IGNISER - 6.BÖLÜM - ACI TATLI

70 8 9
                                    

Hikayeye oy sınırı getirmeye karar verdim arkadaşlar. Bunun tek bir sebebi var o da kurguyu daha büyük kitlelere ulaştırmak. Saçma sapan tonlarca kurgunun milyonlarca okunduğunu görmek iyice sinirlerimi bozmaya başladı... Kurgumuz daha çok insana ulaşsın ve bir kitlesi olsun istiyorum. Daha çok okunmasını, yıllarımı verdiğim bu hikayenin daha tanınır olmasını istiyorum :)

Bu bölüm için oy sınırı 15. 15 oy gelir gelmez bir sonraki bölüm yayınlanacak, bilginize.


🔮


Karanlığın yardımıyla öfkesini saklamayı başardığım yeşil gözlerim, nehirle ayın arasında birkaç kez gidip geldi. Öfkeliydim, şaşkındım ya da... Bilemiyorum. Belki biraz da merak etmiştim. Genel olarak ne yapması gerektiğini bilen, planlı biri olmamıştım hiçbir zaman. O yüzden kötü bir haber aldığımda ne tepki vermem gerektiğinden çok emin olamıyordum.

İnanmalı mıydım yoksa sorgulamalı mıydım? Bana yardımcı olabilecek birilerini mi düşünmeliydim yoksa kendim mi üstesinden gelmeliydim? Peki, elçiye kızmalı mıydım yoksa acilen saksıyı çalıştırmaya mı başlamalıydım?

"Bir kere daha söyle." Dedim kararlı bir biçimde. Kurtan durumdan çok hoşnut olmasa dahi, benim bir şey söylememe gerek kalmadan ortadan kaybolmuştu. Ki bu, içimde bir yerleri sızlatmıyor değildi. Onunla her şeyi paylaşmadığımın farkındaydı ancak beni zorlamıyordu. Bu da kendimi daha kötü hissetmeme sebep oulyordu. Keşke beni zorlasaydı da ben de anlatıp kurtulsaydım.

Kardeşinin beni öteki taraftaki kaos hakkında darladığından haberi yoktu mesela. Kardeşiyle konuştuğumu tahmin ediyor olsa da, içeriği bilmiyordu. Bir şekilde, onunla paylaşamadığım bazı konuların içine çekilmiştim ve o bataklıktan çıkmayı da bir türlü başaramıyordum.

Karan'ın gergin sesi, tekrar bulunuduğumuz ortama dönmemi sağladı.

"Yüzüncü kez söylüyorum, kulaklarımla duydum. Ölü olsam da, kulaklarım çalışıyor. Adam, annene "Onu geri getirmeliyiz, yoksa burada sıkışıp kalırız" dedi! Annen de, "Helena'dan başkası bize yardım edemez." Dedi diyorum!" gözlerimi hızla yumup açtım. Sorgulama adımını aradan çıkarsam iyi olacaktı.

"Annem olduğuna nasıl emin olabiliyorsun?" Karan bana duyduklarına inanamıyormuş gibi bir bakış attı. Eh, haklıydı. Sorunun saçmalığının farkındaydım ama sormadan edemedim.

"Kızıl-turuncu saçlar? Yeşil gözler? Helena demesi????" bana öyle bir bakıyordu ki kendimi aptal gibi hissetmiştim. Göz devirip elimi çeneme götürdüm.

"Bahsedilen kişi kim ki oraya düzeni götürecek? Anlamıyorum Karan." Karan omuz silkti.

"Ben de anlamıyorum Helena. Ama en azından, birinin yokluğu yüzünden bu halde olduğumuzu anlayabiliyorum. Ve belli ki bize yardımcı olabilecek kişi de sensin. Bir Azrail olduğun için olmalı. Ya da belki, Tulparın olduğu için." Bu, annemle konuştuğunu duyduğum adam olabilir miydi?

-Gerekmedikçe kimsenin karşısına çıkmam Gwenn.

Öyleyse sonuçlarına hepimiz katlanırız

-Ne zaman müdahale edeceksin? Çok geç olduğunda mı?

Buna ben karar veririm.

Aklımda sürekli dönüp dolanan diyalogları, Karan'dan öğrendiklerimle birlikte tekrar düşünmeye başladım. Annem, adamın benimle konuşmasını istiyordu. Adam ise gerekmedikçe bunu yapmayacağını söylüyordu.

AY KUŞAĞI SERİSİ : T&M&IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin