27. Bölüm

1.8K 222 42
                                    

Nikahı kıymadan sorumlu ve burada 'noter' olarak adlandırılan kişinin önünde dururlarken Nilüfer aşırı heyecanlı ve gergindi. Bir hata yapmaktan çok korkuyordu. Tek güzel avantajı, burada nikah kıyılırken çiftler birbirlerinin ellerini tuttuğu için Görkem'in ellerinden güç almasıydı.

Seremoni girişinde Nilüfer'in filmlerden aşina olduğu o cümleleri duydu. "Dearly beloved," diye başlamıştı adam söze. Nilüfer'in bir an gerçekten sesli gülesi gelmişti. Hayatı boyunca böyle evleneceğini hiç tahmin etmezdi. Allah aşkına Mardin'de bir köyde evlenme teklif almıştı o. Şu anda biri ona İngilizce olarak "bugün burada bu adamla bu kadının evliliğini birleştirmek için toplandık" falan diyordu.

Giriş konuşmasından sonra ilk olarak Nilüfer'in rızasını almak için dönerek gülümsedi. Ona yine meşhur olan o uzun cümleyi kurdu. Nilüfer'in ismini telaffuz edişi o kadar tatlıydı ki, Nilüfer adama bakarken sessizce gülmüştü.

"Nilüfer, do you take this man to be your lawfully wedded husband, to love him, to honor him, to comfort him, and to keep him in sickness and in health, forsaking all others, for as long as you both shall live?"*

Gerçekten kabullenemeyerek "I do," dedi Nilüfer. Kimse alkışlamadı. Doğruydu, burada alkışlama adeti de yoktu. Zaten bu oldukça küçük bir seremoniydi.

Adam Görkem'e dönüp aynı şeyi bozuk isim telaffuzuyla söyledi. Görkem kendisine "Naci Görkem" dedirtmişti.

Görevli tekrar Nilüfer'e dönerek "O zaman benden sonra tekrar et" diyerek Nilüfer'i yeni bir batağa attı. Kısım kısım adamın arkasından onun söylediği cümleyi Görkem'e bakarak tekrar etti. Böylelikle Görkem'e bakarak ona karşı sonsuz yeminini de etmiş oldu. Kötü bir İngilizceyle konuşmuş, hatta iki kelimesini düzelterek tekrar söylemek zorunda bile kalmış olsa da yemin yemindi. Görkem'e resmi bir çerçeve içinde yemin etmesi ilginç bir biçimde Nilüfer'i vicdanen de rahatlatmıştı.

Aynı repliği Görkem ikinci tekrarda adamla beraber kusursuz bir şekilde söylemişti. Sonra Görkem sağdıcından yüzüğünü almış, Nilüfer de yüzüğünü son dakika atanan nedimesinden—Americano içen Mark'ın dünya tatlısı eşi Leslie'ydi bu—almıştı. Birbirlerinin parmaklarına gözleri parlayarak yüzükleri takmışlardı. Nilüfer bu nikahlara dair bu kısmı seviyordu. El ele tutuşmak ve yüzükleri insanların birbirine takması romantik geliyordu ona.

Görevli son olarak dünyanın hiçbir yerinde değişmeyen o cümleyi söyleyerek "Kaliforniya Eyaleti yasalarının bana verdiği yetkiye dayanarak, sizi karı koca ilan ediyorum," demiş ve Görkem'e bakarak "Gelini öpebilirsiniz," deyip töreni bitirmişti. Bu da Görkem'in en sevdiği kısımdı işte.

Görkem Nilüfer'i yavaşça kendine çekip öperken işte o zaman salonda alkış kıyamet kopmuştu. Görkem dudaklarını zar zor ondan ayırdığında mutluluktan delirir gibi baktı Nilüfer'in gözlerinin içine. Keza Nilüfer de öyle bakıyordu. Kollarını zar zor birbirlerinin üstünden çekip konuklara döndüler. Görkem onun elini tutarak koridorda herkese selam vermek suretiyle taze karısıyla beraber çıkışa yürüdü. Kapıda alkışlar tezahüratlar konfeti patlatmalar devam etti. Nilüfer kapının önünde onlar için ayarlanan ve onları bekleyen arabaya binmeden evvel elindeki çiçeğe baktı. Son anda durup "Benim bunu atmam gerekiyor galiba," dedi.

"İstiyorsan tutabilirsin. Atmak zorunda değilsin," dedi Görkem. Nilüfer arkasındaki kalabalığa doğru baktı. Oradaki kadınların neredeyse hepsi evliydi. Zaten yirmi kişi anca vardı. Çaresizce bir elindeki çiçeğe bir de hala onlara güzel sözler söyleyen insanlara baktı. En nihayetinde çiçeği en alt basamaklarda duran Jay'in kucağına atıverdi. Jay son anda çiçeği tuttu. "Senden başka mantıklı bekar göremedim," dedi mahcubiyetle Nilüfer. Görkem olaya ve arkadaşının tepkisine kahkahayı bastı. Arabaya binerlerken Jay arkalarından "Ben bunu istemiyorum. Nily! İstemiyorum bunu!" diye bağırsa da artık çok geçti.

YAŞANMAMIŞ YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin