25/ Ihanet

881 51 31
                                    

3 gün sonra.

..- Yeter, bıktım artık. Bitsin artık bu işkence de boşanalım!

Dedi genç kadın, bunu duyanlarsa korku ve şaşkınlıkla izliyordu. Resmen boşanmak isteğini eşinin gözlerine baka baka demişti, Aren ise boş gözlerle ona bakıyordu. Saatlerdir ister sözlerle olsun ister uygulamalı olsun kırıp döken kadını dinliyordu. Sadece eşi diye susuyor, bağırmıyordu bile, bu durumda aileyi korkutuyordu. Çünkü susması hiç iyi değildi, şuan Barut ailesi dahil herkes oldukları evdeydi... Neyse biz konumuza geri dönelim; Inci onun günlerdir yok oluşuyla delirmiş vede bu sözleri diyecek kıvama gelmişti. Ama bu son sözlerini derken kendi bile şoka girmişti çünkü bunu demek istememişti.

Inci - A-aren ben çok...

Tam devam edecekken Aren onu durdurup sonunda konuşmuştu ama sesi fazla boştu. Fazla duygusuzdu...

Aren - Peki öyle olsun, boşanalım ama çocukları sana vermem, çek git evimden! Nerden geldiysen oraya defolup git, nasıl olsa yenisini anında bulursun...

Diyince Inci'nin gözünden bir damla yaş alıp gitmişti. O ise boş gözlerle eşinin gözlerine baka baka konuşmaya devam etmişti.

Aren - Yada sen kal ben çocuklarımı alıp giderim çünkü artık sen dolu bu lanet evi istemiyorum!

Diyip onun yanından gerip üst kata odasına yol almıştı. Inci ardından ne kadar ağlayarak gitse bile ardına bir defa dahi bakmamıştı. 2 Aileyse ne diyeceğini bilememişti çünkü bu şeye şahit olmak akıllarına hiç gelmemişti. Resmen boşanacaklardı, bu evlilik bitiyordu. Çocuklarda sanki ne olduğunu bilir gibi ağlamaya başlamışlardı. Ailenin dağıldığını sanki anlamış gibiydiler, bu yüzden de deli gibi ağlıyorlardı.

●●●

Aren - Dilekçemin düzeltilip yeniden sürüme verilmesini talep ediyorum komutanım, ilgilenseniz sevinirim.

Dedi duygusuzca, o an ona korku ve dolu gözlerle bakan bedenleri umursamamıştı bile... Mardin'e gitme dilekçesini geri sunmak istiyordu. Birde Inci ne kadar dil dönse de fayda etmemiş direk avukatını arayıp boşanma davası açmıştı. Göz göre göre evlilikleri çöp oluyordu, belki sonunda pişman olurdu ama en azından eşinin iğneleyici olan sözlerini duymazdı. Bu yüzden de ilk avukatı aramıştı, Mirza Bey dahi onu uyarmıştı ama nafileydi. Resmen sinirle hareket ediyordu, gözü bir defa dönmüştü, artık bu evliliği o da yük olarak görüyordu.

Aren - Eminim komutanım, bu şehirde kalkmak filan istemiyorum. Isterseniz başka yere dahi sürebilirsiniz çünkü neresi oluşu artık fark etmiyor, yeter ki bu cehennemden gideyim.

Mirza B - Aren'im delirme, ne olur dur!

Dedi yaşlı gözlerle ona bakarken, Aren ise sanki bir uykudan uyanır gibi olurken yarbay tekrar emin misin diye sormuştu. Lakin cevap yoktu, bu yüzden de derin bir nefes alıp şunu söylemişti.

Y. Ibrahim - Tekrar düşün aslan parçası.

Diyip aramayı kapatmıştı, Aren ise kendini tutamayıp koltuğa bırakırken Mirza Bey onun elini tutup şunu söylemişti.

Mirza B - Iyi misin yavrum?

Dedi korkuyla hattâ hepsi korkuyla ona bakmıştı çünkü rengi fazla soldundu, birde üstüne kızgındı. O anda yanına oturan öz babasıyla ağlamamak için zor durmuştu.

Arslan B - Tekrar düşün aslan parçam, evlilik olayı ve bu olay... Nolursun bir defa daha düşün, öfkeyle kalkıp evliliğini yıkma! 

Dedi şefkatle onun yanağını okşayarak, Aren ise tek bir kelime bile etmeden başını onun omzuna koyup gözlerini kapatmıştı. Cidden kötü hissediyordu. Kalbi bile deli gibi atıyor, nefesini kesiyordu. Arslan Bey ise onu kendine çekip sıkıca sarmalamış sonra da saçlarına uzun bir öpücük kondurmuştu. Inci ise kendini odasına kapatmış ağlıyordu, resmen annesinin dediğine gelmiş gibi bu güzel evliliği yıkıyordu. Meryem hanım aslında haklıydı, o tam bir alış veriş ve parti delisiydi. Ama evlilik, çocuk derken yavaş yavaş parti ve dostlardan ayrılır gibi olmuş bu yüzden de Aren'e karşı dolar olmuştu. Yavaştan uyuz olmuştu, gittiği her an delirirken annesinin dolduruşuyla tamemen deli olurdu. Ama belli de etmezdi.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin