Elimde ağzına kadar içki bardağı dolu tepsisiyle ordan oraya koşturuyordum, evet genelde sosyete üyelerinin uğradığı bir barda akşamları çalışıyordum. Lisem bitmişti ama babam yüzünden boğazımıza kadar borca battığımız için çalışmak zorundaydık. Annem de ben gibi çalışıyordu fakat ev temizliğinden aldığı para evin hiç bir şeyine yetmiyordu, yetişemiyorsu. Babam yüzünden kazandığımız paralar da ya direkt kendisine ya da borçlarına giderdi sonuç olarak kazanmış olduğumuz paralarımızı bizden alır alkole, kumara yatırırdı borcu da bu yüzden yapmıştı ya zaten.
-Hey sen ! biz' e iki adet buzlu viski, hesap mekan sahibine.
Bir adam -sarhoş bir adam- gülerek bana el kaldırdı bu duruma alışmıştım hatta bu durum benim bar günlüklerim için fazla bile normaldi. Barın arkasına duran barmene yaklaşıp iki bardak buzlu viski siparişini söyledim barmen siparişleri hazırlarken ben de soluklanmaya fırsat bulmuşken şişedeki soğuk suyu da yudumladım ve etrafıma baktım. Dans eden çiftler, koltuklarda öpüşürken sızanlar daha yeni içmeye başlayıp kusanlar, birbirini tuvaletlere sürükleyen insanlar, midemi o kadar bulandırıyorlardı ki bu duruma hala alışamamıştım.
Barmen omzumu dürtüp içkileri verdiğinde bardakları tepsiye yerleştirip yürümeye başladım adamların yanına vardığımda tepsiden viskileri tek tek alıp önlerindeki cam masaya bıraktım arkamı dönüp bar' a yürüdüm sırtımı dayayıp etrafa bakmaya devam ettim bu sırada daha önce gözüme çarpmayan ama şu an tam göz hizzamda olan bir adamı fark ettim benim yaptığım gibi oda gözlerimin içine bakıyordu kimd bu ?
Sağ elinin işaret ve orta parmağını birleştirip yanındaki adamına kulağına yaklaşmasını söylemişti beden dili ile, siyah takımlı adamı eğildiğinde göz kontağımızı hiç bozmadan adamın kulağına bir şeyler fısıldadı hemen sonra adam kafasını sallayıp yürümeye başladığında bana doğru geldiğini anlamam uzun sürmedi içim ürpermişti.
-Hanım efendi Bora bey, bakmak yerine locasına gitmenizi tercih ediyormuş dilerseniz gidebilirz.
-Ne saçmalıyorsun sen ! o patronuna söyle bana böyle münasebetsizce bakan kendisi.
-Emredersiniz efendim.Adam önünü ilikleyip yanımdan uzaklaşırken ben de hızla belimdeki siyah önlüğü çıkarıp arka tarafa geçerek eşyalarımı alıp bardan ayrıldım. Mesai saatim dolmuştu hatta bir buçuk saat ek olarak kalmıştım fazladan para almak için bir kaç saat daha fazla çalışıyordum fakat bu gün biraz daha orda durursam hiç iyi şeyler olmayacağı için çıkmıştım.
Saat gece yarısını gösteriyordu büyük ihtimal babam yine içkili hâli ile eve gelmiş annemi yemek tuzlu diye dövmüş sonrasında da televizyon karşısında içerek sızıp kalmıştı sıkıntılı bir nefes alışverisinin ardından yürümeye devam ettim bu saate kadar çalıştığım zaman eve yürüyerek gidiyordum bu devirde kimin ne olduğu belli olmuyordu. Netice de bir saatlik yürüyüşün sonunda eve varmıştım sokak yine annem ve babamın kavga sesleriyle inliyordu hatta bu sefer öyle bir kavga ediyorlardı ki mahalledeki komşumuz Neriman teyze bizim kapının önüne gelmişti.
-Mine güzel kızım ne oluyor -
-Bilmiyorum Neriman teyze ben hemen bakarım, İpek' i gördün mü ya da senin yanında mı ?
-Evet, yavrucak korkup bana gelmiş az önce de ağlayarak uyuya kaldı.
-Anladım, ben bi annemlere bakayım,Bir adım atmıştım ki utançla yanaklarımı dişleyerek yeniden Neriman teyze' ye döndüm.
-Şey Neriman teyze eğer çözemezsem bu gece İpek sende kalsa olur mu ?
-Olur olur İpek' i dert etme, sen gitte anenlere bak, ha Mine kızım şu kolonyayı al baktın üzerinize yürürse gözüne sık.
-Saol Neriman teyzeElindeki minik kolonya şişesini aynı utanç duygusu ile alıp kapıya yürüdüm çantamdan çıkarmış olduğum anahtarla kapıyı açtığımda ise gördüğüm manzara aynıydı yine cam çerçeve yerlere inmişti, hol bu halde iken salon ne durumdaydı kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Misterio / Suspenso~Sana bir teklifim var ~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı ~On iki milyon yani borcunun tamamı Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım ~Ne istiyorsun benden ~Benimle 365 gün geçir...