METALLUM - 5.BÖLÜM - GEÇMİŞİN İZLERİ

268 35 21
                                    


🔮


Captivum'a götürülmek üzere yola çıkmadan saniyeler önce, Chris'in Bayan Dagora'ya bir şeyler anlattığını seçebilmiş ancak ne dediğini anlayamamıştım. Kulaklarım inanılmaz bir uğultuyla kaplanmış, beni ortamdan soyutlamıştı. Duyabildiğim tek şey, parçalanan kalbimin sağa sola saçılırken çıkardığı o acı dolu sesti.

Şimdi yine, çok benzer bir durum yaşıyordum. Chris bir kez daha karşımda birilerine bir şeyler söylüyordu ancak duyabildiğim tek şey, korkuyla şişip patlamaya hazırlanan kalbimin gümbürtüsüydü. Kulaklarım içeriden yükselen korku dolu kalp atışı sesine kapılmış, dışarıdaki hiçbir sesi alamayacak hale gelmişti. Chris belimi bırakmış, Farah'ın yakasına yapışmıştı. Bunu yaparken, benim ayakta durabileceğimi varsaymış olmalıydı ancak birkaç dakika içerisinde gerçekleşen bu olağandışı tablo, bir süredir yaşanan onca olayla birleşmiş ve dizlerimdeki dermanı alıp götürmüştü. Chris'in belimi bırakmasıyla birlikte dizlerimin üzerine düştüm. Aslında çöküşümün asıl sebebi, bir süredir biriken duyguların ağırlaşması ve taşınamaz hale gelmesiydi. Palu sert bir hamleyle Chris'i göğsünden geriye doğru itti ve sendelemesine sebep oldu. Chris, Farah'ın kollarına yapışan ellerini çekmek zorunda kaldı. Etrafımdaki bu kargaşa içerisinden hiçbir şey duyamamak sinirlerimi bozuyordu. Odaklanmaya, kalbimin sesini susturmaya çalıştım.

"Bana cevap ver!" diyen sesini duydum Chris'in. Arada Palu olmasaydı, göz göre göre bu yaşlı kadının yakasına yapışacaktı. Kendimde güç bulabilmeyi ve ayaklanabilmeyi her şeyden çok istiyordum. Tam da o anda, Pegasus'un iyi olmasını ve bana destek olmasını çok isterdim. Bekçimin benim için ne kadar önemli olduğunu elbette biliyordum ancak böyle anlarda kendimi yarım hissediyordum. Derin bir nefes alıp tek hamlede doğruldum ve elimi Chris'in koluna koydum. O sırada ağzından dökülenleri artık seçebiliyordum.

"Ölümün. Öpücüğü. Ne. Demek! O, ölecek mi?!" benim de aklıma gelen ilk şey bu olmuştu elbette ve bundan hiç de rahatsız olmamıştım. Günlerce bunu yapabilmek için çabalamış, uygun yöntemi ve zamanı kollamıştım. Pegasus iyileşince ve hayatımız normale dönünce bu plana geri dönmek üzere rafa kaldırmıştım ancak bir noktada bunu yapacağımı biliyordum.  O yüzden şaşırmam için hiçbir sebep yoktu. Ancak yine de, yaşlı bir kadının size "onda ölümün öpücüğü var" demesi hoş bir şey değildi.

Chris içinse, durum farklıydı. Aramızda yaşanan her şeye rağmen, birinden onun öleceğini duysaydım ben de aynı şekilde tepki verirdim.

Yine de, bu Farah denilen kadının planlarımı ortaya dökmesinden memnun kalmazdım elbette. Hoş, hiçbir şey söylemeye niyeti yok gibiydi zaten. Elimi Chris'in koluna koydum ve bana dönmesini sağladım.

"Chris." Dedim uyarır bir şekilde. Gördüğü herkesin yakasına yapışması bu aptal krallıkta bize hiçbir fayda sağlamazdı. Palu, hüzünlü bir ifadeyle gözlerini bir bizde bir de Farah ve Yena'da gezdirdi.

"Büyükanne Yena, Büyükanne Farah ile sen ilgilenirsin, değil mi?" dedi endişeli bir sesle. Yena hiçbir şey söylemeden kafasını salladı ve Palu'nun endişeli gözlerinin bize dönmesiyle endişe yerini öfkeye bıraktı.

"Beni takip edin, efendim." Dedi oldukça sert bir ses tonuyla. Az önce Chris'i göğsünden iterken ne kadar güçlü olduğunu görme fırsatı yakalamıştım. Anlattığı hikayeden de, sürekli eğitim aldıkları anlaşılıyordu. Üstelik Farah, benden bile dinç gibiydi. Buradaki herkes, üstün ırk gibiydi belli ki. Güçlü, çevik ve her daim tetiktelerdi. Korkmak için yeterince sebebimiz yokmuş gibi her dakika daha da geriliyordum. Derin bir nefes alıp az önceki çöküşümü arkamda bıraktığımdan emin oldum.

Ben de, Chris de hiçbir şey söylemeden yanımızdan ayrılan Yena ve Farah'ın arkasından birkaç dakika baktık ve sonra Palu'yu takip etmeye başladık. Chris'in bu işin peşini bırakacağını sanmıyordum ancak bırakması için gerekli konuşmayı yapacaktım. Birkaç dakika daha sessizlik içinde yürüdük ve sonra Palu, iki beyaz çadırın önünde durdu.

AY KUŞAĞI SERİSİ : T&M&IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin