30. BÖLÜM

2K 101 9
                                    

Yeni bir günden merhabalar.
Ve otuzuncu bölüme ulaştık bu güne kadar yanımda olan kurguma bir şans veren herkese teşekkür ederim.
Aynur Doğan - dar hejîrokê
Sîpan xelat - Evin
Keyifli okumalar diliyorum.
______________________________________
"18 Şubat 2016 ertesi gün doğum günümdü. Orhan tüm gün eve gelmedi. Bende gene evde ne yapıyorsam onları yaptım. Kimse hatırlamazdı doğum günümü tek hatırlayan emirdi. O gece saat 23:47 de o geldi eve sarhoştu kahkaha ata ata geldi odama içeri girdi başta korktum ama gene döver sandım. Sandığım gibide oldu döv-dü saat tam g-gece yarı-sına gelmek üzereydi. 'Sana çok güzel bir doğum günü yaşatacağım' dedi başta anlamadım. Sonra beni saçımdan kaldırıp yatağa attı kı-kıyafet-lerimi yır-tıp ç-çıkardı. Üstü-mü ört-meye ça-çalıştım izin ver-medi ellerimi bağladı kendi kıyafet-lerini de çıkardı. Tam g-gece yarısında ol-an o-oldu. Engellemeye çalıştım olmadı çok güçlüydü bağırmayayım diye ağzımı bağladı..."

İkiside ağlıyordu Barlas hiç bir şey demeden sadece kardeşini dinliyordu berfin çekiniyordu ama anlatıyordu ilk defa birine anlatıyordu bunu kendimi kasıyordu sesi titriyordu çok güçsüzdü Barlas onu çekip kurtarmak istiyordu herşeyi baştan almak istiyordu. Kardeşi neler yaşamıştı ama o hiçbirini engelleyememişti.

Dayanamadı ve kardeşine sıkıca sarıldı berfin bunu bekliyormuş gibi abisinin kolları arasında hıçkırarak ağladı. Tüm ses odada yankılanıyordu ama kimse gelip ne olduğunu sormuyordu. Barlas konuştu"özür dilerim abiciğim koruyamadım seni özür dilerim abiciğim korkuttum seni kötü davrandım sana. Özür dilerim küçüğüm özür dilerim " dedi sessiz sessiz kardeşinin kulağına. Ayrılmadan devam etti Berfin anlatmaya.

"Tam üç saat abi canım çıkacak sandım. Herşey bitecek sandım. Bitmedi abi canım çıkmadı hiç birşey bitmedi. Sonra ellerimi çözdü ve çıkıp gitti. O gün o kanlı yatakta tek kaldım üstümü örtüp ağladım sadece ağladım engel olamadım diye ağladım güçsüzlüğüme ağladım kendimi koruyamadığım için ağladım. O gün unutulmaz bir doğum günü yaşatmıştı. Sabaha kadar ağladım kalkmaya çalıştım kalkamadım çok ağrım vardı. Bedenim uyuşmuştu ama acısı dinmiyordu. Zorla da olsa duşa girdim derini yüzdüm pislikten temizlenmek istedim. Ağrı kesicileri mi içip yattım. Sabah emir aradı dışarı çıkmamı istedi ama ben kalkamıyordum. Yalan attım inandı hep oluyordu zaten kolay inanmıştı"

Ayrıldıklarında Berfin konuştu "Abi bişi sorabilir miyim?" Dedi bitkin sesiyle Barlas kardeşinin gözlerine baktı kıpkırmızı olmuştu.

Ve o cümle çıktı ağzımdan barlasın göğüsü sıkıştı. O cümlenin ağırlığı altında ezildi.

"Abi benden t-tiksindin m-mi?"

Korku vardı gözlerinde yalvarma vardı sesinde benden tiksinme diye feryat ediyordu sesi korkuyordu abisini kaybetmekten korkuyordu hemde çok. Bars hızla kardeşine tekrar sarıldı saçına öpücükler bıraktı. "Alsa. kardeşim. asla. tiksinmedim. senden. asla. bebeğim. sen. benim. kardeşimsin. ben. senden. tiksinmem. ben. sana. acımam. acına. ortak. olurum. ama. acımam. Ben senden. asla. senden. tiksinmem" bir soyluyor bir öpüyordu.

Berfin rahatlamıştı abisi ondan gitmemisti kalmıştı. Ondan tiksinmemişti. Gülümsedi acıyla gülümsedi.

"Kardeşim sen temizsin pis değilsin anlaştık mı bu konuyu kapatıyoruz böyle şeyleri düşünme tamam mı yarın emir gelicek ve geç oldu uyu artık sabah konuşuruz" dediğinde Berfin konuştu "beraber uyuyalım mı abi" dedi titreyen sesiyle. kafasıyla onayladı. İki kardeş o gece acı ve yorgunlukla uykuya daldı. Yorgundu ikiside çok yorgundu. Biri geçmişin acısı birisi kardeş acısı...

"Berfin'den"

Sabah gözümü açtığımda güneş çoktan doğmuştu. Abim hâlâ uyuyordu benden tiksinmemişti beni böyle de sevmişti. Bugün emir gelicekti. Bana kızacaktı aileme sinirlenecekti tanıyordum onu.

Abimin göğsünde yatmaya devam ettim bugün herşey bitecekti. Bir süre sonra abim uyanıp saçlarımı öptü. "Günaydın gül kızım" dedi saçlarımı okşarken. "Günaydın abiciğim" dedim bir süre sonra ikimizde yataktan kalktık. Abim odasına gitti bende üstümü değiştirdim.

Saat on bire geliyordu ilaçlarımı içip aşağıya indiğimde herkes sofraya oturuyordu. Bende Barlas abimin yanına oturdum.

Kendimi yorgun hissediyordum. Kahvaltıdan sonra dama çıktım. Bir süre orda oturdum. Nerdeyse üç saattir oturuyordum. Ne yapacaktım ben korkuyordum.

tekrardan birirnin bana dokunmasını kaldırabilecek miydim?

Tekrardan aynı şeyleri yaşamaya gücüm var mıydı?

Yoktu. Ben ne yapacaktım her zamanki yaptığım şeyi yapacaktım ağlayacaktım.

Bir süre sonra konağın kapısı çaldı. Hemen avluya indim herkes avludaydı karşımdaki adam büyük ihtimalle abimle yaşıttı. Çok sinirli biriydi. Yaşlı adam konuşmaya başladı.

"Mahmut Ağa kararınız nedir?" Dediğinde dedem bana baktı kafamla onaylayınca konuştu ne kadar konuşmak istemese de konuştu "kan bağı olacak" dediğinde karşı taraf havaya üç el ateş etti.

"O zaman akşama sıra gecesi olacak kına düğün vakti belirlenecektir. Mahmut Ağa hele bı gelesin senle konuşacaklarım vardır." Dedi dedem kafasıyla onayladım. İkisi birlikte sedirlere oturdu. Hizmetli hemen iki kahve getirip vardı ben daha fazla orda duramayıp odama çıktım.

"Mahmut'tan"

Biricik torunumu vermiştim yüreğimdeki yangın harlanmıştı. Agâh ağayla beraber sedirlere oturup konuşmaya başladık.

"Çok uzun zaman oldu böyle oturmayalı" dediginde kafamla onayladım en yakın arkadaşımdı Agâh ağa ama kan davası yüzünden birbirimize düşman olduk.

"Öyle Agâh ağa hatırlar mısın kan davası yüzünden seni vurmam gerekiyordu" dediğimde kafasını salladı. Ama ben onu değil kardeşini vurmuştum.

"Bak şimdi dünür olacağız" dediğinde acı bir gülümseme yayıldı dudaklarımda. "Bak Agâh sen benim en yakın dostumdun şimdi ise dünürüm olacaksın ve ben sana biricik torunumu berfinimi vereceğim onun tek damla göz yaşı akmayacak" dedim sert sesimle.

"Sen merak etme Mahmut Berfin mutlu olacak Dicle haber bekler akşam sıra gecesinde herşey belli olacak ben yavaştan kalkayım semsura gidip haberleri vereyim akşam görüşürüz selametle" deyip ayaklandı.

"Güle güle gidesiniz" dedi ve tokalaştılar.

Agâh ağa gittikkten sonra odama çekildim.

"Berfin den"

Odamda ağlamamak için kendimle savaşıyordum odamın kapısı çaldı 'gel' dediğimde barlas abim içeri girdi. "Emir binmiş uçağa bir iki saate burada olur hadi gel abilerin seni bekliyor" dedi abim kafamla onaylayıp abimin arkasından gittim.

Herkes küçük salondaydı. Barlas abimin yanına oturdum. "Befom..." Dedi bars abim ama devam edemedi. Korku vardı yüzünde benim ona küstüğümü düşünüyordu "efendim abi" dedim yüzüne bakarken. "Keşke tekrar düşünseydin" dedi kısık sesle. "Düşünecek bir şey yok abi sizin ölmenize izin veremezdim" dediğimde Ferhat mırıldandı ama ben duymuştum.

"Kendinin ölmesine izin verdin" sözün ağırlığı kalbimi ezdi. Ben zaten doğarken ölmemişmiydim şimdi tam yaşarken tekrar ölüyordum.

Bir süre tüm abilerinle konuştum. Salonun kapısı açıldı içeriye emir girdi. "Güzelim" dediğinde ona baktım gözleri kızarmıştı. "Emirr" deyip koşarak Emire sarıldım. Hızla ellerini belime sardı koku mu içine çekti.

Ayrılmadan konuştu "nolur yalan de abinin dediği şey yalan de öyle bir şey yok de lütfen" sesindeki tını içimi mahvediyordu. "Üzgünüm emirim ailem için üzgünüm ama şunu bilki ben bu dünya da en çok seni sevdim kendine iyi bak emirim."
______________________________________
Gelecek bölümde görüşürüz.
Oylamayı unutmayın.
Şimdiden iyi bayramlar herkese bayram boyunca yeni bölüm gelmeyecek çünkü elimde bölüm yok. Sizleri seviyorum ailenizle birlikte nice mutlu bayramlar öpüldünüz.

LAVİNİA (Berfin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin