0.7

21.1K 851 200
                                    

"Ne?"

Masaya yasladığı elini dudaklarına örtüp gülmeye devam etti.

Ben bir yer mi kaçırmıştım? Ne bebeği Ne yapması be?!

Ayrıca, o ilk defa sarhoş olup bana yazdığın mı dedi?

Öğrenmişti!

"N-ne saçmalıyorsun Kortaç sen? Ne bebeği?"

Bakışlarıyla telefonumu işaret etti.

"Bir dün yazdıklarına bakar mısın?"

Korka korka mesajlara girdim. Her bir mesaj cümlesinde biraz daha yerin dibine girerken sohbetin sonunda artık bu dünyada değildim.

"Gerçekten sarhoştum, hiçbir hatırlamıyorum ben. Orada gördüğün hiçbir şey doğru değil."

Ona aşık olduğum ve yirmi çocuk yapmak istemem dışında.

"İlkinde yazdıkların gibi mi sarhoştun?"

Öylece durdum. Diyecek bir şeyim yoktu. Evet o zaman sarhoş değildim ama yıllarca yapmak istediğim şeye beni biraz olsun yaklaştırır diye ümit ederek yapmıştım.

Pişman olup olmamam tartışılırdı.

"Benden ne gibi bir yanıt bekliyorsun Kortaç?"

Ellerini birleştirip tekrardan bana doğru eğildi.

"Merak ediyorum sadece Ela, madem böyle bir şey vardı neden benim yanıma gelip söylemedin. Oturur doğru düzgün konuşurduk."

İçimde sanki görünmez bardaklar o duvardan bu duvara çarpıp paramparça oluyordu.

Daha önce hiç mi aşık olmamıştı da, bunun bu kadar kolay olduğunu söyleyebiliyordu?

"Aşk dediğin şey bir iş planı yapar gibi masaya yatırıp konuşabileceğin bir şey değil Kortaç. Özellikle aşık olduğun kişiye bunu açık açık itiraf etmek... söylediğin kadar basit değil."

Ellerimi iki yana kaldırdım.

"Evet yıllarımı sana aşık olarak geçirdim, söylemeye de cesaret edemedim hep yerimde dönüp durdum. Aklıma o çare geldi ve yaptım. Sende açık açık bir abi modelinde olduğunu söyledin. Hala neyin konusunu açıyorsun?"

Cümlenin başında yüzüne yerleşen tebessüm, cümlemin sonunda yok olmuştu.

"İş için madem buraya geldim, iş yapalım. Bana susmam gereken konularda açıklama yaptırma."

Ağzını açtığı gibi kafenin kapısı açılırken içeriye Müberra teyze ve elini tutan en fazla üç yaşına bir çocuk girdi.

"Baba!"

Kortaç'ın başı hızla onlara dönerken oturdugu yerden kalkıp kollarını iki yana açtı.

Yanlış duymamıştım.

O çocuk Kortaç'a Baba demişti ve Kortaç saniye duraksamadan kollarını açmıştı.

Çantamı tutan ellerim titremeye başlarken derin derin nefesler almaya çalışıyordum.

Bu...Bu olmamalıydı.

"Kızım, güzelim, nasılsın?"

Gülerek başını sallayan küçük kızın gözleri beni buldu.

Çok güzeldi.

"Abba?"

Parmağıyla beni gösterdiğinde hızla oturduğum yerden kalktım.

"B-ben gidiyorum."

Çantamı tuttuğum gibi koşar adımlarla kafenin dışına çıktım. Daha önce bu kadar canımın acıdığı bir an olmamıştı.

BİR AKIM MESELESİ /TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin