wires: 21
Jeno'nun dudakları sıcacıktı, tenim üşüyordu ancak dudakları tüm vücudumun ısınmasına yetmişti bile.
Ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. Refleks olarak ceketinin ucuna tutunurken bu sefer Jeno bana yaklaştı ve aradaki mesafeyi sıfırlayıp öpüşünü derinleştirdi. Gözleri kapalıydı, sımsıkı kapalıydı ve ben de gözümü kapattım. Onu itemiyordum, bağıramıyor ya da ellerimi hareket ettirip ona tokat atamıyordum. Başını yana eğdiğinde kar tanelerinin başımın üzerine konup beni üşüttüğünü hissettim ancak onun öpüşü her şeyi etkisiz kılıyordu.
Sanki dünyayı yeniden keşfediyordum, sesler artık daha yakınımdaydı ama hissetmiyordum da. Dünyadan kopmuş gibiydim. Ceketinin soğuk fermuarı tenime değdiğinde kalbim daha da hızlanmaya başladı, bu sefer iki elini yüzüme koydu ve üzerime doğru eğildi. Kalbim tekliyordu, nefes almak artık çok daha fazla zorlaşmıştı.
Jiseul'ü düşündüm. Eğer onun yerinde olsaydım ne yapardım? Artık arkadaşım olmasa da ona ihanet etmiş gibi hissediyordum, kendimi bok gibi hissediyordum. Aciz ve aptal hissediyordum. Basit bir öpücüğü bile kafamdan atamamışken bunu nasıl atacaktım bilmiyordum. Kafamdan atamadığım şey bunun bana hissettirdikleri miydi yoksa Jeno muydu onu da bilmiyordum.
Kalbimin yavaşlaması için içimden dualar ederken bunun mümkün olmadığını anlamam kısa sürdü. Jeno geri çekildi, etrafa ıslak bir ses yayıldı ve bana baktı. Dudakları artık daha da kızarmıştı, ellerini yüzümden çekti. Bense konuşamadım, gözlerine bakakaldım. Olur da aklıma takılırsa diye ifadesini ezberlemek istiyordum. Hızla inip kalkan göğsünü, aralık ve kızarmış dudaklarını, suçlulukla bakan kara gözlerini ve kar tanelerinin altında onu daha da etkileyici kılan siyah beresini. Kalbim daha da hızlanmaya başladı.
Ben konuşmadım, o da konuşmadı. Gözlerindeki ifade kendimi kötü hissetmeme sebep oldu. Beni tuvalette sıkıştıran ya da tehdit eden kişi değildi bu. Bambaşka biriydi. Hem dedikleri için hem de beni kendi isteğiyle öptüğü için pişman olan biriydi. Bana bakmayı kesmedi. Belki o da benim yüzümü ezberlemek istiyordu. Ona vurup vurmayacağımı ya da onunla artık konuşup konuşmayacağımı çözmeye çalışıyordu gözlerimden.
''Eve gitmem lazım.'' diyebildim sadece. Hızlıca banktan kalkıp arabaya ilerlerken Jeno da konuşmadı, arkamdan geldiğini hissediyordum. Bayılacaktım, suçlulukla bakan gözlerini unutamıyordum. Titreyen ellerimi kabanımın cebine koyarak gizlemeye çalıştım.
Artık ona bakış açım beş dakika öncesi ile aynı olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wires
Fanfiction𝐦𝐚𝐲𝐚: en azından ortak bir noktamız var. 𝐰𝐢𝐫𝐞𝐬: neymiş o? 𝐦𝐚𝐲𝐚: eğer benim ne iş yaptığımı biliyorsan sen de kurtulamazsın. 𝐦𝐚𝐲𝐚: benden bir farkın yokmuş demek ki. 𝐦𝐚𝐲𝐚: oyun başladı, iyi olan kazansın. © jieiee | lee jeno +...