Daniel'den...
Akşam verilecek olan partiye katılmaya son anda karar vermişti. Kafasındaki derin düşüncelerden kurtulmanın tek yolunun insan içine karışmaktan geçeceğine inanmıştı. Üzerindeki takıma son bir kez gezdirdi. Bunu en son onunlayken giymişti. İçini kaplayan acıyı bir kenara atmak için 'Edward!' diye seslendi. Uşağın telaşlı adımları kapıdan duyuluyordu. Sonunda odaya girdiğinde adamın burnu yandı. Keskin bir alkol kokusu etrafı sarmıştı. Nefes alamayan Edward telaşla pencerelere ilerledi ve pek de temiz olmayan Londra havasının odaya girmesi için tahta pençeleri kaldırdı. Derin bir nefes aldıktan sonra genç düke döndü. Sinirli gözlerle onu izliyordu. Anlaşılan odasındaki depresif hallerine kimsenin karışmasına izin vermeyecekti. Ama bu odadaki alkol insan öldürmeye yetecek kadar çoktu.
'Efendim... Sadece hava almanız için-' cümlesine devam edemeden Daniel kapıya doğru ilerledi.
'Şapkamı getirsen iyi olur Edward.' Sözleri basit görünse de özel hayatına burnunu soktuğu için oldukça sertti. Uşak hızlı adımlarla şapkayı bulup Daniel'ın peşinden gitti.
***
Parti oldukça kalabalıktı. Bayan Sunshire anlaşılan yeniden çöpçatanlık işlerine bulaşmıştı. Genç kızlar, adamlar, dullar, servet avcıları... Ne ararsan vardı kapıdaki kuyrukta... Davet edilenler davetiyelerini gösterip kalabalık kuyruktan zafer kazanmış gibi ayrılıyor. Diğerleri ise boyunları bükük bir şekilde karanlığa karışıyorlardı. Herkes en şık halindeydi. Etraf ucuz Fransız parfümü kokuyordu. Daniel bir an için neden burada olduğunu sorgulasa da soylular için açılmış olan arka girişe ilerledi. Düşünmemeliydi sadece hareket etmesi gerekiyordu. Onu gören uşaklar tanıdı ve hızla üstündeki kabanı ve şapkayı alarak yerlere kadar eğildiler. Onları geçtikten sonra kalabalık salona ulaştı. Dans edenler, öpüşenler ve hatta sarhoş olup kendini kaybedenlerle doluydu salon. Aldırmadı ve içki servisi yapan garsondan bir kadeh beyaz şarap aldı. Artık şarap su gibi geliyordu. Emin adımlarla alkolik olmak üzereydi.
Bayan Sunshire anında yanında bitti. Toplu yapısı yüzünden göğüsleri elbisesinden fırlayacak gibi duruyordu. Üzerindeki fiyonklarla Daniel'e komik bir hediye paletini andırıyordu. Kadın yüzüne tükürerek konuşmaya başladığında 'Ah yaşadıklarınız gerçekten çok üzücü lordum. Ama öyle soysuz bir kızdan zamanında kurtuldunuz bence... Affınıza sığınarak söylüyorum ama siz daha iyilerine layıksınız. Bu arada bu gece eğlenmeniz için elimden geleni yapmaya hazırım.' Dedikten sonra düke sokulmaya çalışsa da Daniel kadının kolunu sıkıca kavrayıp durdurdu.
'Sözlerinize dikkat etseniz iyi olur Bayan Sunshire... Konuştuğunuz kişi hala benim müstakbel gelinim. Sadece kayıp... Bu arada eğlenmek istesem emin olun daha yüksek tercihlerim var.' Dedi ve kadının yanından uzaklaştı. Bir kez daha buraya neden geldiğini soruluyordu. Asla bu tarz ortamların insanı olmamıştı. Tropik bir bitkinin yanında durdu ve garsondan ikinci şarabını aldı. Bu sefer yanına gelen bir çiftti. Onları gözü bir yerden ısırsa da bir türlü çıkaramadı. Kadın hevesle konuşmaya başladı.
'Merhabalar lordum lütfen kendimizi tanıtmamıza izin verin. Biz Bay ve Bayan Evans...' Evans soyadını duymasıyla Daniel onları nereden tanıdığını hatırladı. Birkaç ay önce adamın işi batmıştı. Sonradan dedikodulardan anladığı kadarıyla adamın dolandırıcı olduğu kanısına varmıştı herkes. Kuzeyde insanlara toprak sattığını ve kimsenin parasının karşılığını alamadığını duymuştu Matt'den. Kadın durmak bilmeden konuşuyordu. 'Hindistan'da açtığımız okuldan size bahsetmek isteriz lordum.' Anlaşılan şimdi de Hindistan'a yelken açmışlardı. Neydi zorları sömürge altındaki insanları dolandırmak mı? Adamın suratındaki pis sırıtıştan bu tarz bir planı olduğu belliydi. Kadın hala konuşuyordu. 'Orada harika planlar gerçekleştireceğiz. Büyük İngiltere'nin ihtişamını oradaki zavallı insanlara anlatacağız.' Acaba zavallı olan kim ya da onları zavallı haline getiren kim diye sordu Daniel kendi kendine... Cevap açıktı. 'Hatta oraya bu nedenle en kalifiye öğretmenleri gönderdik. Bir bayanın bilmediği dil yoktu. Onun faydalı olacağına eminim. İsterseniz bu proje hakkında daha derin konuşalım belki bize yatırım yapmak istersiniz.' Daniel samimiyetsiz bir biçimde gülümsedi. 'Ah Leydi Buckenbury de buradaymış... İzninizle...' Bayan Evans telaşla yanlarından ayrıldığında Bay Evans ile yan yana kaldılar. Adam bıyığının altından sinsice gülümsedi. 'Eşimin anlattıkları sizi yanıltmasın. O planımı oldukça basit haliyle biliyor.' Kendinden o kadar emindi ki genç dük planı merak etti. Kim bilir hangi masumun canını yakacaktı sıradaki projesiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN İNTİKAMI
Fiction HistoriqueYıllardır düzenlenen bir evlilik müsabakası... Bu yarışa katılan geçmişi gizemli ve ruhu intikamla dolu bir İngiliz leydisi... Evlilikten köşe bucak kaçan genç bir dük... Onların gizemli ve bir o kadar da macera dolu yolcuğuna çıkmaya var mısınız?