33.

184 8 1
                                    

Beş Buçuk Ay Sonra İstanbul.

Gözlerimi yorgunca açtığımda gözüm komodindeki saate kaydı gece yarısını çoktan geçmişti Bora sol tarafımda uyuyordu. Yatakta oturur pozisyona geçip elimi çoktan şişip tepe gibi olmuş karnıma koydum. Elim karnım da yataktan kalktım her hamile kadın gibi altıma kaçırmış olmalıydım çünkü bacak aramda ıslaklık hissediyordum yavaş adımlarla odadaki banyoya girip ışığı açtım tahmin ettiğim gibi bir kaç damla altıma kaçırmıştım.

Odaya geri dönüp bir iç çamaşırı aldım geceliğim elbiseli olduğu için batmamıştı iç çamaşırımı değiştirip ellerimi yıkadım ardından Rüzgar' ı kontrol etmek için odadan çıktım bir yaşına basmıştı ve dişleri çıkıyordu bu yüzden de ara ara ateş kaldırıyor huysuzlanıyordu. Karşı oda olduğu için hemencecik aralık kapıdan içeri sızdım Rüzgar mışıl mışıl uyuyordu elimi nazikçe anlına değdirip ateşini kontrol ettim yoktu hatta teni soğuktu ince çarşafı üstüne örtüp odadan çıktım, akşam aşermelerim de başlamıştı özelliklede kestaneli pasta ve turşu aşeriyordum e haliyle Bora' da eve yeterince stok yapıyordu. Trabzanlara tutunup merdivenleri dikkatle indim salona göz atıp mutfağa girdim fakat karşımda gördüğüm kişiyle sıçrayarak bir adım geriledim.

"Ah benim güzel gelinim ne kadarda büyümüş torunum."

Milen Özdağ histerik bir gülümsemeyi bana sunduğunda çığlık atmak istedim ama yapamadım, yapamazdım Rüzgar korkabilirdi. Milen hanımın loş bahçe ışığının aydınlattığı yüzünü görebiliyordum lakin elindeki bıçağı sonradan fark ettim, kollarımla sıkıca göbeğimi sardım derin derin nefesler alarak sakin kalmaya çalışıyordum.

"Az önce Rüzgar' ın yanındaydım."

Derken bıçağın ucuna bakıyor parmaklarıyla oynuyordu.

"Yavrucak çok terlemiş üstünü açtım."
"Oğluma yaklaşma !"
"Bak gördün mü nasıl oluyormuş, ben de sana oğluma yaklaşma demiştim ama dinlemedin bak yine çocuk vereceksin oğluma."
"Benimle ne alıp veremediğiniz var Milen hanm neden ölesiye nefret ediyorsunuz benden, ayrıca Bora sizin oğlunuz bile değilmiş düşün artık yakasından."
"Bunu öğreneceğinden hiç şüphem yoktu kaldı ki benim derdim sen değilsin, benim derdim baban."
"Babam mı ?"
"Onun ihmali yüzünden iki sene ceza evinde yattım Deniz' i o rutubetten geçilmeyen dört duvar arasında doğurdum baban ise elini kolunu sallayarak özgürce gezdi, şimdi sende beni babana götüreceksin."
"Yeri zaten belli, neden gidip intikamınızı ondan almıyorsunuz ?"
"Belli değil, Deniz' e babanı öldürmek istediğini söylemişsin Bora da duymuş babanın emniyeti için onu saklamaya karar vermiş."
"Bora bunu neden yapsın ?"
"Her ne kadar sana kötülük yapsada onu hâlâ sevdiğini düşünüyor saf oğlum."
"Ondan nefret ediyorum."

Dedim sinirle Milen hanım ise ilk defa bana karşı gardını indirerek bıçağı bırakıp bir kaç adım attı.

"Bak Mine evet seni ilk başta canice öldürmeye kalktım ama babanın intikamını oğlumdan alacağını sandım Bora benim için çok kıymetli ama şimdi görüyorum ki sende onun için çok kıymetlisin üstelik ikinci bebeğini kucağına alacaksın, bana yardım et."
"Babamı öldürebilmeniz için mi ?

Bunu seve seve yapardım çünkü yine son zamanlarda nasıl oluyorsa annemlere sorun teşkil etmeye başlamıştı.

"Size nasıl güveneceğim Milen hanım ya yapıp suçu bana yıkarsanız."
"Sen akıllı bir kızsın Mine seni temin ederim ki bu sefer hiç bir kötü niyetim yok bana sadece babanın nerde olduğu lazım."
"İyi de Bora bunu bana söylemez."
"Orası senin bileceğin iş senden haber bekliyor olucam cevabın ne olursa olsun bana bildir."
"Olur, fakat bir daha evime bu şekilde girmeyin Milen hanım malum."
"Dikkat ederim."

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin