5.

655 20 3
                                    

-Bora bırak lütfen nolur canım acıyor !
-Ben acıtacağım senin canını, ulan hiç mi düşünemezsin !
-Bora özür dilerim.
-Dileme özür falan, dileme, ya adam seni öldürseydi, seni geçtim sen yerine o çakıyı Ayliz' e dayasaydı, kızı var lan o kadının vebalini nasıl ödeyecektik !
-Biz bilemedik Bora, cidden yardıma ihtiyacı var sandık.

Bora beni çekiştire çekiştire odasına tıktığında yere fırlatırcasına savurdu canım acımıştı ağzımdan acı bir inilti koparken Bora eliyle anlını ovuşturdu vücudu titriyordu.

-Bora iyimisin ?

Gözleri gözlerime kilitlendiğinde göz bebeklerindeki alevi görmüştüm atak mı geçiriyordu, geçiriyordu kahretsin atak geçiriyordu.

-Bora sakin ol hemen birini çağıra...
-Otur şuraya !

Kükrercesine bağırdığında kedi gibi yerime sinmiştim, gözlerine bakamıyordum hızla yanıma yaklaşıp beni duvara çarptığında sırtımdaki acıyla gözümden bir yaş aktı.

-Bo...bora yalvarırım sakin ol.

Duymuyordu, beni görmüyordu. korkuyordum, histerik bir kahkaha attığında cebindeki bıçağa gözüm gitti.

-Sana en güzel ceza yöntemlerimden birini göstereceğim ne dersin ?

Sağ elinde tuttuğu bıçağı elbisemin açık bıraktığı bacağıma batırarak baldırımdan diz kapağıma kadar düz bi çizgi çizdi canım o kadar çok acıyordu ki bacağımdaki düz çizgi kanamaya başlarken bıçağı elinden almak istedim alamamıştım bu defa bıçak bileğime batmıştı çığlıklarım oda' nın dört bir yanına dağlırken kimse yardımıma koşmamıştı ne Tina ne de onlarca adam, sanki bir anda hepsi sağır ve dilsiz olmuşlardı.

Bora elbisemin fermuarını indirip üzerimden yırtarcasına çıkardığında göğüslerimi saklamak için uğraşıyordum, acı bir yandan utanç bir yandan vururken Bora elindeki bıçağı sırtıma batırdı kocaman olmasada sırtıma birşey kazıyordu can acısından ne kazıdığını umursamıyordum kaçmak istemiştim fakat Bora beni sıkıca tutmuştu.

-Bora nolur bırak yeter nolur.

Yalvarmam fayda etmiyordu devam ediyordu fakat sonra bir anda durdu geri sendeleyerek yatağın üstüne oturdu kendine gelmeye başlamıştı bir süre başını ovuşturduktan sonra etrafına net bakmaya başladı beni yerde iki büklüm görünce dehşetle açıldı gözleri.

-Mine !
-Uzak dur benden Allahın psikopatı !

Dediğim de ağlıyordum, kapıya koşup aşağıya bağırdı doktor çağırmalarını söylüyordu yanıma sokulamıyordu fakat üstümün çıplak olduğunu görmüştü ince çarşafını yatağının üzerinden sıyırıp yanıma geldi göğüslerimi kapatmama yardımcı olmak istedi fakat elimi uzatıp durdurdum.

-Yaklaşma bana !
-Çıplaksın doktor böyle görmesin seni.
-Ha yaralı görürse sıkıntı yok ama çıplak görürse sıkıntı var kimi kimden saklıyorsun, neyinim ben senin de çıplaklığım, namusum umrunda eğer beni korumak istiyorsan doktordan değil kendinden koru Özdağ !

Doktor odaya girdiğinde Bora bir bana bir doktora baktı kolumu göğüslerimden çekip kanayan bileğimi gösterdim Bora kendi içinde delirirken doktorun tek derdi yaralarıma -kanayan yaralarıma- müdahale etmekti. Doktor sırtımdaki yaraları batikonla temizleyip bacağıma geçtiğinde Bora doktorun omzuna dokundu bacağıma dokunmasını istemiyordu doktor omzunun üzerindeki ele baktı fazla umursamadan bacağımı gergince uzattı yeni çıkardığı pamuğa batikonu döktü kasıklarımın hemen altından başlayan çiziğe batikonlu pamuğu götürüp şürmeye başladı diz kapağıma gelene kadar devam etti bir kaç kez daha yarayı batikonlu pamukla temizlediğinde bana döndü.

-Mine hanım bacağınızdaki yarayı saracak herhangi bir sargı bezim yok açık kalıp hava alsın sabahları bir kez pansuman yenilemek için geleceğim iyi akşamlar, geçmiş olsun.

Doktor çantasını toplayıp odadan çıkarken acıyla doğrulmaya çalıştım bacağım değil ama sırtım çok acıyordu

-Mine yardım edeyim sana.
-İstemiyorum uzak dur benden !
-Mine istem dışı oluyor açıklayabilirim.
-Sinir hastalığı olan bir şizofren olduğunu bana şimdi değil sözleşmeyi imzalatmadan önce söyleyecektin.

Sesim istemim dışında yükselmişti benim aksime Bora sessiz kalıp dolabına yöneldi beyaz gömleklerinden birini askısından çıkarıp bana uzattı.

-Sana kıyafet getirene kadar gömleği giy biri gelirse çıplak görünme.

Sesi sakin ama emir doluydu önüme bıraktığı beyaz gömleğe baktım elimi uzatıp gömleği aldım giymemiştim sadece üzerime örtmüştüm. Bora çoktan odadan çıkmıştı titrek nefesimi odanın içinde verdiğimde gözlerim yerdeki yeşil elbiseye, dağılmış yatak çarşafına kaydı her şey bir anda olmuştu Bora bir anda delirmişti, bir anda yakmıştı canımı sonra de bir anda çağırmıştı doktoru canımı yakarken aynı zamanda beni iyleştirmek içinde uğraşıyordu. Bora' nın tekrar odaya geldiği ana kadar hayatımı, yaşadıklarımı sorgulamıştım neden diyordum kendime neden böyle bir babam var, delirmenin eşiğindeydim.

-Seni bu halde annenlerin yanına götüremem en azından yaraların kabuk bağlayana kadar burda kalalım olur mu ?
-Sanki başka şansım varda olur mu diyorsun.

Bir kaç saniye yeri izledikten sonra beni yavaşça kucağına alıp yatağa oturttu dizleriyle yatağına çıkıp arkama geçti açık saçlarımı koca elleriyle toplayıp acemice, odamdan aldığı tokayla bağladı, sütyen takamayacağımı bildiği için sırtı açık kendiliğinden süngerli crop getirmişti yavaşça kafamdan geçirip kollarımı askılarına sokabilmem için yardım etmişti crop' u giydiğimde sırtımdaki yaraya değdirmedem düzeltti bir ayağını yavaşça yataktan sarkıtıp cropun altına getirdiği siyah şorta uzandı.

-Bunu ben hallederim.
-Halledebileceğini bilsem bunu yapmaya yeltenmem bile, izin ver işimi tamamlayayım.

Kara gözlerine sabitledim gözlerimi, bir göz nasıl bu kadar güzelken aynı zamanda nasıl bu kadar can yakabiliyordu göz temasını koruyarak şortuda üzerime geçirmişti.

-Ne kazıdın sırtıma ?

Dedim, bunu sormamı bekliyormuş gibi gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti.

-İnan bana hatırlamıyorum.
-En sevdiğim ceza yöntemi demiştin bana.

Bir an durup düşündü elini anlına götürüp sıvazladığında.

-B.Ö

Dedi, sırtımda adını ve soy adını taşıyordum.

-Adın ve soy adının baş harflerini sırtımda mı taşıyacağım hemde sonsuza kadar !
-Doktor iz kalmaz dedi.
-Umarım Özdağ, dua et ki kalmasın yoksa, yoksa sana benden öyle bir parça bırakacağım ki ömrün boyunca istesende ayıramayacaksın yanından.

Bunu yapamayacaktım biliyordum fakat biraz korkutmaktan zarar gelmezdi gerçi karşımdaki adamı nasıl korkutacaktım ki deneme düşüncesine kapılmıştım yataktan kalkıp kapıya yürüdüm kapı yarı açıktı ittirip odanın dışına çıktım son kez vücudumu döndürüp Bora' ya baktım elleri iki yanında koskoca bir karmaşanın ortasında kala kalmıştı gözlerindeki alev nihayet sönmüştü yatağına oturup bana baktı bu sırada ben de açtığım kapıyı tutup sertçe çarparak kapattım çarpan kapının ardından gür ve net bir ses işittim.

-Bana bırakacağın tek şey çocuklarımız olacak Mine Bolat yaz bunu bir kenara, çocuklarımız.




Çocuğu çok beklersin boracım dediğinizi duyar gibiyim yanılıyormuyum, iyi okumalar güzellerim birde bu kitabı iki emojiyle anlatacak olsamız hangi iki emoji olurdu yorumlara bekliyorum.

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin