O ortamda olup televizyona bakan sadece ikisi vardı. Koltuğa yayılmış Yunusların dev ekran son model televizyonundan yılbaşına giren ülkelerin gösterilerini izliyorlardı. Daha doğrusu tam olarak izlemeseler de en azından bakışları oradaydı.
Nilüfer iyice Görkem'e doğru sokularak başını onun omuz ve çenesi arasında sıkıştırdı. "Bir gün yeni yıla başka ülkede girer miyiz sence?"
"Gireriz tabii! Neden olmasın? Her sene başka ülkede bile girebiliriz."
Nilüfer heyecanla doğruldu. "Bunu çok isterim biliyor musun? Hep başka ülkeleri görmek istemişimdir! Sen hiç gittin mi mesela? Nereleri gezdin?"
Görkem düşünür gibi dudak büktü. "Yani... Avrupa'daki meşhur ülkelere gittim. Küçükken daha çok giderdik bizimkilerle. Zamanla baya azaldı. Fransa, İtalya, İngiltere falan gezdim."
Görkem'in ruhsuz açıklamaları karşısında Nilüfer suratını astı. "Bana şehir söyle, detay ver! Nereleri gezdin? En çok hangisini beğendin."
"Aşkım küçüktüm o zaman ne bileyim. Çocuk olduğum için Disneyland'ı sevmiştim o zamanlar. Şu an bilmiyorum yani... gerçi şu anda da yine Disneyland'ı sevebilirim," diyerek sırıttı Görkem.
Nilüfer onun ağzından laf alamayacağını anlayınca konunun peşini bıraktı. Görkem onun gönlünü yapmak için "Gel hadi biraz dans edelim!" diyerek onu ayaklandırdı ve köşeye çekti. Diğer birkaç grup insana uyarak dans etmeye başladılar.
Yeni yıla girmeye dakikalar kala odadaki heyecan artarken, bir damla bile alkol içmeyen Nilüfer'deki heyecan da artmıştı. Geri sayım anından sonra ilk kez hayatında bir yeni yıla girerken biriyle öpüşüyordu. Görkem onu sımsıkı sararak öptükten sonra "Mutlu yıllar sevgilim," diye fısıldadı onun dudaklarına doğru.
"Mutlu yıllar sevgilim," dedi aynı şekilde Nilüfer de. Görkem onu bir kez daha kendine çekip sıkıca sarıldı. Nilüfer de ellerini onun sırtına bastırarak iyice ona sokuldu. Summer Jam'in enerjik girişiyle müziğin tam gaz devam edişi kendini belli ederken, Nilüfer "Gel hadi birer bira alalım, ben de içeyim seninle beraber," dedi. Görkem Nilüfer'in çekiştirmesiyle mutfağa sürüklenirken ilk anda şaşırsa da, sevgilisinin doğum gününden idmanlı olduğunu hatırlayarak yargılayıcı tavrını bir kenara bıraktı. Nilüfer biraz içmek istiyordu çünkü alkolün verdiği o tatlı rahatlığa ihtiyacı vardı. Bu Görkem'le beraber geçirecekleri ilk geceydi. Buna biraz daha hazır hissedebilmesi için bu gerekiyordu.
İnsanların çoğu sarhoş olmuştu bile. O kadar rahat içiyorlar ve sınırı geçiyorlardı ki bu da Nilüfer'e garip geliyordu. O asla kontrolü o kadar kaybetmeyi göze alamazdı.
Elinde bira şişesiyle salona döndüğünde Yunus'un elindekini görmesi ve imalı imalı bakarak başını sallaması bir oldu. Nilüfer de ona göz devirerek güldü. "Rahat bırak beni!"
"Siz bir açıldınız pir açıldınız. Bugün sizi tanıyamıyoruz Nilü Hanım."
Görkem sulu bir şekilde Nilüfer'in yanında bitip kolunu onun omzuna attı. "Fişek gibi manitam var değil mi? Kıskançlıktan kuduruyorsun itiraf et."
Yunus 'eh' dercesine başını hafif hafif salladı. "Doğruya doğru, yalnızlık biraz başıma vuruyor gibi. Ama etrafta sıfırı tükettim."
Görkem hızla bakışlarını salonda gezdirdi. Kendisine yazılan gereksiz kızlar tayfasını görünce yüzünü buruşturdu. "Sahiden işler kesat, sana kolaylıklar diliyorum."
Nilüfer Görkem'in bu tavrı karşısında dik dik ona baktı. "Bu biraz hemcinslerime hakaret gibi oldu."
Yunus hemen araya girdi. "Aman diyeyim kızım, sen boş ver hemcinslerini falan. Girl Power kısmı burası değil." Görkem'le aralarında sessiz ve manalı bir bakışma yaşandı. O da kızların ne fena olduğunun farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞANMAMIŞ YILLAR
RomanceNilüfer için hayat hiç kolay değildi. Otuz beş yıllık ömrü boyunca sadece Görkem'le olduğu on ay boyunca mutlu olabilmişti. Hepi topu on ay. Ne öncesinde yüzü gülmüştü, ne de sonrasında. Görkem için de durum aynıydı. Nilüfer'i tanıyana kadar mutluym...