16. Bölüm

5.1K 702 323
                                    


Taehyung ve Namjoon yerde boylu boyunca uzanan Doyoung'u alıp, deponun uzaklarında bir yere götürdüğü sırada Yoongi birkaç saniye şaşkınca bizi izledi.

Ağırmaya başlayan başımla, elimi alnıma götürdüğümde bandajın üstündeki ıslaklıkla derince iç çektim. Daha sonra ise umursamamaya çalışarak, Soobin ve Yeonjun'a seslendim. Onlar yanımıza gelirken, deponun kapısı açılmıştı ve Taehyung ile Namjoon da içeri girmişti.

Taehyung elindeki anahtarla kapıyı hızlıca kilitleyip, bize döndü. 

"Kapıyı kim açtı?" 

Sakin ses tonu beni daha çok gererken, alt dudağımı ısırarak yavaşça elimi kaldırdım. Bakışları anında bana dönerken, nedense bu sakinliğin fırtına öncesi sessizlik olduğunu hissetmiştim.

"Tabiki, hiç şaşırmadım Jungkook. Başına bela almadan yarım saat bile duramıyorsun yerinde değil mi?"

Sonlara doğru yükselen sesiyle dudaklarımı büzdüm, neden kızıyordu ki? Ben de istemezdim böyle olmasını. 

"Kendini düşünmüyorsun, onu anladım. Peki diğerleri? Jungkook, kimseye kapıyı açmak yok demiştim. Sen gitmiş bir zombiye açmışsın kapıyı!"

Yoongi, Taehyung'u sakinleştirmek için elini omuzuna koyarken dolan gözlerimi gizlemek için başımı eğdim.

O bağırdıkça başıma daha çok ağrı saplanıyordu ama sessizce bekliyordum sadece. Haklıydı ve eğer cevap verirsem daha çok sinirlenebilirdi.

"Tamam, bir sakin olun. Hiçbirimize bir şey olmadı sonuç olarak, sorun yok." Jimin sakin ses tonuyla konuşarak, kolumdan tuttuğu gibi beni sağlam sandalyelerden birine oturttu. 

Taehyung, yüzüme bir an olsun bakmadan arkasını dönerek kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Dolu gözlerimle sırtını izlerken, bir anda dönmesiyle göz göze geldik. 

Gergin yüz hatlarının gevşediğine şahit olduğum sırada, gözleri birkaç saniye alnımda oyalandı. Daha sonra bir şey demeden, duvarın kenarındaki ilkyardım çantasını alarak yanıma geldi ve önümde diz çöktü.

Ben yeniden benimle göz teması kurmasını ister bir şekilde gözlerimi gözlerine dikmiştim fakat o bana hiç bakmadan ilkyardım çantasını açarak içinden birkaç şey çıkarmıştı.

Sessizce onu izlemeye başladım, alnımdaki bandajı canımı acıtmadan yavaşça çıkararak elindeki pamukla kanayan yerleri temizledi. Daha sonra yine yavaş hareketlerle krem sürerek, yeni bir bandaj takmıştı alnıma.

Bu sırada Namjoon ve Yoongi'ye kaydı gözlerim, ceplerinden çıkardıkları yaklaşık on telefonu ortadaki masaya yerleştirerek bize döndüler. 

Taehyung işini bitirdikten sonra, ilkyardım çantasını toplayarak ayağa kalktı. Birkaç saniyeliğine benimle göz teması kurduktan sonra, parmak uçlarıyla alnımı okşamıştı ve benden uzaklaşıp Namjoon'a yaklaşmıştı. 

O da diğerleri gibi cebinden çıkardığı beş telefonu masaya koyduktan sonra, konışmaya başladı.

"Yaşanan her şey planlıymış."

Biz, anlamaz bir şekilde ona bakarken o telefonlardan birini eline alarak açma tuşuna bastı. Telefonun açıldığına şahit olurken, istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Okul sınırları içinde telefonlar çalışmıyordu ama?

Flashback
Yarım Saat Önce

Taehyung, Jimin'in de ikna olmasıyla depodan çıkmadan önce Jungkook'un alnındaki bandajın üstüne hafifçe dudaklarını bastırdı.

disease | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin