11. Bölüm

6K 763 513
                                    


Çünkü tam altı tane zombi bize doğru ilerliyordu şu anda.

Nefesimi tutarak yürümeyi kestim. Taehyung beni ve Soobin'i arkasına doğru alarak, gözlerini ilerideki zombilere dikti.

Şu an hiçbiri bizi fark etmemişti fakat ses yaptığımız an üstümüze saldırırlardı.

Ne yapacağımızı bilmez bir şekilde öylece kalakalmıştık. İki tanesi bize doğru gelmeyi kesip, dağıldığında derin bir nefes aldım. Aramızdaki mesafe azalmaya başladığında, bir tanesi daha aralarından ayrılmıştı.

Kalan üç tanesi bize doğru gelmeye devam ettiğinde, dikkatli bir şekilde onları izlemeye başladım.

Hepsi aynı gözüküyordu aslında, tamamen iğrençlerdi. Yüzlerinde gözlerimi gezdirdiğimde, evde bize saldıran zombiyi aklıma getirmeye çalıştım.

O zombiyle bu zombilerin arasında bir fark olmalıydı.

Sağ tarafta duran zombinin gözlerinin etrafında oluşan çatlakları fark ettiğimde, gözlerimi kısıp daha dikkatli bakmaya çalıştım.

Evet, gözünün etrafında çatlaklar oluşmuştu! Diğer ikisinde böyle çatlaklar yoktu fakat sağ taraftaki zombinin gözündeki çatlaklar aynı evdeki zombi gibiydi.

Gözünde çatlaklar olan zombinin ağız çevresinde, diğerlerine göre daha fazla olan kan lekelerini inceledim.

Bu bir tür mutasyon olabilir miydi? Zombiye dönüştükleri ilk anlarda gözleri görmüyordu fakat insan kanını tattıkça gözleri görmeye başlıyordu.

Aklımdan geçen düşüncelerle, dişlerimi sıktım. Belki de tamamem yanılıyordum, bunu anlamanın tek yolu beklemekti.

Zombilerle aramızda oldukça az bir mesafe kalmıştı, artık tamamen bizi görebilecek yakınlıktalardı.

O zombiye gözlerimi dikip beklemeye başladım. Birkaç saniye sonra, beni yanıltmayacak bir şey oldu.

Gözlerini bizim üstümüze dikti.

Bizi gördüğü an çığlık atarak üstümüze doğru koşmaya başladı. Telaşla Taehyung ve Soobin'in elini tutup arkamı döndüm. Birlikte koşmaya başladığımızda, bir anlığına arkama dönüp baktım.

O zombinin seslerini duyup, diğerleri de peşimize takılmıştı.

Adımlarımı daha da hızlandırıp, sıkışan göğsümle birlikte yüzümü buruşturdum. Hepimiz nefes nefese kalmıştık ama canımızı seviyorsak eğer koşmaya devam etmeliydik.

Bir ara sokağa saparak koşmaya devam ettik, okula yaklaşmamıza az kalmıştı ama ara sokaklara girerek yolu uzatmak zorunda kalmıştık.

"Dayanın, az kaldı!"

Soobin yavaşlamaya başladığında, daha çok hızlandım. Soobin pes ederse eğer benim yaşamama ne gerek kalırdı ki?

Arkamı dönüp son bir kez daha baktığımda, sayılarının eskisi kadar fazla olmadığını gördüm. Yarısından fazlasını atlatmıştık, bunları da atlatabilirdik.

Bir ara sokağa daha saptığımızda, önümde gördüğüm duvarla istemsizce sesli bir küfür savurdum.

Soobin daha fazla ağlamaya başlayarak, sırtını duvara yasladı. "Bittik biz, yolun sonuna geldik."

Bizim peşimizden sokağa giren zombilerle, yüzümü buruşturup Taehyung'a döndüm.

"Ne yapacağız?"

Taehyung elindeki bıçağı sıkıca kavrayıp, daha sonra çenesinin ucuyla benim elimdeki bıçağı işaret etti.

"Savaşacağız."

disease | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin