22. Bölüm

1.7K 227 28
                                    

"Küçük yaşta tayfa yamağı... hmm... Miço!" Nilüfer önündeki ayaklı masanın üstünde duran bulmacaya bulduğu cevabı işledi. "Peru'nun plakası... PE."

Görkem onun her soruyu ve her yanıtı sesli okuyuşuyla o kadar eğleniyordu ki, yaptığı işte dikkati dağılsa da asla laf etmiyordu. Kafasını kaldırıp gülümseyerek ona baktı. Nilüfer onun baktığını fark edince dikkati oraya kaydı. "Pardon... susuyorum," diyerek bulmacasına döndü.

"Yo yo, ondan bakmadım. Aksine hoşuma gittiği için baktım." Görkem telefonunun ekranını kapatıp koltuğa bıraktı ve ayaklandı. Gelip Nilüfer'in yanına oturarak onun saçlarını okşadı.

"Daha iyi gibisin?" dedi sorarcasına.

Nilüfer ofladı. "Sana bin kez dedim iyiyim diye! İş görüşmesini bile yapabilirdim, izin vermedin!"

Görkem ters ters baktı Nilüfer'e.

Nilüfer çocuk gibi omuzlarını indirip kaldırdı. "Bana aşağıdan kahve alsana."

"Olmaz."

Nilüfer öyle bir dudak büktü ki Görkem'in içi acıdı. "Doktoruna sorarız, akşam izin verir belki."

"Sıcak çikolata al bari! Hava buz gibi!"

"Süt gaz yapar, o da tehlikeli. Olmaz."

Nilüfer fenalık geçirir gibi kendini arkasındaki yastık yığınının üstüne bıraktı. Görkem eğlenerek güldü haline.

Nilüfer yastıkların arasında gömülüyken tereddütle Görkem'e baktı. "Sen sıkılmıyorsun burada değil mi?"

"Ne alaka sevgilim? Niye sıkılayım?"

"Hastane odasına tıkıldın kaldın benim yüzümden. Üstelik yılbaşını yine benim yüzümden eve tıkılıp geçirmek zorundasın. Kendimi aşırı kötü hissediyorum bu konuda."

"Şu an sahiden boş konuşuyorsun Nilü. Sanki seninle geçirdikten sonra nerede olduğumun bir önemi varmış gibi bir de buna dertleniyorsun. Varsın bu sene eve kapanalım! Seneye acısını çıkarız. İyileştiğinde gezeriz biz de."

Nilüfer yüzünde buruk bir gülümsemeyle başını kaldırıp baktı. "Keşke yeni evimizde girebilseydik yeni yıla," dedi.

Görkem bir yanıt vermeden sadece saçlarını okşamaya devam etti. Kim bilir... belki de bu olurdu.

Kapı tıklatılınca ikisinin de bakışları oraya döndü. Görkem yataktan kalkarken Nilüfer hemşirenin geldiğini düşünerek "Buyurun!" diye seslendi. Fakat içeri giren kişiyi gördüğünde beklemediği bir şaşkınlık yaşadı.

Annesi gelmişti.

Yine.

Görkem anında pençelerini çıkararak "Ben Nilüfer seni aramak isterse arar demiştim dün!" dedi dişlerinin arasından.

Nilüfer elini biraz kaldırarak onu durdurdu. Artık bu muhabbetten de çok yorulmuştu. "Ne var? Ne istiyorsun? Yine neden geldin?" diye sordu. Sesi kızgın ya da üzgün değildi. Daha çok bezmiş gibiydi.

"Sadece geçmiş olsun demeye gelmiştim. Öylece gidemedim. Nasıl olduğunu görmem lazımdı."

"Tamam, gördün işte, iyiyim. Şimdi ailenin yanına dönebilirsin. Taa İzmirlerden buraya gelmene hiç gerek yoktu bunun için. Bu ameliyattan bir tane daha atlatmışlığım var benim. İdare ederim."

Nergis Hanım utanç dolu bakışlarını öne eğdi. Elleri önündeki çantasının üstünde birleşik duruyordu. Zar zor başını tekrar kaldırarak yatağın ayakucu kısmına geldi. Ellerini ayak kısmındaki çıkıntının üstüne koyarken "Ne desem olmayacak, değil mi?" diye sordu.

YAŞANMAMIŞ YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin