Son!

376 23 19
                                    

Birkaç ay sonra

Aren'in hafızası tamamen geri gelmişti, ailesiyle eski düzenine girmişti. Tek fark artık Barut ailesini de seviyor olması ve daha sıcak davranıyor olmasıydı. Hâlâ Istanbul'daydı, fakat Demirkan'lar Mardin'e/ memlekete gitmişti. O ise burada ki evde çocuklarıyla kalmayı tercih etmişti. Arada bir akşam yemeği, sabah kahvaltısı bahanesiyle öz ailesiyle zaman geçiriyordu. Arayı açmamaya dikkat ediyordu, aileyse onun bu kibar davranışıyla mutlu oluyordu. Soy adlarına girmemiş olsa bile o bir Barut idi, onların kanındandı. Arslan Bey ile Ikra hanım'ın oğluydu.

Eskiden zamanı olmamıştı, ailesine şans verememişti. Ama şimdi veriyordu, 2.şansını iyi değerlendiriyordu. Inci'yle olan bağına gelirsek; bağı tümden kopartmıştı, denkte gelmezlerdi. Bu nedenle bazen onun şehri terk ettiğini düşünüp sevinirdi. Ancak dün aldığı âni haberle kala kalmıştı çünkü Inci intihar etmişti. Ona haber edense Meryem hanım olmuştu, Inci artık yoktu. Iki ailede haberi duyunca şok geçirmişti, ne diyeceklerini bir an bilememişlerdi.

Aren çocuklarının son kez annelerini görmeyi istemesiyle mecburen cenazeye katılmıştı. Onlara kızamıyordu çünkü 3 evladı da annelerine son görev diye düşünerek cenazeye katılmak istemişlerdi. Ancak Aren hiç düşünmeden onu aldatan kadına hakkını helal edememişti. Biricik kızını katletmek isteten eski eşini affetmiyordu, zaten caniliğine dayanamazken nasıl hakkını helal edecekti ki? O Inci defterini tümden kapatmıştı, herşey asıl şimdi bitmişti.

Artık rahat uyuyordu biliyor musunuz? Artık eski eşi gelecekte Ceylan'a zarar verecek diye korkusuna sabaha kadar beklemiyordu. Nöbet tutmak zorunda değildi, kızı güvendeydi. Artık kızının yada diğer evlatlarının zarar görmeyecek olduğunu iyi biliyordu. Inci öldükten sonra üzülmek yerine huzur bulur gibi hissetmişti, bu belki bencillikti ama mutlu diye asla pişman değildi. Yalan yok huzurluydu, çocuklarıyla yeniden beraber mutlu olmak onun huzurunu geri vermişti.

/: Babacığım uyan kahvaltı hazır.

Dedi bıcır bıcır konuşan kızı ve yanağına öpücük kondurdu. Aren hemen kızını kendine çekip anlına öpücük kondurunca kıkırtıyla boynuna sarılmıştı. Babasını çok seviyordu, ondan asla vazgeçemiyordu.

Ceylan : Günaydın.

Aren : Günaydın meleğim, abilerin uyandı mı?

Ceylan : Evet hatta kahvaltıyı biz hazırladık, menemen bile yaptık. Tek sen eksiksin, hadi kalkta kahvaltı edelim.

Aren : Uykum var.

Ceylan : Ama ben acıktım.

Dedi dudak büzerek, naz yapıyordu. Aren kızının haline gülerek son defa anlından öpüp onunla beraber yerinde doğruldu. Sonra kızını yatakta ki boş yere bırakıp lavaboya gitmişti, kızıyla sabırla onu bekliyordu. Ama ciddi manada karnı açtı, zaten akşam uykusu var diye az yemişti. Şimdiyse karnı guruldayacak kıvama gelmişti.

Ceylan : Babacığım.

Aren : Geldin yavrum sakin.

Diyip onu kucağına alıp odadan çıkmıştı, kızsa hemencecik kollarını boynuna dolayıp başını omzuna yaslamıştı. Düşmek istemezdi, gerçi sevgili babası düşmesine izin vermezdi ki, düşmeden tutardı.

Ceylan : Babacığım.

Aren : Hm?

Ceylan : Bugün birlikte pasta yapalım mı? Hem abilerimde evde, malûm hafta sonundayız.

Aren : Yaparız.

Ceylan : Ama sonra onu paketleyip Arslan dedemlere gidelim.

Aren : Onları çok mu seviyorsun?

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin