Bir gün sonra mahkeme salonu...
Anna zanlılar için yapılmış, tahta parmaklıklarla ayrılan bölmede dimdik ayakta duruyordu. Onu bu halde gören biri asla idam cezası ile yargılandığına inanmazdı. Yaşlı yargıç ve beraberindeki yardımcıları salona girdiğinde herkes ayaklandı. Annabella bakışlarını bir an olsun ayırmamıştı önünden. Çevresindeki gelişmelerden tamamen soyutlamıştı kendisini. Herkes yerine yerleşip de mahkemenin başladığını haber veren tokmak sesi duyulduğunda izleyici ve jüri yerlerine oturdu. Yargıç beyaz peruğunu çekiştirdi ve gözlerini kısıp genç kıza baktı.
'Leydi Annabella Sellington, işlediğiniz iddia edilen suçu size bir kez daha hatırlatmam gerekiyor mu?' Genç kız salona girdiğinden beri ilk defa bakışlarını önünden ayırdı ve yaşlı adamın gözlerine dikti. 'Hayır efendim. Genellikle bana atılan iftiraları harfi harfine hatırlarım. Yinelemeye gerek yok.' Sözleriyle yargıç huzursuzca homurdandı ve sorulara geçmek üzere elindeki kağıtları karıştırmaya başladı. Tam 'Kullanılan hançer...' diyerek söze başlamıştı ki mahkeme salonunun kapısı kırılırcasına açıldı.
Bir önceki gün akşam saatleri...
Daniel, Edward ve hizmetli kızın anlattıklarından sonra onları da yanına alıp Londra'daki evden Bartford mülküne giden yola koyulmuştu. Son sürat eve vardıklarında doğruca Valeria'nın ikamet ettiği odaya gitti genç adam. Kapıyı görgü kurallarını tamamen hiçe sayarak çalmadan açtı ve içerdeki şaşkınlık nidalarına aldırmadan yatakta yatan Leydi Westland'a yöneldi. Genç kadın olanların şokunu üstünden atamamıştı 'Sayın Lord neler oluyor?' dese de bu dük onu duymadı.
Daniel onun bıçaklanmasına aldırmadan kadını kollarından tutup yataktan sertçe çıkardı. Leydinin hizmetkarları ona engel olmaya çalışıyor, bağırıp duruyorlardı. Ama bu bir an olsun genç adamı durdurmadı. Giriş katına indiklerinde yaşlı düşesin endişe dolu sesi durdurdu ancak onu.
'Daniel! Tanrı aşkına ne yapıyorsun? Kızcağızı hasta yatağından çıkarmak gibi bir deliliği nasıl yaparsın? Daha birkaç hafta önce bıçaklandı...' Sözleri Dan'nin sinirli kahkahası ile kesildi. Kolunu sıkıca tuttuğu kadını hırpalayarak annesine itti.
'Bıçaklandı. Bıçaklandı ha! Bu gördüğün yılan kendisini bıçakladı.' Bu sözler üzerine girişe doluşmuş olan ev ahalisinden bir hayret nidası yükseldi. Valeria sanki bayılacakmış gibi kendisini yaşlı düşesin kollarına bıraktı.
'Neler oluyor anlamıyorum efendim. Birden odaya daldı ve beni sürüklemeye başladı. Kesin o katil kız aklını çeldi.' Sanki çok önemli bir şey fark etmiş gibi gözlerini kıstı 'Belki de dük hazretlerine Hint büyüsü yapmıştır.' Daniel onun bu sözleriyle daha da çıldırdı.
'Elimde kanıt var. Kendini bıçakladın. Anna'nın Hindistan ile ilgili bağını öğrendin ve kendine orada üretilmiş bir hançer getirttin. Böylece suç tamamen onun üzerine kalacaktı. Sen de sorunsuz bir şekilde yarışmayı kazanıp Bartford Düşesi olacaktın. Ülkenin ikinci en önemli kadını, kraliçeden sonra gelen kadın olmak bu kadar mı önemli senin için söyle!!!' son sözleri ölüm sessizliği yarattı. Düşes Valeria'yı yavaşça kollarından tutup kendisinden uzaklaştırdı.
'Sana sadece bir kez soracağım leydi. Eğer yalan söyleyecek olursan canını çok fena yakarım. Bu olayda senin parmağın var mı?'
'Saygıdeğer düşes ben hiçbi...'
Daniel hızla atıldı 'Önce bir şey söylemek istiyorum. Valeria cevabını ondan sonra versin.' Ardından kapıya doğru seslendi 'Edward kızı getir.' Giriş kapısı açıldı ve içeriye uşağın eşliğinde hizmetçi kız girdi. Kız çekingen adımlarla Daniel'in yanına geldi. Dan kızı göstererek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN İNTİKAMI
Historical FictionYıllardır düzenlenen bir evlilik müsabakası... Bu yarışa katılan geçmişi gizemli ve ruhu intikamla dolu bir İngiliz leydisi... Evlilikten köşe bucak kaçan genç bir dük... Onların gizemli ve bir o kadar da macera dolu yolcuğuna çıkmaya var mısınız?