı. Zaten uyuyamadığım için kahve içmiyordum, mevzuya girmek için en azından Johnny'nin kahvesini bitirmesini bekliyordum. Jeno etrafı izliyordu.

''Jiseul'ün ilacını ne yaptın?'' dedim Johnny'ye dönüp. Sevgilisinin ismini duyan Jeno dikkatini bana verdi. Johnny parmaklarını bardağın etrafına dolayarak ellerinin ısınmasını sağladı. ''Reçeteyi buldum ancak sen istemeyince reçeteyi sakladım.''

Jaemin bacak bacak üstüne atıp bize bakarken iç çektim. Jiseul onun için yaptığım hiçbir şeyi hak etmiyordu ve bu ilacı da ona vermeyecektim. 

''Seni okulda görmüştüm.'' dedi Jeno, düz bir ifade ile Jaemin'e bakıyordu. Jaemin ismini duymasıyla başını solundaki tekli koltukta oturan Jeno'ya döndü. ''Ben de senin ismini çok duydum, arkadaşıma demediğin kalmamış.''

''Neyse,'' dedim konuyu dağıtmak amacıyla. ''Asıl konuya gelelim. Jeno'nun ağzının sıkı olduğunu bildiğim için onu buraya getirdim. Johnny kendisinden başlayabilir ve ben de Jeno'nun gözünde bir tacir olmaktan çıkarım.''

Johnny ağzını açtı, uzanıp bardağı masaya koydu ancak merdivenlerden inen çocuk hepimizin dikkatini dağıtmıştı. Koşa koşa buraya gelirken Jeno'nun yüzündeki ifadeyi görmek istedim. Benim hakkımda ne düşündüğünü sormak istedim.

Dae kollarına geçirdiği çizgili çoraplarla yanımıza gelirken koşuyordu, aradan geçip kucağıma doğru atladığında ismimi söyleyip bağırmıştı. Jaemin gülümseyerek ona bakarken Jeno gerçekten şaşkındı. ''Ne?'' dedi kaşlarını kaldırıp.

''Maya abla, hani oyun oynamaya gelecektin?''

''Abla mı?'' dedi Jeno, Dae'yi kucağıma alırken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ağzı sonuna kadar açılmıştı. Sanırım Jeno'ya her şeyi en başından anlatmalıydık.

 Sanırım Jeno'ya her şeyi en başından anlatmalıydık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
WiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin