Saklanan bir gerçek?

690 49 18
                                    

Kösem kafesi.

Mirza B - Ne olursa olsun ben burdayım, yanındayım biliyorsun demi?

Dedi şefkatle oğluna bakarken, bir eliyle de onun masada ki elini tutuyordu, Aren ise dolan gözleriyle onu onaylayıp şunu söylemişti.

Aren - Zaten bu yüzden güçlüyüm ya,..

Mirza B - Kurban olurum ben sana!

Dediğinde Aren gözlerini içtiği kahvesine indirmişti. O ise sessizce geri yaslanıp oğlunu izlemeye devam etmişti, biliyordu ki oğlu iyi değildi. O kadın oğlunu ziyan etmişti, genç yaşta yaşlanmıştı ve saçında ki beyazlığa hergün yenisi eklenir gibiydi. Çünkü artmaya başlamıştı, saçı resmen siyah - beyaz olmaya başlamıştı.

Aren - Yaşlandım farkındayım.

Mirza B - Sen mi? Yavrum daha yeni 35 oldun, ne bu dede tavırları?

Aren - Ruhum çöküşlerde baba, artık hiçbirşeye gücüm yok.

Mirza B - Aren bu sana yakışmıyor, hemen pes etmek sana hiç yakışmadı. Hem daha gençsin, istersen tekrar evlenebilirsin farkında mısın?

Dedi yakınırcasına çünkü hemen pes etmiş oluşu sinirine dokunmuştu. Onun bildiği Aren asla pes etmezdi ama bu sefer olmuyordu, yapamıyordu işte... Her direndiğinde olaylar öyle bir hâl alıyordu ki nefes almak bile ona acı veriyordu. Yorulmuştu, hayat onu yormuştu ama en çokta Inci yormuştu.

Aren - Ama istemiyorum, o aptallığı yeniden yapamam.

Mirza B - Herkes aynı değildir.

Aren - Inci'de masumdu baba, lakin en son bana şehit ol belki sana olan kinim biter sevgili eski kocacığım dedi.

Mirza B - Bu ne, sen ne dersin Aren?

Dedi sinirle dişlerini sıkarak çünkü bunu bilmiyordu. Hoş zaten daha taze bir olaydı, 2 gün anca olmuştu, lakin Aren o gün için keşke olmasaydı diye düşüyordu. Üstüne birde eski kayınpederinin mezar ziyaretinden kovulmuştu, o kadın gelinlikle gelmeye utanmayıp onun gelişine laf demişti.

Mirza B - Belli başka şeyler daha olmuş.

Diyince Aren'in gözleri daha çok dolmuştu, bunu görünce de yerinden kalkıp onun yanına oturdu. Sonra da onu kendine çekip sıkıca sarmalamıştı, o anda duyduğu ağlamaklı sesle kalbi sızlamıştı.

Aren - Mezardan kovdu, gelmeye utanmadın mı dedi.

Mirza B  - Şist ağlamak yok.

Dedi onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak, o sırada kafeye gelen Arslan Bey ise yanında ki büyük oğluyla boş bir masaya geçip oturmuştu. Lakin tam spariş verecekken ikiliyi görünce duraksamıştı, Polat ise onun baktığı yere bakınca kardeşiyle Mirza Bey'i görmüştü. Yakındılar, şansa yakındılar...

Mirza B - Hem bu yanlışlarla sen değil o kaybeder.

Aren - Suçum yokken suçlu oldum, dayanamıyorum artık.... Askeriyeye gitmekten bile utanıyorum, resmen adım çıktı. Herkes arkamadan konuşuyor, battım baba çıkarıyorum.

Mirza B - Hey sakin ol!

Dedi onun saçlarını severek, Aren ise titrek bir nefes alıp şunu söylemişti.

Aren - Keşke diyorum ya, keşke hiç evlenmeseydim. Keşke onu hiç tanımasaydım da başıma bunlar gelmeseydi.

Mirza B - Yavrum bak seninde karşına iyi biri çıkacak, eminim ki hem seni hemde çocukları toplayan biri çıkacak.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin