Ben Mine Özdağ idim benim hikayem, bizim hikayemiz burda bitiyordu kendime kurduğum ailemin mutlu sonsuzuna gelmiştik. Birazdan Bora işten dönecek tam da gözümün önünde Özdağ malikhanesinin yani evimizin bahçesinde oynayan çocuklarımızı sıkıca sarılıp öperek sevecekti, ardından yanıma gelip elini belime atarak beni öpecek günümün nasıl geçtiğini soracaktı.
Bu gün evlilik yıl dönümümüzdü yeniden evleneli tam altı sene olmuştu. Rüzgar biricik oğlum birinci sınıfa başlamış hâliyle de kız kardeşine abilik görevide üstüne kondurulmuştu. Kızım Şimal o daha okula başlayamasa da yürümeyi hatta ufak ufak konuşmayı, kelimeleri birleştirmeyi çözmüştü ikisi de çok çabuk büyüyordu yetişemiyordum onların yeni yaşlarına her güne bir öncekinden daha deli dolu uyanıyorlardı.
Elimle yedinci aya girdiğimiz için gözle görülür şekilde şişmiş olan karnımı severek bakışlarımı bahçeye çevirdim. Bir kız kardeşleri daha olacaktı Şimal için aynı şeyi söyleyemesemde Rüzgar bu duruma oldukça sevinmişti.
Öte yandan İnci' nin çok tatlı ikiz oğulları olmuş Deniz ise yurt dışındaki seminerinde tanıştığı adamlar iki gün önce evlenmişti Milen hanım dışında herkes çok mutluydu. Milen hanım Deniz' in düğününden iki ay önce geçirdikleri trafik kazasında hayat arkadaşı Kayahan Özdağ' ı kaybetmişti.
Zaten ondan sonra da her şeyini toplayıp tek başına Amerikadaki evine taşınmıştı en son gördüğümde de Deniz' in düğünündeydik sonrasında görmemiştim hatta aslına bakarsanız konuşmamıştık bile sadece bir iki kez Bora' ya sormuştum.
Babam, Kartal Alatan, o geceden sonra babamla baş başa akşam yemeğine çıkıp her şeyi konuştuk annemi, İpek'i, çocukluğumu. Evet belki de yapmamam gereken bir şeydi babamla oturmak ama birilerini gerçekten affetmek istemiştim ve içimde yıllardır baba sevgisine muhtaç o küçük kızın istediğini yapmıştım.
Babam sürekli bize gelip gidiyor çocuklarla vakit geçiriyordu iyi bir baba olamamıştı ama iyi bir dede olmayı becermişti özellikle de Şimal' e karşı Şimal ilk adımlarını babama doğru atmıştı, işk kelimesi anne baba değil 'dede' olmuştu, aralarındaki bağ daha da kuvvetlenmişti öyle ki Şimal bazen sadece babamın kucağında sakinleşiyordu.
"Hoşgeldiniz Bora bey."
İşittiğim cümle ile başımı çevirip kapıya baktım Bora gelmişti.
"Sevgilim hoşgeldin."
Ben koltuğun yanlarından destek alıp kalktığımda Bora çoktan yanıma ulaşıp belimden desteklemişti.
"Hoşbuldum güzelim, keyfiniz nasıl bakalım küçük hanımla."
Sağ eli karnımı okşarken.
"Gayet iyiyiz, iştahımızda yerinde, oldukça hareketliyiz de daha ne olsun."
Bora bakışlarını karnımdan yüzüme çevirirken gözümün önünde olan bir tutam saçı kulağımın ardına sıkıştırdı.
"Seni çok seviyorum."
"Nerden çıktı bir anda ?"
"İçimden geldi."Aynı esnada salonu sevinçle atılan çığlık sesleri doldurdu.
"Baba."
Bora benim bırakıp kendisine koşan Rüzgar' ı kucakladı.
"Aslanım benim nasılsın bakalım."
"İyiyim Mehir ile oyun oynuyorduk."Bora 'öylemi' dercesi bir bakış attığında Mehir' de Feride' nin kucağından inerek Bora' ya yürüdü Bora çoktan Rüzgar' ı yere indirdiği için Mehir' i kucağına rahatça almıştı.
"Kızım."
"Baba."
"Söyle bakalım neler yaptın bu gün."Mehir anlamadığımız şekilde birşeyler anlatırken Bora anlıyormuşçasına dinleyip cevap veriyordu. Bir süre salonda kalıp gün değerlendirmesi yaptıktan sonra uykusu gelen Şimal ile Bora Feride' ye seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Mistério / Suspense~Sana bir teklifim var ~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı ~On iki milyon yani borcunun tamamı Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım ~Ne istiyorsun benden ~Benimle 365 gün geçir...