Çetrefilli geçen yemeğin sonunda eve geldiğimiz gibi uyumuştum fakat gece üç gibi susayıp ayaklanmıştım kızlar odalarına dağıldıkları için etraf sessizdi dolap kapaklarını açıp su bardağı aramaya başladım son açtığım dolapta bardakları bulunca bir tanesini alıp musluğa götürdüm. Yavaşça musluğun açma yerini kaldırdım su akarken bardağı doldurup musluğu kapattım suyu yudumlayarak salona geçtim gözüme üst üste olan iki dosya ve siyah telefon çarpmıştı muhtemelen Bora çalışırken unutmuştu yukarı çıkarken telefonu alacağımı kendime tembihleyerek televizyonun kumandasına uzandım.
Bir süre televizyon izledikten sonra hafif esneyerek elime Bora' nın telefonunu alıp ayaklandım telefonun ekranına elim deydiği için ekran açılmıştı iki kişiden bir kaç mesaj vardı her ne kadar bakmayacağımı kendime söylesemde merakıma yenik düşmüştüm kalktığım yere oturup bağdaş kurdum şifresinin olmadığını biliyordum ekranı kaydırıp açtım. mesaj kutusuna girdiğimde 'Mert' yazanın üstüne tıkladım uzunca bir süre benim hakkımda konuşmuşlardı Mert Bora' ya,
-Ne evlenmesi oğlum Ebru seni öldürsün mü istiyorsun ?
-Kız hamile ile Mert, hamile.
-Abi her hamile kız senden değil ya Cansu' yu hatırla başkasından hamile kalıp nasıl sana yamamıştı çocuğu.
-Bu sefer yamanan birşey yok kız cidden benden hamile.
-Ne bok yedin Bora
-Bi bok yediğim yok Mine' yi seviyorum oda beni seviyor en azından deniyor.Devamını okumadım Mert' in mesaj kısmından çıkıp hemen altındaki 'Avukat Pusat Demirer' yazısına tıkladım.
-Kusura bakmayın Bora bey fakat Milen hanım böyle istedi.
-Bu sözleşme derhal yok edilecek ben bunu karım olacak kadına imzalatmam.
-Anlıyorum eğer evraklar elinizdeyse yarın büroma yollayabilirsiniz.
-Elimde, yarın dokuz gibi masanızda olur.Mesaj yerinden çıkıp telefonu kapattım önümdeki iki dosyaya baktım biri kırmızı, diğeride mavi kapaklıydı, mavi dosyaya uzanıp elime aldım kapağını kaldırdığımda üstünde kos koca evlilik sözleşmesi yazısıyla karşılaştım boğzıma oturan bir yumruyla maddelerde göz gezdirdim.
Bazı maddeler oldukça insancaydı gerçekten de düzgün bir evlilik sözleşmesi imajı veriyordu ama bazıları tamamen hakaretti mesela
Madde 32: Bebek kız olursa velayeti annede, erkek olursa velayeti babada olacaktır.
Milen Özdağ benden bu kadar mı nefret ediyordu neden yapıyordu bunu bana alt tarfı kabul edecekti ondan bi kaynanalık beklentim yoktu sadece biraz olsun beni sevmeyi deneyebilirdi. Dosyayı kapatıp ayaklandım Bora' nın telefonuda elimdeydi geldiğim gibi sessizce odaya döndüm kapıyı kapattığımda biraz ses yapmış olucam ki Bora homurdanarak uyandı.
-Ne oldu güzelim
-Su içtim bir de telefonunu aşağıda unutmuşsun onu getirdim.
-Saol.Battaniyeyi uyku sersemi şekilde açıp yanına kıvrılmamı sağladı, yanına yatmıştım ama bana sarılmasına izin vermemiştim battaniyeyi yazın bu sıcağına rağmen boğazıma kadar dolayıp ıslanmış gözlerimi kapattım uyuyamamıştım yerimde kim olsa uyuyabilirdi ki o an aklıma annem geldi ben bu olanları ona nasıl anlatacaktım ne diyecektim patronumla ilişkim olduğunu mu küçük bir hıçkırık ağızımdan kaçarken.
-Özür dilerim.
Diyen bir mırıltı ardından o sese eşlik eden eller belime dolandı.
-Bunları yaşamaya hakkın yok bebeğim, biliyorum özür dilerim.
-Annen neden bu kadar nefret ediyor benden ben ne yaptım ona Bora, sözleşme nedir ya, hadi tamam sözleşme de kabulüm ama o maddeler hele otuz ikinci madde, ben oğlumun elinde silahla yetişmesini istemiyorumDediklerimin Bora' yı şaşkınlığa uğratırken bir kaç hıçkırık daha ağızımdan kaçıvermişti. O esnada Bora dikkatlice vücudumu kendine döndürdü ve bana sarılarak saçıma bir öpücük bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Mystery / Thriller~Sana bir teklifim var ~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı ~On iki milyon yani borcunun tamamı Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım ~Ne istiyorsun benden ~Benimle 365 gün geçir...