"Anne, Soobin kıyafetlerimi karıştırıyor!"Annem bıkkınca odama girip, gözlerini bize dikti. "Jungkook, lütfen bağırma evin içinde. Soobin, sen de bırak Jungkook'un kıyafetlerini. Her gün bir dünya alışveriş yapıyorsun, hala gözün hyungunun kıyafetlerinde."
Soobin yüzünü asıp, elindeki siyah ceketimi yere attığında gözlerimi devirip yere eğildim. Benden sadece iki yaş küçüktü fakat her zaman beş yaşındaki çocuk gibi davranıyordu.
"Soobin, çabuk odana. Okuldan rapor aldın diye ders çalışmamazlık ediyorsun, fark etmedim sanma. Jungkook sen de hızlıca hazırlan, baban bırakacak seni okula."
Annem ikimize de diyeceklerini dedikten sonra, odamdan ayrıldı. Onun peşinden Soobin de bana dil çıkararak gittiğinde, nefesimi sesli bir şekilde verip yatağımı düzeltmeye başladım.
Ben lise son öğrencisiydim, Soobin ise henüz onuncu sınıftı. Aynı lisede okuyorduk fakat Soobin okulda Yeonjun ile kavga ettiği için kolunu çatlatmıştı, bu yüzden de rapor almıştı.
Yeonjun'u severdim aslında, Taehyung'un kardeşi olmasına rağmen.
Soobin ve Yeonjun'u gören herkes birbirlerinden hoşlandıklarını anlardı, bakışları yetiyordu bir kere. Ama benim aptal kardeşim bunu kabul etmiyordu, Yeonjun ile kavga edip duruyordu.
Yeonjun her ne kadar Soobin'e zarar vermek istemiyor olsa da, o gün Soobin'in çıkardığı kavgada kendini korumak adına Soobin'i ittirmişti.
Soobin de dengesini koruyamadığı için kolunun üstüne düşmüştü, iki gündür ağlayıp duruyordu.
Yeonjun'un tek suçu ise kendini korumak istemiş olmasıydı, patlamış dudağına ve gözündeki morluğa rağmen, ki bunları yapan Soobin'di, Soobin'i yere ittiği için çok pişman olmuştu.
İki gündür her gün eve gelip Soobin'den özür diliyordu, kardeşimle benden daha çok ilgilenmişti resmen.
Soobin ise... Canı acımamasına rağmen Yeonjun'u gıcık etmek için nazlanıp duruyordu işte.
Onları bir kenara bırakacak olursak, benim başım ise Kim Taehyung ile beladaydı.
Beni delirtmek için elinden geleni yapıyordu, her anlamda.
Her zaman sessiz, sakin bir öğrenci olmuştum okul hayatımda. Hocalarım tarafından sevilirdim, ders notlarım iyiydi. Herhangi bir saygısızlığımı, taşkınlığımı göremezdi kimse.
Ta ki, Kim Taehyung okula gelene kadar.
Geldiği günden beri okulu bana dar etmek ister gibiydi, bir ara benden nefret ettiğini bile düşünürdüm. Fakat sonra bunun nefret değil, sadece kendine eğlence arayışı olduğunu fark etmiştim.
Benim gibi değildi, ne sessizdi ne de sakin. Kendisini ilgilendirmeyen haksızlıklara bile sesini çıkarırdı, hiç endişe duymazdı. Ayrıca hep kavga ederdi ve onu ne zaman görsem yüzündeki yaralarla karşılaşırdım.
Henüz benimle fiziksel bir kavga çıkarmamıştı, sadece laf dalaşıydı bizimki. Fiziksel bir kavga çıkarmamış olması benimde işime geliyordu, çünkü her türlü döverdi o beni.
Vücudum zayıf değildi asla, düzenli spor yapardım ama ben kimseye zarar vermek istemiyordum.
Fakat Taehyung yine benim gibi değildi, kiminle kavga etse karşısındaki kişiyi komalık etmek ister gibi davranırdı.
O yüzden, Taehyung ile fiziksel bir kavgaya karışıp kendimi tehlikeye atamazdım. Hem, onu laflarımla döverken de gayet iyiydim ben.
Taehyung'un ders notları da pek iyi sayılmazdı, hocalardan azar işitirdi hep. Ya derslere geç gelirdi ya da tüm derslerde uyurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disease | taekook ✓
FanficYeni bir salgın ve bu salgına okulda yakalanan Seul Lisesi öğrencileri. |🧟♀️13323| |zombi au|