26. Bölüm

3.9K 527 182
                                    


Taehyung

Delirecektim.

Video, Jungkook'un çığlığıyla sonlanırken gözlerimi bilgisayar ekranından ayıramamıştım.

Herkes bir kenarda ağlarken, ben öylece durmuş siyah ekrana bakıyordum. Gözlerimdeki yaşlar kurumuştu sanki, ağlayamıyordum bile.

Birinin koluma dokunmasıyla kendime gelirken, hızlıca Hyuk hyunga döndüm.

"Ne olacak şimdi? Ne yapacağız?" Kısık sesimle kurduğum cümle, Hyuk hyungun sıkıntıyla iç çekmesine sebep olmuştu.

Tam bir şey söyleyeceği sırada, kapının çalmasıyla Jimin zorlanarak ayağa kalkmıştı ve kapıyı açmaya gitmişti.

Ben beklenti dolu gözlerle Hyuk hyunga bakarken, kulaklarıma dolan Jimin'in çığlığıyla hızlıca ayağa kalktım.

Yoongi önden koşarken, ben de peşine takıldım. Jimin kapının önünde öylece duruyordu ve yere doğru bakıyordu, baktığı yere döndüğümde gördüğüm baygın bedenle nefesimi tuttum.

Jungkook, boynundaki ısırık iziyle öylece kapının önünde uzanıyordu.

"Hyuk hyung!" Bir yandan bağırırken, bir yandan da Jungkook'un yanına, yere çöktüm.

"Taehyung! Uzaklaş çabuk, Jungkook uyanırsa seni asla tanımaz."

Umursamadan Jungkook'un kafasını kucağıma yerleştirdim. Dolu gözlerim görüş açımı kısıtlasa da, ısırık izini inceleyerek ellerimi yanaklarına çıkardım.

"Ne yapacağız?" Jimin'in ağlayarak sorduğu soruyla, Hyuk hyunga döndüm. O da ne yapacağını bilmez bir şekilde bakıyordu, bu sırada yanımıza koşarak Bay Jeon ve Bayan Jeon gelmişti.

"Oğlum!" Bayan Jeon, benim gibi yere çökerek Jungkook'un göğsüne sarıldığında hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Tamam, tamam sakinleşelim. Jungkook her an uyanabilir, odaya götürelim hemen."

Hyuk hyungu onaylayarak, Jungkook'u kucağıma aldım ve ayağa kalktım. Hızlıca merdivenleri çıkarak, Jungkook'un kaldığı odaya girdim.

Hyuk hyung, nereden bulduğunu anlayamadığım halatla yanıma gelerek halatın bir ucunu Jungkook'un ayak bileğine bağlamaya başlamıştı.

"Ne yapıyorsun?"

Hyuk hyung, halatın diğer ucunu da yatağın demir başlığına bağlayarak sıkıca düğüm attığında Jungkook'u yavaşça yatağa yatırdım.

Hareketlenmeye başladığını fark ettiğimde, yanağını okşamak için elimi havaya kaldırmıştım.

Havada olan elim, Hyuk hyung tarafından yakalandığında ikimizi birlikte geriye doğru çekmişti.

"Taehyung, işin ciddiyetini anlamıyor musun? Jungkook şu an bir zombi, ne seni ne de ailesini tanımaz. Ona yaklaşmamalısın."

Ellerimi saçlarımın arasından geçirerek, bir sağa bir de sola doğru yürümeye başladım.

"Nasıl düzelecek bu? Bir yolu olmalı."

Hyuk hyung, sessiz kalarak gözlerini kaçırdığında kaşlarımı çattım.

"Var değil mi?"

Sorumu cevapsız bırakarak, elini omuzuma yerleştirdi. "Halletmeye çalışacağım."

Kaşlarım mümkünmüş gibi daha fazla çatılırken, omuzumdaki elini ittim.

"Ne demek, çalışacağım? Bana düzgün bir cevap ver, bunu halletmek zorundasın!"

disease | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin