5. Bölüm

2.2K 267 39
                                    

Hayatında en yorulduğu dönemlerden birini yaşıyordu ama aynı zamanda en mutlu zamanlarından birindeydi de. Bugün ilk kez Görkem'le dışarı çıkacaklardı. Okul dışında, üstlerinde üniforma olmadan buluşacaklardı. Cezanın ilk gününde onu öpeli neredeyse iki hafta olmuştu. O günden beridir sevgili olmuşlar gibiydi. Henüz bu sözlü olarak konuşulmuş bir şey değildi ama o gün Nilüfer'i öptükten sonra her teneffüs vaktini beraber geçirmişler, öğle arasında beraber yemekhanede yemek yemişlerdi. Nilüfer birçok kişi tarafından sorgulandıklarının farkına daha o gün varmıştı ama Görkem'in umrunda değildi. Etrafına bakmıyordu bile. Tüm ilgisi alakası Nilüfer'in üzerindeydi. Onu delicesine tanımak istediği için her şeyi soruyor, sürekli soru yağmuruna tutuyordu. Nilüfer pek sorunlu anne babasından ve çocukluğundan bahsetmek istemese de, utansa da, Görkem çok dürüst bir şekilde kendi ailevi sorunlarından bahsettiği için o da ucundan kıyısından anlatıyordu. Zaten maddi anlamda bir hayli sıkıntılı olduğunu çok net anlamıştı Görkem. Ve buna hiç takılmamış, eşelememişti.

Nilüfer iki hafta olmasına rağmen hala kuaförde çalıştığını ona söylememişti. Birkaç kez okul çıkışı bir şeyler yapmak istemişti Görkem, Nilüfer de onu ders çalışma konusunu bahane ederek atlatmıştı. Görkem başta buna biraz üzülmüş, mızıkçılık etmiş ve daha senenin başında ne çalıştığını sorgulamıştı. Nilüfer durumu çok güzel kıvırarak "Hazırlığı atladım ama yine de İngilizce pratik yapmam gerekiyor, bazı derslerdeki terimlerde geri kalıyorum. Onları çalışıyorum," diyerek kendini savunmuştu. Bunu duyunca Görkem ona anlayış göstermiş hatta kendisinin yardımcı olabileceğini bile söylemişti. Bu teklif Nilüfer'in çok hoşuna gitmişti.

İki hafta onu böyle atlatmıştı lakin artık sınıra gelince, iş çıkış saatinde ona buluşabileceklerini söylemişti. Anneannesi her ne kadar akşam dışarı çıkmasından biraz gerilse de Nilüfer ona başka çaresinin olmadığını söyleyince kadıncağız ikna olmuştu. Nereye gideceğini söylemiş, Görkem'in telefon numarasını ona yazıp vermişti. Zaten Görkem'de de ev numarası kayıtlıydı. Anneannesini arayıp nerede olduğunu haber verecekti.

Yedi gibi kuaförden çıkmıştı. Cuma için erken bir saatte kuaförden çıkmıştı ama Işıl ablasına çekinerek durumu açıklayıp biraz erken çıkabilmek için izin istemişti. Işıl ablası bir çocukla görüştüğünü öğrenince resmen delirmiş, "Bunu bana nasıl önceden söylemezsin?! Hemen seni hazırlamalıyız!" diye tribe girmişti. Çok sevinmişti kısacası. Başka zamanlarda da böyle durumlar olursa gidebileceğini söylemişti Nilüfer'e. Ama Nilüfer bunu sık yapmaktan çekinirdi.

Nilüfer'e güzel bir fön çekip, kirpiklerine biraz rimel sürüp, dudaklarını da biraz renklendirerek yollamıştı eve. Nilüfer eve girip odasındaki aynada kendisini öyle gördüğünde çok şaşırmıştı. Ufakcık bir dokunuş inanılmaz değiştirmişti onu.

Kıyafet konusunda çaresiz kalmıştı biraz. Güzel ve havalı kıyafetleri olmadığı için düşük belli düz bir kot ve üzerine de çiçekli bir tişörtle ince hırka giymişti. Hava hala sıcaktı. Bu aralar göbeği açık bluzlar modaydı ama Nilüfer'in tabii ki öyle şeyleri yoktu.

Olanla idare etmeye karar vererek evden çıktı. Alt caddeden otobüse binerek, Caddebostan barlar sokağı girişinde Görkem'le buluşacakları kafeye doğru yola çıktı. Küçük sırt çantasının saplarını sıkı sıkı tutarak artık kararmış sayılacak olan havada durakta otobüsten inip etrafına bakındı. Yolun karşısında elleri ceplerinde avare bir şekilde etrafına bakınan Görkem'i kolayca gördü. Hareketli ve gürültülü sokağın girişinde bekliyordu.

Işıklar yanar yanmaz karşıya geçerek onun beklediği yere doğru koşturdu. Üzerinde üniforma yokken de ayrı yakışıklıydı. Onun üstünde de koyu renkli bir kot, beyaz bir gömlek, üzerinde de siyah deri ceket vardı. İnanılmaz havalı görünüyordu. Ufak voltalar atarken Nilüfer'in hızlı adımlarla kendisine yürüdüğünü fark eder etmez ellerini ceplerinden çıkardı. Gülümsemesi yüzünde büyüdü.

YAŞANMAMIŞ YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin