17/ Sır...

856 57 26
                                    

Saatler sonra.

Aren duştan sonra giyinmiş, şimdiyse oğluyla oynuyordu. Mirza Bey ise o olayı görmezden, bilmezden geliyodu. Hem kapıyı çalmadan giren oydu, hemde bu ev onlara aitti. Şimdiyse gelini uyuyordu, nedeniyse açıktı. Yorgundu, eşi onu yormuştu. Fakat bu Aren'in umrunda değildi. Neyse şimdiyse hiçbirşey olmamış gibi keyifle oğluyla oynuyordu. O anda gelen Gonca abisine bakıp şunu söylemişti.

Gonca - Ceylan'ı uyuttum, yengem nerde?

Aren - Uyuyor.

Gonca - Bu saatte?

Berivan H - Bu saatte ne uykusu? Sen yaralı olmana rağmen uyanıkken, o ne diye uyuyor oğlum?

Mirza B - Berivan!

Dedi uyarıyla, kadınsa ilk ne olduğunu anlamasa da sonradan anlamıştı. Çünkü oğlu sabah duş alışına rağmen yeniden duş almıştı, bu da onun aklını kurcalamıştı. Sormaya da çekinince huzursuz olmuştu ama şimdi nedenini öğrenmişti.

Berivan H - Öyle desenize ya, uyusun kız cağız!

Gonca - Ne oluyor ya?

Berivan H - Bunu da bilmeyi ver, sanane kızım!

Kayra - Baba!

Diyince Aren oğluna bakmıştı, o ise babasının kolları arasına girmişti. Bunun üzerine Aren gülümseyip onu hemen kucağına almıştı.

Aren - Söyle yavrum.

Kayra - Dedem şeyiy uf oyduğuyu şöyledi, doğyu mu? ( Dedem senin uf olduğunu söyledi, doğru mu?)

Aren - Evet ama iyiyim.

Dedi onun saçını severek, neyse ki iyiydi sadece alması gereken bir sürü ilacı vardı. Pansuman ise her gün Gökalp tarafından yapılıyordu hatta 1 saat önce filan yapmıştı çünkü sargı ıslaktı. O anda gelen Zeliha hanım direk şunu söylemişti.

Zeliha H - Yemek yapılacakta özel birşey ister miydin oğlum?

Aren - Ezogelin, sigara böreği!

Zeliha H - Tamam aslanım.

Botan - Bize sormayacak mısın?

Zeliha H - Istediğin baklava yapıldı ya aslanım.

Botan - Iyi o zaman...

Dedi gülümseyle, kadınsa kızların yanına mutfağa yol almıştı. Kayra ise yemek lafiyla acıkmış gibi babasına nazlanarak şunu fısıldamıştı.

Kayra - Mama iştiyoyum.

Aren - Hemen hazırlayalım o vakit.

Botan - Sen dur, kızlar ne isterse halleder.

Aren - Altı üstü bir mama abi, yaparken ölecek değilim.

Botan - Deme şunu!

Aren - Tut çocuğu da ben manasını ayarlayıp geleyim.

Diyerek Karya'yı ona vermiş sonra da salondan çıkmıştı, Mirza Bey ise gülümseyle arkasından baka kalmıştı. Çünkü o iyi bir baba olmuştu hatta iyi bir eş, iyi bir evlad vede iyi bir komutandı. Hep iyiydi, bir kusuru yoktu tabi çabuk kızmasını saymazsak. Sabırlıydı ama bu sabır bitince karşısındakini kırmadan durmazdı. O sırada çalan kapıyla Barut ailesinin geldiğini anlamışlardı. Çünkü davetliydiler. Çok geçmeden de geldiklerinde ufak bir selâmlaşma olmuştu. Ama Arslan Bey torununa yaklaşamamıştı çünkü yine Botan izin vermiyordu. Bu yüzden de elini yumruk yapmıştı, Mirza Bey ise şunu söylemişti.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin