Son bi Sezon?

213 21 24
                                    

Bu bölüm bi okuyucumun yoğun isteği üzerine yazılmıştır, umarım kitap yeniden ilgi görür. Iyi akşamlar... Oy ve yorum gelirse sevinirim!

Son Sezonla herkese meraba canlar, son kez yeniden deneyelim. Beğenmezseniz de bu sezonu silerim, yeniden iyi günler...

☆☆☆☆☆

1 yıl sonra
Yağız Demirkan.

1 yıl.... Sensiz geçen koca 1 yıl, bizi bırakıp gittikten sonra biz eski biz olamadık. Kardeşlerim içine kapandı, hem Arslan dedemler hemde Mirza dedemler maf oldu. Biz sensizken çok kötüyüz baba, keşke zamanı geri alabilsem ve sen geri dönsen, keşke yaşananlar birer rüya olsa! Ah bi geri gelsen baba, ah bi dönsen...

Annemiz senin haberini aldı ama yine bekleneni yaptı baba, şehit oldun diye çok sevindi. Gelen geçene "benim eski kocam şehitti!" diyerek hava yapıyor, bu şey tam olarak neyin havası inan ki bilmiyorum. Anlamıyorum, galiba annemi asla anlamayacağım baba. Tek anladığım aşk insanı maf ediyor, rezil ediyor. Sende maf oldun babam, o kadın seni de bizi de maf etti.

Birde yine Ceylan'ı bizden almak istedi ama dedemler vermedi. Keşke sende olsan, bize geri dönsen. Hiç umut yok mu baba, geri dönemez misin? Herşey bi oyun olsa, görev icabı sizi şehit göstermiş olsalar olmaz mı? Geri dön desem yeniden döner miydin baba? Ağlasam sesimi duyar mısın? Toprağını seviyorum beni hissediyor musun? Sana kardeşlerimi getirdim, Arslan dedem geldi ama geriden izliyor. O da kötü oldu, az kalsın dedemi aynı senin gibi kaybediyorduk biliyor musun? Yaşananları görebiliyor musun baba?

Yağız : Baba ben seni çok özledim, ne olursun geri gel.

Yazardan devam...

  Genç adam şehitlikteydi, dolu gözlerle babasının mezarını seviyordu. Yanında kardeşleri vardı, minik bedenler acı içindeydi. Babalarını özlemişlerdi, başlarında geriden beri onları izleyen Arslan Bey vardı. Elbette ki adamda kötü haldeydi, Arslan Barut çok sessizdi. Hâlâ oğlunu kaybettiğine inanamıyordu, Aren ile timden birkaç kişi şehit olmuştu. 1 yıldır Aren yoktu, iki ailede ağır bi yastaydı.

Inci Kurtbey'se çocuklara annelik görevini yapmıyordu, arayıp sormuyordu. Şehit olan eski eşini eski günlerin hatrına bir kere dahi ziyaret etmiyordu. Gerçi aldattığı adamın/ askerin mezarını ziyaret etmeye cesareti yoktu, gelmeye de hakkı yoktu. Şehitleri tek hatırlayan sevenleriydi, haberde bile kısa sürede sunulup başka habere geçilmişti. Herkes kendi alemindeydi, zaten ateş anca düştüğü yeri yakardı.

Kayra : Seni rüyamda gördüm babacığım, elbet kavuşuz gibisinden birşey diyordun. Keşke kavuşsak, hem sen bizi ne zaman bizi yanına alacaksın? Bizi burada tek başımıza bırakmayacaksın demi?

Diyen minik bedenle Yağız'ın gözünden bir damla yaş akıp şehitin toprağına düştü, başını mezara doğru eğmiş yerde/ mezar yanında oturuyordu. Hayır hiçbiri mezarlıktan korkmuyordu, aksine şehitlikte olmaktan gurur duyuyorlardı. Güvende hissediyorlardı çünkü burada binlerce şehit vardı. Babaları vardı, sadece bedenen yok diye canları yanardı. Hissetmek isteyip hissedememek, sesini duyamamak, istedikleri an görememek, bir kez olsun sarılamamak zorlarına giderdi.

Şehit Binbaşı Aren Demirkan'ın mezarı çiçekle süslüydü, ek olarak bir tane yeni gül demeti vardı. Ona çocukları gelirken getirmişti, her gelişte getirirlerdi. Biliyor musunuz yarın bayramdı ve çocuklar onsuz geçirdiği günlerden bir kere daha nefret etmişti. Bayram sevmez olmuşlardı çünkü bekleseler bile babaları eve gelmeyecekti. Onlara sarılıp bayramlarını kutlamayacaktı, bayram harçlığı veya asılsız bi çikolata vermeyecekti. Bayram kahvaltısında olmayacaktı, namaza gidip gelmeyecekti. Yine boyunları bükük kalacaktı, aileler ne ederlerse etsin onları doğru düzgün mutlu edemeyecekti.
Babalarının gelmeyecek olduğunu artık iyi biliyorlardı, o geri gelemezdi.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin