Hasta!

722 50 17
                                    

Barut ailesi bile burdaydı ve Aren'in hâlini hepsi görmüştü. O yavaş yavaş göz göre göre eriyordu, eski Aren gidiyordu.

Arslan B - Ilk defa gördüğümde olan Aren bu değil, o bir kere neşe doluydu ama bu...

Diyip durdu, devam edemiyordu. Oğlunu böyle görmek içini yakıyordu, kalbi sızlıyordu. Herşey o mahkeme sonu olmuştu, o günden sonra da Aren eskisi gibi mutlu olamamıştı. Neşesi sönmüştü, artık Botan ile eğlenmiyordu. Ancak Botan eğlensin isterdi çünkü eski kardeşini çok özlemişti. Ceylan korkudan ses bile çıkaramıyordu ama yanına gitmeyi isterdi tıpkı abileri gibi... Ancak babaları yanlız kalmak istediğini dile getirmişti. Bu yüzden de hepsi eli kolu bağlı gibi bekliyordu.

4 saat sonra.

Midesinin bulanmasıyla uyanıp kendini banyoya atmıştı. Ama bu normaldi çünkü hem içmişti, hemde kötü olmasına rağmen ne yemek yemiş ne de ilacını almıştı. Şiddetle kusuyordu, yorgundu. O an içinden ne güzelde bir tatil böyle demişti, resmen izin günleri berbat geçiyordu. Yakında da yeniden gitmek zorunda kalacaktı, lakin sıkıntı etmezdi çünkü mesleğimi seviyordu. Hatta bu mesleğe aşıktı!

Işte o anda telefonu çalmaya başlamıştı lakin şuan pek musait değildi. Telefon masada duruyor vede arama olarak Yarbay Kopuz yazıyordu. Bu yeni yarbay idi...

***

Aren - Binbaşı Aren Demirkan, Mardin emret konutanım.

Dedi yatağa oturarak çünkü başı felaket dönüyordu, mide bulantısı onu fena sarsmıştı. Öncekinden daha kötü hissediyordu, bu yüzden de yatakta geri yaslanıp gözlerini kapatmıştı. O sırada konuşan yarbay ile dikkatini ona vermeye çalışmıştı.

Yarbay Kopuz - Binbaşım siz iyi misiniz yoksa hasta mısınız?

Dedi endişeyle, sonuçta askerleri önce allah'a sonra ona emanetti. Hepsinin canı birgün ondan sorulacaktı.

Aren - Üşütmüşüm komutanım.

Dedi yüzünü buruşturarak çünkü boğazında hafif yanma vardı. Belli ki o gece ayazı yüzünden üşütmüştü ve malesef ki hasta olunca kolay kolay kendine gelemezdi.

Yarbay Kopuz - Kendine dikkat et aslan parçası, ben seni ailene yolladım sense hasta olmuşsun. Neyse sen en iyisi 2 gün sonra değilde 1 hafta sonra gel ama iyice toparlan.

Aren - Emredersiniz komutanım.

Yarbay Kopuz - Yavaş bir süre ses tonunda yükselme olmasın, mazallah kısılır da eğitimde sıkıntı olur... Geçmiş olsun!

Diyip aramayı sonlandırmış, Aren ise telefonu bırakıp geri yatmıştı. Resmen başı olduğu yerde, yatarken bile dönüyordu. O sırada çalan kapıyla gel demişti, bunun üzerine kapı açılmış ve içeri büyük oğlu girmişti. Hemende kapıyı kapatıp ona yönelmişti.

Aren - Kimseyi istemiyorum dedim.

Yağız - Ben oğlunum ve az önce gel dedin.

Dedi tatlı bir tonda sonra da onun yanına yatıp başını onun boynuna gömüp yerine iyice yerleşip şunu söylemişti.

Yağız - Iyi misin?

Aren - Olacağım.

Yağız - Baba hasta mı oldun?

Dedi endişeyle ona bakarak, Aren ise onu geri yatırıp yüzünü onun boynuna gömüp gözlerini kapatmıştı. Bunun üzerine Yağız onun saçlarını karıştırmıştı, iyi olmadığını gayet net anlamıştı. O anda konuşan babasıyla dikkatini ona verirken saçlarına da uzun bir öpücük kondurmuştu.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin