Sezon finali !

747 47 49
                                    

Ertesi gün / 8. 20
Barut Malikhanesi!

   Hizmetçiler aldığı emirle kahvaltıyı hazırlarken Aren ise onun için taaa önceden hazırlanmış olan odaya geçmişti. Şimdiyse duş alıyordu, aklındaysa dün gece ki olay vardı. Eşi, karım dediği kadın resmen onu aldatmıştı. Kendi çocuğundan yana acaba benden olmayabilir mi? adlı bir şüpheye sokmuştu. Şuan bedeninden akan soğuk su iliklerine kadar üşütse dahi suyan geri çekilmiyordu. Boşanma davası açmıştı, şuan pişman filan değildi lakin biliyordu ki sonraları pişman olacaktı. Yada keşke baştan boşansaydım diyecek...

●●●

Ikra hanım kapıyı çalmış sonra da gel komutuyla odaya girmişti. O anda üstünü giyinmiş beline kemer takmakta olan oğlunu görmüştü. Siyah gömlek ile siyah pantolon giymişti, şık duruyordu. Ha bu arada çocuklarda burdaydı. Tek Ceylan annesinin yanındaydı, bunun nedeniyse anne sütüne olan ihtiyacıydı. Yoksa Aren kızını Inci'ye vermedi ya, tıpkı oğullarını vermediği gibi onu da vermezdi.

Ikra H - Kahvaltı hazır!

Aren - Tamam geliyorum.

Dedi hemen sonra da kemeri son kez düzeltip masada ki telefonu almıştı. Ikra hanımsa gözlerini ondan çekip şunu söylemişti.

Ikra H - Gidelim mi oğlum?

Aren - Tabi, önden buyrun!

Dedi kibarca, bu durum Ikra hanımın hoşuna gitse de resmi oluşu kalbini sızlatmıştı. Ama yine hüznünü belli etmeden onunla odadan çıkmıştı. Yavaş yavaş aşağı inmeye başlarlarken ikiside sessizdi. Ikra hanımsa arada bir oğluna bakıyor, ona kaçamak bakışlar atıyordu. Aren ise onun aksine eşinin yaptığı büyük ihaneti düşünüyordu. Zaten çabuk unutması imkansızdı ya sonuçta ortada büyük bir ihanet vardı. Koynuna aldığı kadın başkasınında koynunda gezmişti. Belki de bir sürü yatakta gezmişti...

Ikra H - Unutmak zor olacak ama güçlü olmalısın oğlum, kendini böylesine yıkma!

Dedi utana sıkıla onun elini tutarak, Aren ise salona girdilerini ve herkesin ilgi noktası oluşunu görmüştü. Elbette ki hepsi duymuştu çünkü o sözleri yemek salonuna girerken demişti. Hepsi ilgiyle Aren'e bakarken o ise elini onun elinden kurtarmıştı. Bununla kadın boşluğa düşerken, o ise düz bir sesle şunu söylemişti.

Aren - Yıktığım filan yok, gidene dur da demem! En fazla çocuklar için sorun olur, öyle böyle onu da isterler.

Polat - Illa ki sonuçta anneleri ama umarım o şeyler olurken çocuklar evde yoktur.

Dedi hüzün ve kızgınlıkla, lakin onun sözleriyle Aren'in göz rengi mümkünmüş gibi biraz daha kararmıştı. Siyahları öfkeden parlamıştı, sahi o anlarda çocuklar evde değildi demi?

Arslan B - O kadar da değil!

Aren - Umarım böyle bir hata yapmamıştır yoksa bu sefer yılların hatrını önemsemeden onu öldürürüm.

Diyince hepsinin kanı donmuştu çünkü bunu beklemiyordular. Resmen Inci'yi öldüreceğini söylemişti, Aren ise bunu takmadan kendisine safça bakan Yağız'ı kucağına alıp şunu söylemişti.

Aren - Sen bunları duymazdan gel, boş ver...

Yağız - Şey galiba ben o dostun kim olduğunu biliyorum.

Aren - Ne? Ne dostu?

Yağız - Annemle yakın olan bir abi vardı ve annem bana gelirken arada yanında o abi de olurdu.

Diyince hepsi yutkunmuştu, Aren ise dikkatle oğlunu dinlemekteydi ama onun her sözü içinde ki ateşi alevlendirmekteydi. Yağız ise bundan habersizce tek tek anlatıyordu.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin