7.

600 19 8
                                    

Her yer karanlıktı, sadece ufak bi ışık hüzmesi vardı ışığın altında bir sandalye ve tam seçemediğim bi suret. Elleri kolları bağlıydı başı önüne düşmüştü korkarak yaklaştım ışığa, elimi çenesine götürüp kafasını kaldırdım gözlerim dehşetle açıldı zira beden Bora' ya aitti. Yüzü, gözü kanlar içindeydi içimde daha fazla tutamadığım korkuyla bir adım geri gittim nefes almıyordu, sesleniyordum ama duymuyordu öylece başı önünde oturuyordu yaşamıyordu. Başımı çevirip ellerime baktım kan vardı sonra odada bir ses duyuldu 'Sen yaptın beni sen öldürdün Mine' sesin sahibi Bora idi dayanamayarak adını söyleyerek koca bir çığlık attım.

Bu sırada yataktan fırlarcasına uyanmıştım Bora yatağımın hemen yanındaydı sesleri ve hatta çığlığı duymuş olmalıydı.

-Mine ! geçti bak burdayım kabus gördün sakin ol.

Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum ellerime bakarken kendimi Bora' nın kolları arasında bulmuştum kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım cidden de kabus görmüştüm.

-Bora nolur bırakma beni.
-Ne gördün bu kadar, titriyorsun ?
-Sen, sana seslendim duymadın, nefes almıyordun.

Nefessiz bir şekilde derdimi anlatmaya çalışıyordum Bora dudaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturduğunda.

-Sakin ol burdayım, geçti, nefes al ver sonra tane tane anlat dinleyeceğim.

Derin bir nefes alıp yavaşça verdim sol gözümden tuzlu bir göz yaşı çenemden boynuma doğru aktı.

-Her yer karanlıktı sen ise bi ışık hüzmesi' nin altında elin kolun sandalye' ye bağlı oturuyordun yanına geldim dürtükledim seni uyanmadın nefes almıyordun ölmüştün her tarafın kanlar içindeydi sonra, sonra ellerime baktım kan vardı çok çok kan vardı sonra sen dedin ki 'sen yaptın, beni sen öldürdün Mine'.
-Sakin ol geçti ölmedim, yaşıyorum, yanındayım ve seni hiç bırakmayacağım.

Saçlarımı bi baba gibi okşadığında kalkıp banyoya gitmem gerektiğini hatırladım, Bora' da anlamış gibi bana müsade verirken hızla banyoya girip işlerimi hallettim geri döndüğümde Bora hâlâ bıraktığım yerde yatağımdaydı.

-Saat kaç ?

Dedim pencereden dışarı bakarken yağmur yağıyordu hem de bardaktan boşalırcasına.

-Bir' e on dakika var.
-Sen ne zaman geldin ?
-Bir kaç dakika önce.
-Açmısın ?
-Böyle soru cevap ilerlemek sıkıcı, ama evet açım.
-Tamam, ben sana bir şeyler hazırlarım gel hadi.

Aşağıya inmek üzere odamdan çıktığımızda Bora üstündeki takım elbise' nin ceketini çıkarıp omzuna attı gömleği' nin iki düğmesini açıp kollarını kıvırdı.

-Oldukça yorucu bir gün geçirmiş gibisin.
-Gibisi az kalır, adam vurmak kolay değil tabi.

Arkamı dönüp Bora' ya baktım. Ne ima ediyordu şimdi bu bana.

-Şaka yapıyorum Mine, seri katil değilim ben.

Yürümeye devam edip mutfağa ulaştık mutfak açık amerikan mutfaktı ortada kocaman, çekmeceli adası vardı Bora kendini ada' nın kenarındaki bar sandalyelerine bıraktı ben de dolaba yürüyüp kapağını açtım. Hazır yemek yoktu bir kaç malzeme çıkarıp Bora' ya döndüm.

-Ne yemeği seversin, ne yapayım sana, hazır yemek yok.

Bora bana bakıp güldü.

-Menemen.

Bir an şoka uğramıştım acaba adı menemen olan lüks bir yemekten mi bahsediyordu, yoksa bizim bildiğimiz yumurta, domates, biber gibi malzemelerden yapılan menemenden mi ? Bozuntuya vermeden çıkardığım sebzeleri yıkamaya koyuldum ama düşünüyordum.

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin