Görseldeki Leydi Westland... İyi okumalar :)
Bir dakika az önce ne demişti. Daniel kafasını iki yana salladı şaşkınlıkla... O asla böyle laflar eden bir adam olmamıştı. Karşısındaki gözlere bakıncada aynı şoku gördü.
Ne demişti demin. Hayat demişti evet ve hayatını ona vermek. Yoksa bir dakika bu bir evlenme teklifi miydi? Başını salladı ve karşısındaki gri gözlere baktı.
Birbirlerine bakarken Daniel onun yüzünü ilk defa gördüğünü farketti. Ama sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyordu. Minik bir burun, yay gibi kaşlar ve dolgun dudaklar... Evet güzelliği tanımla deseler bu kesinlikle Annabella olurdu. Tanrım, ne de güzel bir isimdi. Anna da dükün genç ve yakışıklı yüzünü dikkatle izliyordu. Keskin hatlar ve onları tamamlayan delici gri gözler. Yunan mitolojisindeki heykellerin gerçek halleri böyle olmalıydı kesinlikle diye düşündü.
Birbirlerine dalmışken merdivenden gelen ayak sesleriyle irkildiler. Daniel Anna'nın kolundaki elini hızla çekti ve gelene baktı. Evet, Natheniel... Tam da sırasıydı değil mi! Adam sanki zaman kolluyor diye düşündü.
Nath hızla yanlarına geldi ve alaylı bir sesle 'Vay vay vay bakıyorumda dük hazretleri ile baya samimisiniz Leydi Annabella.' Dük hazretleri kısmını küfredercesine söylemişti.
Anna'nın tedirgin olduğu her halinden belli oluyordu gittikçe Daniel'ın arkasına gidiyordu. Bir dakika! Bu cesur kadın saklanıyor muydu? Daniel şok oldu. Az önce bir kadının parmağını kıran ve onu ölümle tehdit eden kadın Nath gelince aniden saklanmaya çalışıyordu. Onu korkutan neydi? Kadınlar arasında ünüyle meşhur olan Nath değildi her halde diye düşündü. Kardeş gibi büyüdüğü adamın gözlerine baktı. Tanrım yoksa benim Anna'ma aşık mı oldu? Bu düşünce Nath'in sarhoş gözlerindeki acılı bakışla gelmişti. Daniel sinirle yumruğunu sıktı. Kim bilir ne yapmıştı da kızı bu kadar korkutmuştu. Yoksa ona dokunmaya mı kalkmıştı?!!! Daniel hızla Anna'nın sıvışmaya çalışan halini farketti ve kolunu tutup onu yanına sürükledi. Az önce bu minik bayandan duyduğu ağır küfrün hesabını sonra soracaktı.
'Nath dostum Anna ile tanışıyor musun.'
'Anna mı Dan remiyeti ne çabuk bir kenara atmışsın bir düke yakıştıramadım.' Nath acıyla ikisine bakıyordu.
'Halbuki leydi Annabella bana hiç samimi olmam için izin vermiyor. Yoksa benim senden bin kat iyi olduğumu ona gösterirdim.' Daniel olayın tahmin ettiği gibi olduğunu bu sözlerle kesinleştirmişti ve Anna'nın kolunun kasılmasıyla. Daniel hızla karşısındaki adamın yakasını tuttu ve duvara yapıştırdı burnuna dolan yoğun alkol kokusuyla yüzünü buruşturdu.
'Sen içmişsin.'
'Bazen içki en büyük ilaçtır hele de konu güzeller güzeli Annabella'nın kalbi olunca.'
Daniel onun boynunu dahada sıktı ve karşı koymasını engelledi. 'Eğer onu bir daha tedirgin edecek olursan seni kendi ellerimle gebertirim. Ona dokunacak olursan dokunduğun elleri keserim anladın mı?'
Anna duyduğu laflar karşısında donup kalmıştı. Bunlarda ne demekti? Bu adam... Ah pardon bu dük nasıl daha onu tanımadan böyle sahiplenmişti? Aslında Nath pisliğine iyi bir dersti bu ama nedense bir gariplik vardı.
'Daniel oğlum tanrım neler oluyor burada?!'
Evet, ayıkla pirincin taşını... Anna bir de bu kadın eksikti diyerek derin bir nefes aldı.
'Efendim Bay Nath ile dük bir anlaşmazlık yaşadı ama şu an düzeldi sanırsam.'
İki adamda şaşkınlıkla Anna'yı izliyordu. Dan yavaşça Nath'in boynundaki ellerini çekti.
'Evet anne tam olarak bu yaşandı.' Göz ucuyla boynunu ovalayan Nath'e baktı. 'Ama şu an her şey yolunda emin olabilirsiniz.'
Düşes şüpheyle ikisine baktı sonra birden yeni farkına vararak 'Tanrım yarışma kurallarında dükün adayları görmemesi gerektiği söylenir! Hem sizim burada ne işiniz var oğlum.'
Dan annesinin ona fazla kızgın kalamayacağını iyi bilerek 'Hadi ama anne sadece adaylara göz ucuyla bakmak istedim. Maskemi de kimse kalmayınca çıkardım. Hem Leydi Sellington'un da benim burada olduğumdan haberi olmadığını düşünüyorum.'
'Evet leydim sadece bahçeye çıkıp güzel gece manzarasını izleyecektim ama şans eseri tartışmaya denk geldim.'
Düşes elini yeterli anlamında salladı 'Tamam bu olaydan kimsenin haberi olmayacak! Şimdi herkes odasına. Sayın dük ve Natheniel sizde evlerinize çocuklarım.' Düşes eteklerini savurarak oradan ayrılınca Dan 'Bu olayın üstünü sırf Leydi Sellington'un itibarı mevzu bahis olduğu ve annemin sana olan sevgisinin canını yakmaması için örttüm. Davranışlarına dikkat etsen iyi olur Nath!!' Nath acı bir şekilde gulümsedi ve tek bir laf dahi etmeden orayı terk etti.
Anna sıkıntıyla ellerini ovalayarak 'Sayın dük ben de odama çekilsem iyi olacak. Yardımınız için teşekkürler ve olanları unutursak sevinirim.' Diyerek hızla bir reverans yaptı ve merdivenlerden çıkıp gözden kayboldu.
Dan şaşkınlıkla genç kızın arkasından bakıyordu 'olanları unutalım' ha! Bu deli kadın karşısındakinin dük olduğunu unutmuştu ve buraya onunla evlenmek niyetiyle geldiğinide unutmuş gibiydi... Sırıttı. Unutmak mı? Çok kolay genç leydi unutmam için bir çok kadın beni bekliyor.
Bütün bunlar yaşanırken merdivenin karanlığında olayları bütün detayı ve nefretiyle izleyen kişiden kimsenin haberi yoktu... Sargılı elini havaya kaldırdı ve önüne gelen sarı bukleyi geriye itti. Büyükdedesinin hep dediği gibi 'en çaresiz anda hayat yeni sürprizlerle karşına çıkardı...'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN İNTİKAMI
Ficción históricaYıllardır düzenlenen bir evlilik müsabakası... Bu yarışa katılan geçmişi gizemli ve ruhu intikamla dolu bir İngiliz leydisi... Evlilikten köşe bucak kaçan genç bir dük... Onların gizemli ve bir o kadar da macera dolu yolcuğuna çıkmaya var mısınız?