"Geldik, inebilirsiniz." Bay Lee'nin arabayı durdurmasıyla, inerek etrafı incelemeye başladım.Bay Lee ile göz göze geldiğimizde, ifadesiz bir şekilde gözlerimi hızlıca ondan ayırdım. Böylesine önemli bir şeyi bilmesi ve Taehyung'tan saklaması ne kadar doğruydu? En başından beri yaptığı iyiliklerin karşılıksız olduğunu düşünmüştüm bir de, tabiki bir nedeni olmalıydı.
Taehyung'un kolunun altına girerek yürümesine yardımcı oldum, biz önden ilerlerken Soobin ve Yeonjun da arkamızdan geliyordu.
Bu sefer geldiğimiz yer gerçekten de gözden uzak bir yerdeydi, telefonların çektiğinden bile emin değildim.
Ormanın içinde, büyük bir dağ eviydi burası. Gördüğüm kadarıyla ormanın girişinde Bay Lee'nin birkaç adamı duruyordu, aynı zamanda dağ evinin önünde de.
Bay Lee tam olarak ne iş yapıyordu acaba? Taehyung'un annesi ve babası ile ne zamandır tanışıyordu?
Merak ettiğim bir sürü şey vardı fakat nasıl soracaktım bilmiyorum. Taehyung'un anne ve babasının Bay Lee ile yakın olduğunu Taehyung'a söylemeli miydim onu bile bilmiyordum.
Aklım yeterince dolu ve karışık değilmiş gibi gün geçtikçe daha fazla olay çıkıyordu.
"Jungkook? İyi misin?" Dalgın gözlerimi Taehyung'a çevirerek, hafifçe tebessüm ettim. "İyiyim." Kısa cevabım onu memnun etmiş gibi değildi fakat üstelemedi.
Bay Lee, kapıyı açtıktan sonra içeri geçmemiz için bize yol verdi. Taehyung ile içeri girerek, etrafı incelemeye başladım.
Önümüzde uzun bir koridor vardı, koridorun sonunda ise merdivenler vardı. Önümüzde duran kapının ardından gelen konuşma seslerine bakılırsa orası salondu.
Oraya doğru ilerleyerek kapıyı araladım, bizimkileri görmemle yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu bile.
"Hoş geldiniz!"
Namjoon yanıma gelerek, Taehyung'u koltuğa oturtmama yardımcı olduğunda ben de Taehyung'un yanına oturdum.
"Nasılsınız? Taehyung bir yerin ağırmıyor değil mi?" Hoseok'un üst üste sıraladığı sorularla, sırtımı koltuğa yasladım.
"İyiyiz merak etmeyin, ani hareket edince biraz ağrı giriyor ama gayet iyiyim." Taehyung'un gülümseyerek konuşmasıyla, ben de gülümsedim ve ayakta duran Soobin'e doğru baktım.
"Hyung, annemler nerede?" Bilmediğimi belli edercesine dudaklarımı büzdümde, içeri giren Bay Lee benim yerime cevap vermişti.
"Üst katta olmalılar, gidip bir bakın isterseniz." Soobin onu onaylayarak salondan çıkarken, ben de ayaklandım ve Taehyung'u kontrol ettim.
"İyisin değil mi? Az sonra gelirim ben." Taehyung beni onaylayarak gitmemi söylediğinde, diğerlerine de son kez bakarak salondan çıktım.
Merdivenlere yönelerek Soobin'in peşine takıldım, birlikte yukarı çıkarak önümüzdeki kapılara baktık. Upuzun koridorda yaklaşık altı tane oda bulunuyordu, hepsine teker teker bakmamız gerekecekti.
İlk odanın kapısını araladığımda, kimseyi göremeyince geri kapattım. Sırayla bakmaya devam ettiğimizde, dördüncü kapıya gelerek orayı da aralamıştım.
Koltukta oturan annemle göz göze geldiğimizde, gülümseyerek içeri girdim. O anın adrenaliniyle ne kadar özlediğimi fark edememiştim bile, şimdi oturup ağlayasım gelmişti.
"Jungkook, Soobin! Tanrım, ne kadar çok özlemişim sizi." Annem gözleri dolu bir şekilde hem bana hem de Soobin'e sarıldığında ben de ona karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disease | taekook ✓
FanfictionYeni bir salgın ve bu salgına okulda yakalanan Seul Lisesi öğrencileri. |🧟♀️13323| |zombi au|