Ard arda gelen bildirim sesleriyle gözlerimi açtım komodinimin üstüne bıraktığım yeni telefonuma uzun uzun baktıktan sonra elime alıp ekranı kaydırdım. Mesajlar tahmin ettiğim üzere Bora dan gelmişti mesajlarına cevap vermeden arama tuşuna bastım bu sırada çoktan yataktan kalkmış banyoya doğru gidiyordum,
-Günaydın.
Ahize' nin öbür trafından duyulan neşeli ses ister istemez gülümsememe sebebiyet vermişti.
-Sanada günaydın Özdağ.
Annemleri uyandırmamak için fısıltı ile konuşuyordum.
-Nasılsın bakalım ?
-İyiyim, neden aradın ?
-Seni merak ettim.
-Ama Özdağ, böyle olmuyor ben sana söyliyeyim kafa dinleyeceğim diyorum anneme geldiğim gün ziyaretime geliyorsun üstelik sabahına' da telefonla arıyorsun.
-Seni özlüyorum Mşne, bunu anlamayacak kadar kafayı yemiş olamazsın, burda kokun yok, sesin yok, tenin yok çıldıracağım.Beter ol demek gelse de sustum fakat o an aklıma doluşan tilkilerle şaşkın bir nida firar etti ağzımdan.
-Aaa
-Ne oldu, Mine iyi misin düştün mü ?
-Ay çok yakışıklı.
-Kim ? Kim yakışıklı Mine ?
-Kahvaltı için bir eyler almaya gidiyordum afişlerde bir adam gördüm inanamazsın çok yakışıklı Bora tam evlenilecek adam böyle koy yanıma muhteşem oluruz.
-Mine! Beni mi deniyorsun sabah sabah kim o yakışıklı ?
-Dur bak fotoğrafını atacağım sana da sen de tanıyorsun.Kahkaha atmakla tebessüm arasında bir ikilemdeyken Bora' nın bir fotoğrafını ss alıp Bora' ya attım, Bora telefonun karşısında kahkahalarla gülerken ben de Bora gibi gülmeye başlamıştım.
-Yani tam evlenilecek adamım öyle mi ?
-Bilemedim şimdi bi, fazla kıskançsın.
-Beni delirtmek istiyorsan tebrikler, emeline başarıyla ulaştın.
-Tamam tamam sustum, yeter bu kadar konuştuğumuz şimdi Özdağ şöyle yapıyoruz sen beni yarın akşama kadar aramıyorsun ben de yarın akşam yanına dönüyorum.
-Seni aramıyormuyum ? bunun imkansız olduğunu ikimizde biliyoruz Mine.
-İşine gelirse artık Özdağ hoşçakal.Telefonu kapattım, aramayacağını adım gibi biliyordum. Banyoda bir kaç işimi halledip annemin yanına mutfağa indim, en sevdiğim tariflerinden birini yapıyordu.
-Annecim her yer mis gibi kokmuş yine.
-Sen pişi seviyorsun diye yaptım kızım.Tabakta hazır pişirilmiş bir tanesini alıp ısırdım tavadan yeni alınmış olacak ki dilimi yakmıştı sıcaklığı.
-Çok özlemişim senin pişilerini.
-Yanımızda olsan hep yapacağım ama yanımızda değilsin ki kızım.
-Merak etme annecim bu senenin sonunda yurt dışı işimiz tamamen bitecek döneceğim yanınıza.
-Hayırlısıyla bitirin işinizi kızım, başka bir şey istemem.Anneme sarıldığımda bir tane de pişi hamurunu alıp kızmış yaşa attım hamur kabarırken bir süre onu izledim, bütün pişiler hazır olduğunda İpek' de uyanmıştı hızlı bir kahvaltı edip formasını giymek için odasına koşturdu. Okula başlamıştı bu zamana kadar İpekden bir şeyini kıskanmayan ben ilk defa onun olan bir şeyi kıskanmıştım.
Babamdan şimdilik kısmen kurtulmuş sayılırdık Bora yanımızdayken İpek okuyabilecekti hayalleri gerçek olacaktı bu ihtimal aklıma geldikçe Bora' ya bağlı kalmak zorunda olduğumu hatırlıyordum en azından İpek liseyi bitirene kadar. İpek neşeli neşeli yanımıza döndüğünde tulumlu formasını etrafında dönerek gösteriyordu.
-Çok güzelmiş ablacım.
-İpek hadi kızım acele et servisin gelecek şimdi.Annemin seslenmesiyle İpek yanağımı öpüp aynı neşeyle koşarak yanımdan uzaklaştı arkasından gidişini izlerken telefonumu çıkardım rehberde olan tek numarayı sağ kaydırıp aradım birinci çalışta telefon açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Mystery / Thriller~Sana bir teklifim var ~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı ~On iki milyon yani borcunun tamamı Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım ~Ne istiyorsun benden ~Benimle 365 gün geçir...