5. BÖLÜM

10.7K 428 63
                                    

Yeni bir günden merhabalar.
Müziğimiz:
Aşkın Nur Yengi - yalancı bahar
Keyifli okumalar diliyorum
______________________________________
Melek hanım ayrılıp ellerini kollarıma koydu "kızım lavinia'm iyimisin?" Dedi telaşla gözleriyle yüzümü kontrol ediyordu ama bilmiyordu ki her yerim yara bere içindeydi.

Kendimi değişik hissetmiştim ilk defa biri benim canım yandı mı diye kontrol ediyordu benim için korkuyordu. "İyiyim merak etmeyin ufak bir sıyrık önemli bir şey yok... Ben çay demlemiştim hizmetli abla dedi çay içmeyi severmişsiniz." Deyip gülümsedim melek hanım da başıyla onayladı.

"Siz geçin içeri ben çayları katıp geleyim" dedim "ben hallederim kızım sen geç içeriye otur" dedi. Zorlamak istemedim zaten halim yoktu ilaçlar işe yaramıyordu artık.

İçeri geçip tekli koltuğa oturdum saat 1 e geliyordu. Melek hanım çayları servis edip oturdu. "Şey Fırat bey ben iki saatliğine dışarı çıkabilir miyim?" Diye sordum çekingence. Yüzü düşmüştü galiba izin vermiyecekti. "Neyse boşverin çıkmam ben" dedim. Ben susar susmaz konuştu. "Tabikide çıkabilirsin kızım" deyip gülümsedi. Bende gülümseyip teşekkür ettim odama çıktım üstüme hırkamı ve kulaklığımı aldım ve evden çıktım burası mezarlığa yakındı yürüyerek mezarlığa gittim yirmi dakika sonra mezarlıktaydım.

"Emirim ben geldim" dedim gözlerim dolmuştu hemen. "Neler olduğunu biliyorsun değil mi ama ben gene de anlatacağım."dedim ve herşeyi anlattım. "Biliyor musun emir Aden çok tatlı çok sevdim onu ama benim ona zarar vereceğimi düşünüyorlar." Bir dal sigara yaktım. "Biliyorum kızıyorsun ama içince rahatlıyorum."

Biraz daha konuştum "merak etme ilaçlarımı aksatmıyorum" deyip saate baktığımda üçe geliyordu ayağa kalktım. "Benim gitmem gerekiyor gene gelirim seni seviyorum sevgilim" dedim ve mezarlıktan ayrıldım.

Evin zilini çaldığımda melek hanım açtı "hoşgeldin kızım geç içeri" dedi. "Hoşbuldum" deyip içeri girdim herkes salondaydı. Aden yerde oyuncaklarıyla oynuyordu beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi "hoşgeldin" deyip bacağıma sarıldı. Onun boyuna gelerek "hoş buldum bebeğim" dedigimde bana sarıldı. İlk gözlerim barlas'a kaydı. Kafasıyla onaylayınca bende karşılık verdi. Ayrılınca yanlarına gidip tekli koltuğa oturdum Fırat beyde "hoşgeldin" dediğinde tekrar "hoşbuldum" dedim.

Melek hanım mutfağa geçmişti. "Benim biraz işlerim var yemeğe gelirim" dedi ve salondan çıktı Fırat bey. Aden de babaannesinin yanına gidince Ferhat konuştu.

"Nerdeydin sürtük sevgilinle mi buluştun" dedi ve gülmeye başladı ve devam etti "sen şimdi onun altınada yatmışsındır" dedi iğrenir bir şekilde.

Susuyordum susmaya çalışıyordum kötü bir şey desem bana herşeyi yapabilirlerdi o adamdan daha güçlü oldukları belliydi.

"Noldu küçük dilini mi yuttun" dedi ve konuşmaya devam etti " doğruları söyleyince söyleyecek sözü kalmadı sürtüğün" dedi. Artık dayanamadım.

"Yeter... Yeter yaa ben size ne yaptım beni istemiyorsunuz tamam bende sizi istemiyorum ama sırf anne ve babanız için burdayım reşit olunca siktir olup gideceğim. Merak ediyorsan söyleyeyim sevgilim yok ve ben kimsenin altına yatmadım. Beni görmezden gelin sadece yemekten yemeğe görürsünüz beni bende aynı şekilde sizi" dedim ve salondan çıkıp odama gittim.

Kapı yapılmıştı kapatıp kitledim tüm ilaçları toplayıp çöpe attım içmeyecektim. İki gün içinde de geberip giderdim hem onlar rahatlardı hem ben.

Sinirlenmiştim telefondan müzik açıp dinlemeye başladım yağmur yağıyordu akşama fırtına gözüküyordu. Neyse ki karanlıktan veya Şimşek ten korkmazdım. Balkona çıkıp sigara içtim. Sonra Namazımı kıldım. Odadan çıkıp aşağıya indim. Herkes sofranın hazır olmasını bekliyordu mutfağa gittiğimde sabahki teyze vardı "yardım edeyim mi" diye sordum her ne kadar gerek yok desede bir şeyler yapmıştım.

Sofra hazır olduktan sonra herkes masaya geçti ben yine birkaç lokma yiyip kalktım. Tam odama çıkacakken Fırat bey seslendi ona döndüm "efendim" cebinden iki tane kart çıkardı ve bana uzattı

"Kimlik kartın ve banka kartın limitsiz" dedi kimliğimi aldım sadece "gerek yok Fırat bey iyi geceler" dedim ve çıktım kartı almadım zaten param vardı çalışıp kazandığım para bu yıl idare ederdi beni zaten yakında ölecektim. Odama çıktım ve yattım.

Gece susadığım için uyandım ve şansıma odamda su yok. Ayağa kalkıp aşağıya indim bir bardak su içip bir bardak da su doldurdum tekrar susarsam diye. Merdivenden çıkmaya başladım ikinci katta ağlama sesi geliyordu sesin olduğu yere doğru gittim. Şimşek çakınca ağzını kapatıp bağırıyordu sesi boğuk gelmesinden anlamıştım beklemeden odaya girdim.

Aras duvarın kenarına oturmuş dizlerini kendine çekmiş bir yandan sallanıyor bir yandan da konuşuyordu. "Geçecek... bitti... bitti korkma.... birşey yok..." Diye sayılıyordu hızla yanına gidip çöktüm. "Git git uzak dur benden git sen kötüsün git" kriz geçiriyor gibiydi.

"Aras benim aras bak bana ben lavinia Aras gel ablacığım korkma ben yanındayım sana kimse bir şey yapamaz." Dedim ve hızla sarıldı bana "k-korkuyorum" dedi titreyen sesiyle

"Tamam gel beraber uyuyalım ben yanındayım senin kalk hadi. Ayağa kalktık ilk ben girdim yatağa oda yanıma yattı yüzünü göğüsüme koydu ve sarıldı bende onun saçlarıyla oynamaya başladım bir süre sonra uykuya daldı. Sabah ilk ben uyandım Aras resmen üstümde uyuyordu. Sırtım acıyordu ama umrumda değildi. Saçlarıyla oynamaya başladım bir süre sonra uyandı "günaydın Aras hadi kalk" dedim saçıyla oynamaya devam ederken. "Günaydın hadi hazırlanıp kahvaltıya inelim" dedi.

Kafamı sallayıp yataktan kalktık ben odama çıktım hazırlanıp aşağıya indim ilacı içmemiştim akşama doğru kötüleşecektim biliyordum bir kere öyle olmuştu son dakika kurtulmuştum ama bu sefer olmayacak. Kimse bana alışmamışken hayatlarından çıkacaktım bunları düşünmeyi bırakıp aşağıya indim kahvaltıyı yaptım Fırat bey konuşmaya başladı. "Lavinia yarın okula başlayacaksın bu gün dinlen" dedi kafamla onayladım. "Afiyet olsun" deyip kalktım.

Salona geçtim biraz orda oturdum ben Aden ve Melek hanım hariç hepsi gitmişti. Televizyondan filim izlemiştik beraber. Komedi filmiydi melek hanım mısır patlatmıştı. 3 saattir film seyretmiştik. 1 saatte adenle oyun oynamıştm yavaş yavaş bedenim yorulmuştu nabzım yavaşlıyordu kaslarıma ağrı giriyordu melek hanıma dinleneceğimi söyleyip odaya çıktım .

Saat 6 ya geliyordu. İki saat vardı yemeğe yatağa yattım. Üşüyordum hastalığımın belirtileri yavaş yavaş başlamıştı. Elimi saçlarıma götürdüm dökülmeye başlamıştı bile.

Biraz dinlendikten sonra yataktan kalktım şimdi oyun zamanıydı yapabilirdim. Aşağıya indim ve sofraya oturdum. Bir kaç birşey yedim kalkacakken "sabah 8 de okul var" dedi Aras. Kafamla onaylayıp odama çıktım uyumam gerekiyordu alarmı kurup uyudum.

Sabah kalktığımda iyiydim. Sadece yorgunluk vardı üstümde kalkıp hazırlandım hazırlanırken bile yorulmuştum sigaramı içip pakedi yerine koymuştum. Telefonumu ve çantamı alıp asansörle aşağıya indim.

Herkes kahvaltı masasına oturmuştu. Bende yerime geçip kahvaltıya başladım birşeyler yeyip ayağa kalktım. Abi tayfasıyla konuşmuyordum babam 100 lira vermişti "yanında bulunsun" deyip gülümsedi. Bende gülümseyip "teşekkür ederim" deyip başımı salladım. Adeni öpüp evden çıktım.
______________________________________
Gelecek bölümde görüşürüz
Oylamayı unutmayın.

LAVİNİA (Berfin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin