15~Neden?

14.8K 1K 40
                                    

Güneş ışıklarının yüzüne gelmesiyle Anna kendisini saran güçlü kollara daha da sokuldu. Dün gece çok rahat uyumuştu. Ne rüyasında Nath'i görmüştü ne de kaçırıldığı zamanı... Sadece uyumuştu hem de mışıl mışıl. Kollar onu daha sıkı sarınca kafasını oynattı. Ve düşünceler aklına sağanak gibi yağmaya başladı. Kollar! Onu saran kollar! Onun sokulduğu kollar! Kollar! DANİEL'İN KOLLARI!!!! Hızla kendini onun kollarından çekti.

'Tanrım kalk sapık herif. Utanmadın mı yanımda uyumaya?' Bir yandan da onu yumrukluyordu.


Daniel bunun uyandığı en güzel sabah olduğunu söyleyebilirdi. Ta ki Anna uyanana ve onu yumruklayana kadar. Ondan önce derin bir uyku çekmişti. Mis gibi lavanta kokusu eşliğinde... Ne zamandan beri lavantaya bu kadar takıntılı olduğunu bilmiyordu. Yumruklardan biri midesine inince acıyla kıvrıldı. Minik bir kadındı ama Tanrı aşkına bu yumrukların benzerini savaşta yemişti resmen. Onun ellerini yakalamak için hamlede bulundu ama nafile. Yumrukları bırakıp yastıkla onu boğmaya çalışan bir Annabella ile karşı karşıyaydı. Acaba bir dükü öldürse başının vurulacağı gerçeğinin farkında mı diye düşündü genç adam. Anlaşılan değildi çünkü yastık yüzünden nefes alamamaya başlamıştı.

'Oyun bitti bayan.'demek istese de yastıktan sesi boğuk çıkıyordu. İleriye doğru atılıp genç kızı kollarına aldı. Yastık düşmüştü çoktan ve Anna'nın ne kaçacak yeri ne de kalkanı kalmıştı.


Genç kız onunla samimi olmak istemediği için gözlerini başka yöne çevirdi. Ama Dan sanki onun utandığının farkındaymış gibi yüzüne bakıyordu sürekli.

'Tamam beni bırak. Bir gören olacak.'

'Az önce böyle demiyordun ama. Beni öldürmeye yeltendin be sen!' Anna'nın tutamadığı bir kıkırdama dudaklarından çıkmıştı çoktan.

'Hem suçlu hem güçlüsün. Bir de gülüyor!' Artık kaçış yoktu. Gözlerini gözlerine çevirdi;

'Eğer beni bırakmazsanız yarım kalan işimi bitirir sizi ölü bir dük yaparım.' Daniel tam ona.... Kapı gürültüyle çalmaya başlamıştı.


Anna telaşla onu itti ve yataktan çıktı.

'Tanrım kalkın!' Ama dük hala ona bakıyordu şaşkınca. Genç kız yerdeki yastığı alıp hışımla kafasına geçirince şaşkın bakışları sinirli bir hal aldı.

'Deli misin kadın?' diye bağırmak üzereyken Anna ona bir darbe daha inirdi.

'Eğer o yataktan çıkıp şu koltuğa geçmezsen deli nasıl oluyormuş göreceksin.' Daniel homurdanarak koltuğa geçti. Anna tekrar yatağa geçip üstünü itinayla örttükten sonra 'Girebilirisiniz.'diye seslendi kapıya. Kapı açılınca Mary adeta içeriye fırladı.

'Bugün iyi misin melek-yüz? Bak sana en sevdiğim kitabı getirdim. Dün konuşmuştuk ya hani sen de....' telaşlı sözleri koltukta Dan'i farketmesiyle kesildi.

'Senin ne işin var burda??' Merakla ona barkıyordu. Ardından odaya giren kontesin tiz sesi duyuldu;

'Mary Estalan!Sana kaç kez söyleyeceğim. Bir dükle böyle konuşamazsın. Ah Tanrım bu kız neden böyle.... '

Kadıncağız Mary'i odadan çıkarmaya çalışırken aniden olduğu yerde kaldı. Yavaşça düke döndü 'Affınıza sığınıyorum lordum. Ama gerçekten burada ne yapıyordunuz? Yoksa siz bütün gece...' Meraklı gözlerle bir Anna'ya bir düke bakıyordu. Sanki bir bulmacayı çözmeye çalışır gibiydi.

Dan hızla yerinden doğrulunca kadın kapıya doğru geriledi 'Bu yakıştırmalar sizin gibi bir leydiye yakışmıyor Estalan Kontesi. Ben sadece Leydi Sellington'u kontrole gelmiştim. Burada onun itibarı söz konusu lütfen sözlerinize dikkat edin.' Sesi bir bıçak keskinliğinde çıkmıştı. Kadın bunun üzerine daha da telaşa kapıldı 'Asla öyle bir şey düşünmem lordum. Hem Leydi Annabella'ya zarar vermek isteyeceğim son şey. Ben sadece... Söylememem gereken şeyler söyledim.' Kadın hızla odayı terketmişti bunu üzerine.

'Kadıncağızın üzerine niye o kadar gittin? Sadece her beyni olan insanın soracağı soruyu sordu? Hem bana ne kadar çok yardım etti ayıp ettin gerçekten.' Anna sinirle kadını savunmaya başlamıştı.

'Ben sadece senin iyiliğini düşündüm. O düşünceleri bir hizmetçi duysa ve şehre yaysa eminim kontesin bir beyinsiz olmasını dilerdin.' deyip odayı terketmek üzere kapıya yürüdü. Fakat genç kızın söyledği sözlerle adım atamadı.

'Ben beynimi kullanmadan edemeyeceğim saygıdeğer düküm. Ve inanın affınıza da sığınmayarak söylüyorum, bütün gece neden yanımda yattınız ve uyandığımda bana neden sarılıyordunuz?'

AŞKIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin