Bora Özdağ
Boynumu ovarak oturduğumda kanepede iki büklüm uyuyakaldığımı fark ettim üstümdeki battaniyeyi kanepeye bırakıp ahşap merdivenlere yöneldim evin her bir ayrıntısı zevkle döşenmişti Mine Bolat yine şaşırtmıyordu. On beş merdiveni adım adım çıktığımda koridordaki kapısı mavi süslerle bezenmiş ilk odayla karşılaştım aralık kapıyı yavaşça ittirerek içeri girdiğimde beşiğinde gözleri açık bakınan bebeği fark ettim.
Mine' nin de dediği gibi tıpkı bana benziyordu Rüzgar cidden benim oğlummuydu? aklım o kadar karışıktı ki bir taraftan annemin ve Ebru' nun çocuk baskısıyla, bir taraftanda kumarhanelereden araklanan paralarla uğraşıyordum son bir kaç ayda akla fikre zarar paralar kaybetmiştim şimdi de Mine çocuğun benden olduğunu söylüyordu.
Bir kaç adımı atıp beşiğe yanaştım Rüzgar' ı kucağıma almak için yeltendim doğrusu pek becerememiştim nazikçe yerine bıraktığımda bir daha denemek üzere harekete geçtim ne kadar becerebildiğim muammaydı yinede Rüzgar kucağımdaydı ağlamadığına göre canı da acımıyordu. Bir süre kucağımda sessizce durdu dakikalardır kucağımda olmasının verdiği ağrıyla kucağımda Rüzgar' ı kıpırdattım mayışmış uyumak üzere olan bebek bir anda ağlamaya başladı.
-Şii Rüzgar sakin ol bir şey yok.
Hızla koşup aralık kapıyı kapattım Mine duymadan uyutmayı umarak Rüzgar' ı kucağımda sallamaya başladım bir kaç saniye uğraştıktan sonra susmuştu sıkıntılı nefesimi dışarı doğru verdiğimde parmağımı sıkıca kavrayıp emmeye başladı.
-Acıkmış gibi duruyor.
Arkamda duyduğum sesle omzumun üstünden arkama baktım elinde telefonumla Mine odaya girmişti.
-Bu arada karın arıyor merak etmiş seni.
Bana doğru yürüyüp Rüzgarı kucağımdan aldı telefonumu ise sallanan sandalyenin üstüne atarcasına bıraktı ben telefonumu alıp kulağıma götürürken Mine pijamasının kollarını omuzundan düşürüp Rüzgar' ı doyurmak için sallanan sandalyeye oturdu.
-Efendim Ebru.
-Kimdi o kadın Bora ?
-Ne oldu Ebru.
-Geç geleceğim demiştin saat bir buçuk gelmeyecek misin ?
-Gelmeyeceğim.
-Kimin yanındasın kim o kadın ?
-Asistanım dosyalarla ilgili çalışıyoruz Türkiye' ye döndüm.
-Neden haberim yok hemen geliyorum.
-İnci ve Mert kalsınlar orda, sen dön sadece.
-Yaa Boraa sen beni mi özledin.
-Aynen, şimdi kapatıyorum.
-Kapat bir kaç saate yanındayım.Telefonu kapatıp kenara bıraktım ne ara sim kartını takıp telefonumu açmıştı bu kadın ayrıca parolamı nerden biliyordu.
-Telefonunu nasıl açtığımı sormayacak mısın ?
Sallanan sandalyede bana bakmadan konuşmuştu.
-Soracağım elbette, nasıl açtın telefonumu ?
-Pin kodunu girdim.
-Onu anladım pin kodumu nerden biliyorsun ?
-Zor olmadı ilk önce evlilik yıl dönümümüzü denedim yanlış dediğinde seni terkettiğim günün tarihini denedim açıldı.
-Neden açtın telefonumu ?
-Karın daha fazla mer...
-Sana söyledim Ebru ile aramızda sandığın gibi bir şey yok.Bir anda bana bakmayan gözleri gözlerime kenetlendi kucağında Rüzgar olmasa beni burda öldüreceğine emindim dakikalar önce ağlayan, sızlayan kadın nasıl olmuştu da bir anda seri katile dönmüştü.
-Telefonda pek öyle demiyordu -seni bekliyorum, odamızda, gelmeyecek misin halbukio kadar hazırlanmıştım- bu sesli mesajlardan yalnızca biriydi hâlâ aramızda bir şey yok diyorsun.
Ebru' nun sesini taklit ederek konuşmuştu.
-Telefonumu kurcalama hakkını sana kim verdi kimden aldın bu cürreti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Mystery / Thriller~Sana bir teklifim var ~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı ~On iki milyon yani borcunun tamamı Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım ~Ne istiyorsun benden ~Benimle 365 gün geçir...