38.

31 3 2
                                    


Araba Özdağ malikhanesinin önünde durduğunda gelen yardımcı kızlardan biri Şimal' i kucağımdan alırken diğeri Rüzgar' ın elini tuttu.

"Hoşgeldiniz Mine hanım."
"Hoşbuldum, bora geldi mi acaba ?"
"Bir bilgimiz yok efendim Milen hanım biliyor olabilir."
"Pekala saolun."

Kapıdan içeri girerken söförde Şimal' in çantasını getiriyordu. Etraf buraya göre fazla sessizdi bi aile yemeği organizasynu vardı ama ortada kimse yoktu. Yemek salonuna doğru ilerlerken Şimal' i tutan kadın farklı bir odaya yöneldi.

"Nereye ?"
"Sakin olun Mine hanım odasına götüreceğim."

Kızımın burda bir odası mı vardı ?

"Oda mı ?"
"Milen hanımın isteği üzerine Rüzgar bey ve Şimal hanım için yukarıya oda yapıldı."

Başımı hafifçe 'tamam' der gibi eğdiğimde yardımcı kucağında kızımla merdivenleri çıkmaya başladı ben ise oğlumun elini sıkıca tutarak büyük salonun kapısına yürüdüm etraftaki sessizlik daha da artmıştı.

"Anne kucak."

Rüzgar' ın söylenmesiyle dikişlerime dikkat ederek oğlumu kucağıma aldım ve büyük yemek salonuna adım attım tabi adımımı attığım gibi çığlığı koparmam bir olmuştu. Rüzgar kucağımda kıkırdarken ben de benim için söylenen doğum günü senfonisini dinliyordum doğruydu ya bu gün doğum günümdü.

"Size inanamıyorum."

Diye söylenirken Mert yanıma sokulup Rüzgar' ı kucağımdan aldı ve beni tam da Bora' nın karşısında dımdızlak bıraktı kendimi çıplakmışım gibi hissediyordum belki de Bora' nın bakışlarından kaynaklıydı. Bir kaç adım atarak yanıma ulaştığında elini belime dolayarak beni yanına çekti.

"İyi ki doğdun karıcım."

Fısıltı gibi çıkan sesinden sonra herkesin içinde beni öpmesi yanaklarımı kızartırken o bana hediyemi uzattı.

"Bakalım sevecek misin ?"

Uzattığı kutuyu heyecandan ve utançtan titremeye başlamış olan ellerimle açtım içinde bir kolye vardı ilk başta sıradan düz bir kolye sansam da avucumun içine alıp incelediğimde içindeki dördümüzün olduğu aile fotoğrafımızı ve kolyenin arkasındaki yabancı dil yazıyı fark ettim.

"El amor empieza con una sonrisa."

Bora' nın söylemiyle hafifçe gülümseyip gözlerine baktım.

"Aşk bir gülümsemeyle başlar."

Cümlesini anladığım için o da gülüsedi.

"Bu zamana kadar o kadar çok şey yaşadık ki yazsalar roman çekseler film olur, ben de anlatsam sabaha kadar burdan çıkamayız."

Bora ve ben dahil herkes güldüğünde Bora konuşmaya devam etti.

"Ben odun bir adamım kabul ediyorum hatta bu zamana kadar yaşadığımız çoğu şey benim suçumdu, beni terk etmen, bebeğimizi tek başına büyütmek zorunda kalman, yalnız olman daha bir çok şey, hepsini unutabilirsin ama unutmamanı istediğim bir şey var seni çok seviyor oluşum, sana zil zurna aşık oluşum."

Elleri yüzümü kavradığında sağ gözümden bir yaş süzüldü çeneme.

"Ben güçlü bir adamım, sen ağlayana dek, sen ağladığında dünya da benden zayıfı yok."

'Zaafımsın' diyordu bana dolaylı yoldan.

"Doğum günün kutlu olsun dünyamın en güzel kadını ve annesi seni çok seviyorum."

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin